i wanna boyfriend | 𝗧𝗞

2

oy vermeyi unutmayın, teşekkürler.

Previously on I wanna boyfriend..

Oturduğu banka biraz daha yayılırken şarkının nakaratını duydu.

I wanna boyfriend.

"Ah Selenacım yeter ki sen iste."

Aynı bölüm tekrar tekrar kulağında çalarken kapıdan biri girdi.

I wanna boyfriend.

Yeni beden eğitimi öğretmeni Kim Taehyung.

-

Oturduğu yerde hızla dikleşmişti Jungkook. Bu spor giyimli, genç çocuğun yeni öğretmen olmaması için dualar ediyordu resmen.

Minha gibi bir kaltaktan kurtulmuşken, 8 ay boyunca sanki aralarında çok yaş varmış gibi davranan bir deliyle muhattap olamazdı.

Tatlı davranmak için fazlasıyla üşeniyordu. Diğer hocalara yedi yıldır tatlı davranmaktan gına gelmişti zaten.

Burnundan soluduğu saniyeler içinde esmer genç önünden geçip gitmiş, okul binasına doğru ilerlemişti. Bugün simsiyahtı. Altında siyah bir eşofman, üstünde ise siyah, kırmızı yazılı bir sweatshirt vardı.

Kendisine bir şey demeden geçip gitmesine sevinmişti fazlaca.

Tabii arkasını dönüp çatık kaşları ve otoriter sesiyle Jungkook'a seslenene kadar.

"Hey, sen! Ders saatinde bahçede ne işin var öğrenci?"

Adımları yönünü değiştirmiş, bahçenin köşesinde oturan Jungkook'a yönelmişti. Önce boş boş Taehyung'u izlese de, biraz sonra güneş yüzünden kıstığı gözlerini kocaman açmış ve ağzı 'o' şeklini almıştı.

Hadi ama, gerçekten de şaşırmış değildi! Sadece tatlı ve uslu bir çocuk moduna hızlı geçmişti hepsi bu!

Anlaşılan daha ilk günden agucuk bugucuk konuşmalar yapmak zorundaydı.

"Hocam, şey."

Ayağa kalkmış elleriyle oynarken aklından yalanlar bulmaya başlamıştı bile.

"Ney?"

Taehyung birkaç adım ötede durarak, merakla kaşını kaldırmıştı.

Kısa süre daha düşünmüş, sonunda en mantıklısını atmıştı ortaya.

"Çok kötü hissediyorum, midem bulanıyor. Hava alıyordum."

Taehyung inanmış gibiydi. Çatılı kaşları ve sert görünümü yumuşamıştı hızla. Elini Jungkook'un alnına yaslamıştı ardından.

"Ateşin var sanırım, kızarmışsın da."

Jungkook tam da yerinde bir yalan söylemişti anlaşılan. Yoongi sırtında koştuğu içn sıcaklamıştı ve yanakları kızarmıştı.

Şanslıydı.

Her zamanki gibi.

Elini geriye çektiğinde konuşmasına devam etti.

"Sen dün parktaki çocuksun. Değil mi?"

Jungkook yeni fark etmiş gibi rollere girmişti. İki yüzlü olduğu gibi oyuncuydu bir de haspam!

"Ah tabi ya, günaydın hocam." ardından saygılı bir şekilde eğilmişti.

"Dur dur, eğilmene gerek yok öğrenci. Yürü revire gidelim."