Terminalde biraz uzanıp onun uyanmasını bekliyordum. Fakat karnım çok acıkmıştı. Hem biraz daha vakit geçirmek için, hem de onu erkenden uyandırıp uykusuz bırakmamak için merkeze doğru yürüdüm. Karnımı doyuracak bir yer aradım. Boynumda asker künyesi vardı, fakat sevgili olduğumuz tarih ve arkasında da onun ve benim adım vardı. O gün de askeriyeye alım varmış sanırım bunu bilmiyordum. Bir yere girip yemek yedim. Garsonlardan biri "Vay be ağabey, askersin demek." Nereden çıkardın dedim. "Bugün yeni askeriye geliyor ağabey, sen de onlardansın heralde künyeden gördüm" dedi. Evet,evet dedim ne diyeceğimi bilemediğimden. "Bu yemek bizden olsun ağabey" dedi. Teşekkür ettim. Yemeğimi yedim, çayımı içtim. Tekrar teşekkür edip geri yola koyuldum. Güzel sevdiceğim uyanmış, ve bana yazmıştı. Terminalde olduğumu söyledim. Gel de çıkarayım seni bu bataktan dedim. Sen hiçbir zaman ağlamayı hak etmedin. Tamam haber vereceğim dedi. Birkaç saat sonra bir telefon geldi. Ağlayarak ben gelemiyorum annem yollamıyor dedi. Tamam dedim sakin ol. Saat 11 civarıydı. Biraz daha bekleyelim yumuşar belki. Saat 1 oldu tekrar aradı. Bu sefer de dedem yollamıyor dedi. Ağlıyordu. Dayanamıyorum ağlamasına. O güzel gözlerin içi gülüyordu ben yanındayken, neden ağlattılar seni sevdiceğim ? Tamam dedim, madem öyle ben geliyorum. Neresi o köy, nerde otobüsü. Bilet buldum 15 dakika sonra kalkıyormuş. Bindim otobüse. Aklımda tek bir düşünce vardı. Onun yanına gidecektim. Onu gülümsetecektim. Onu mutlu edecektim. Çünkü o her zaman her şeyin en iyisine layıktı. Mükemmel bir kadındı. Ve beni olduğumdan daha iyi biri yapıyordu. Otobüsten indim. Annesiyle beni karşılamaya geldiler. Annesi alaycı bir tavırla "Sen bizi takip mi ediyorsun aaa" dedi. Ben de aynı şekilde "Yok canım geçerken uğradım" dedim. Gülümsedik. Bana o köyü ve yakınlardaki bir tatil köyünü gezdirdiler. Nerede kalacaksın? dedi bana annesi. Girişte otel gördüm, tatil köyünde pansiyonlar var bulurum bir yer dedim. Ne gerek var canım oralara para vermeye gel bizde kal, sen de benim bir oğlumsun dedi. Benim kendi annem bile bana oğlum dememişken, sevdiğim kadının annesi bana oğlum demişti. Bunun yeri hep ayrıdır bende. Onlara gittik. Ben ne kadar yardım etmeyi teklif etsem de, onlar biz hallederiz sen otur dediler bana. Rüya gibiydi. Sevdiğim kadın ve annesi, arkamda mutfakta yemek yaparken, ben oturmuş televizyonda maç izliyordum. Tanrım eğer ölebileceğim anı seçebilseydim, bu anı seçerdim. Birlikte yemek yedik, Tarkan'ın yeni çıkan şarkılarını dinledik. Aysel Yakupoğlu dinledik. Ve ben bu anların her bir saniyesinde kafamın içinde çıldırıyordum mutluluktan. Akşam birlikte oturup televizyon izledik. Karşıma oturuşu, bağdaş kurup kırlenti kucağına alması. Elini çenesine koyup bir televizyona bir bana bakması.. Anlatırken hala içim ısınır. Saat 10 civarı oldu, annesi dedi ki siz turşu mu olacaksınız evde çıkın gezin biraz hava alın. Ben ne kadar sen de gel desem de ben evdeyim siz gezin dedi. Birlikte sokaklarda el ele gezdik. Aynı evin çöpünü attık. Birbirimize sarıldık. İlk defa öptüm onu, 6 aydan sonra. Diğer gün dönecektim. Ve bu olayı olabildiğince unutturmaya çalıştım ona, sımsıkı sarılarak. Ve ona "Sol yanına doğru eğil, oradayım ben her zaman." dedim. Birlikte el ele yürüdük eve. Yarın oldu. Son kahvaltımızı yaptık. Son birlikte gülüşmelerimizi yaptık. Annesiyle kapıda, onunla otobüse binmeden önce vedalaştım. Gitmeden ona hırkamı bıraktım. İstemeyerek bindim o otobüse. Keşke şarampole yuvarlansaydık, keşke orada son kez ellerini tuttuğumda ölseydim, ama gittiğini görmeseydim Milena'm. Ben otobüse bindim, ama sen gittin. Bir hafta sonra, benden ayrılmak istediğini söyledi. Her yerden engellendim. Hiçbir şekilde ulaşamadım. Bir süre sonra benden önceki sevgilisiyle barıştı. Bu olayları kaldıramadım. Ömrümde bir çok acıya göğüs gerdim, ama bu gelip geçmedi, delip geçti. Bir gece bir jileti son kez yatırıp bileğime, intihar ettim. Hastaneye yetiştirildim. Doktor hemen dikiş atılması gerekiyor, kan nakli de yapılsın dedi. Dikiş atılırken hiç sesim çıkmadı. Normalde çok can yakarmış böyle derin kesiklerin dikilmesi. Hemşire "Asker misiniz? Dikiş atılırken hiç tepki vermediniz?" dedi. Gülümsedim. Milena'mı kaybettim. Bu dikiş, bu kesik, bu acı neydi ki ? O an sadece tavana bakıp, sadece gülüşünü düşündüm. Sabaha psikolog geldi. Neden yaptın? dedi. Yaşamak istemediğimi söyledim. Neden dedi ? Neden yaşamak istemiyorsun ? Bu soru beni öyle sinirlendirmişti ki. Sen neden yaşamak istiyorsun doktor? Bunca pisliğin, bunca iğrençliğin arasında, bunca acının içinde neden yaşamak istiyorsun? Hayatındaki her şeyin yalan olduğunu anlamayacak kadar kör mü oldu gözlerin, yoksa görmeyi seçmeyen sen misin ? Birkaç tanı koymuş aklınca, benim bu konuşmalarımdan. Sinir hastalığı, manik depresyon, kişilik bozukluğu. Bir sürü şey vardı dosyada. Önümde bir ton ilaç varken adını unutmuştum. Sadece birkaç silik gülümsemen vardı hatrımda. Bir çok insan hastaneyi arayıp halimi hatrımı sorarken, uğruna ömrümü verdiğimin telefonu gelmek bilmedi. "Ben yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum, fazla abartmış" demiş arkamdan. Ah benim Milena'm. Sana bir değil, bin ömür bile verilir. Bir baksana sana,benim gözümden. Bir buçuk ay acılı bir süreçten sonra, çıkarıldım hastaneden. Hiçbir tedaviye yanıt vermiyormuşum, ve onların yapabileceği hiçbir şey kalmamış. Artık böyle olacakmışım. Çocukluğumu babam çaldı, gençliğimi yaşayamadım. Senin içinde olmadığın hiçbir anı saymıyorum yaşamaktan Milena. Senin içinde olmadığın hiçbir ömrü, yaşamak istemiyorum. Bu günlerden sonra hiç görüşmedik. Defalarca ulaşmaya çalıştım, defalarca mesaj attım. Karşısına çıktım. Ama konuşacak cesaret bulamadım. Dedim ki kendime, mutlu edememişim demek ki. Benden daha iyilerine layık. O mükemmel kadın, o mükemmel hayatını yaşamaya gitti. Ve ömrüm boyunca, bana kattığı şeylerle yaşayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Sana Mecbur
RomanceDaha fazla boğuşamadım bu buhranlı yalnızığımla. Seni özledim. Sana anlatamadığım her şeyi tanıdık, tanımadık herkese anlattım. Sırtımda bir hançer gibi taşıdım bana bıraktığın ayrılığı. Önceden olsa, en güzel bedduaları ederdim sana, en büyük acıla...