Felaketin ardından iki ay geçti.
Hâlâ inanamıyorum, sürekli gittiğim yerlerin kapısına bakıyorum. Her an çıkıp gelecek ve ‘Seni seviyorum.’ diyecekti sanki.
Gittiği yer de seni sevmeye devam ediyor, Yağmur.
Bilincim yeni yerine gelmiş gibiydi. Bu gün ilk kez dışarı çıkmıştım ve Meva'nın evine gelmiştim. Soğuk zemin de oturdum. Bir süre sadece durdum. Niye geldiğimi hatırlamaya çalıştım.
Elimdeki küçük anahtara baktım. O gün... Beni bıraktığı gün elime vermişti. Dizlerimi sürüyerek yatağına doğru gittim, yatağın alına doğru eğildim. Kutu oradaydı.
İzledim durduğum yerden. Hafifçe gülümsedim. Elimi uzatıp kutuyu çektim.
Yatağına oturdum. İçinden çıkacak şeyleri görmeye hazır mıydım? Bilmiyorum.
Ne ara ağlamaya başladığımı bilmiyorum,kutuya küçük bir damla düşünce fark ettim.
Anahtar yardımıyla açtım ahşap kutuyu.
İçinde bir deste para vardı,büyükçe bir deste. Birkaç kağıt, kolye ve polaroid kamera ve onunla çekilmiş fotoğraflar vardı.
Fotoğrafların hepsinde birlikte gülümsemiştik.
Kağıtlar birbirimize gönderdiğimiz mektuplardı.
İçinde küçük bir tane daha vardı. Üstünde yazanları okudum,
Böyle gülmeye devam etmeni istiyorum. Seni görüyor olacağım. Para senin, istediğin tatil için biriktirmiştim. Kolye annemden bana kaldı, artık o da senin. Ben de seninleyim güzelim. Seni seviyorum, her şeyden çok ve her zaman.
“Sensiz nasıl gülmeye devam edebilirim Meva!” diye bağırdım kendi kendime.
Öleceğini biliyordu, hazırlığını yapmıştı... Hastalığının tekrarladığını biliyordu... Her günü son günü gibi yaşadı,ondan mutluydu... Ondan ara ara gözleri dalıyordu.
Fotoğrafları ve mektupları alıp göğüsüme bastırdım.
“Keşke birkaç dakika daha fazla yanında olabilseydim.” dedim boş duvara bakarken.
[“Ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.”]
Sevgilerimle, Merkür.
05.05.2020
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MORFİN G×G
Short Story"Hiç değilse küçük bir hatıra olmayı istiyorum. Beni unutman,hiç fark etmemen öldümüm olur."