11

1.2K 100 47
                                    

oy vermeyi unutmayın lütfen.

Güneş yeni yeni batmaya başlamış, eskimiş binaların üzerine bir örtü misali sermişti turuncusunu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneş yeni yeni batmaya başlamış, eskimiş binaların üzerine bir örtü misali sermişti turuncusunu. Bazı odaların içinden kendini yavaş yavaş çekiyor, Seoul'e akşamı getiriyordu. Kimisi evinde bir tencere yemek yapmak için uğraşıyor, kimisi çocuğunu kurstan alıyor, kimisi ise arkadaşlarıyla eğlenmeye gidiyordu.

Park Jimin?

Park Jimin ise kütüphanenin tenha bir köşesinde oturmuş, siyah saçlı çocuğu dikizliyordu. Öyle ki, bu artık onun için günlük bir aktivite haline gelmiş, onu takip etmediği günlerin gecesi gözüne uyku girmemişti.

Şimdi ise buradaydı, ağzındaki kolalı lolipopu yalayarak rahat koltukların olduğu köşeden onu izliyordu. Artık her bir hareketi, zihninin birer parçasıydı. Mesela test çözerken elleri mutlaka kitabın köşelerinde olur, sanki ince yapraklardan güç alır gibi hafifçe sıkardı. Kalemi daima tahta, kurşun kalem olurdu. Yazısı pek güzel sayılmazdı çünkü çok hızlı yazardı.

Dinlenmek için ise kütüphanenin çıkış kapısına gider, boş ve sakin sokağı izler; rüzgarın göğsünden içeri girmesini bekledikten sonra geri dönerdi dersin başına.

Kolundaki eski kahve saate bakıp kaşlarını kaldırdı Jimin. Yoongi'nin çıkmasına on dakika kalmıştı. Bu yüzden kütüphaneden dışarı çıkmış ve sokağın köşesinde durmuştu. Bir yandan köşeden kafasını uzatmış onun gelmesini bekliyor, bir yandan da caddedeki diğer insanları izliyordu.

Saatin çoktan Yoongi'nin gelmesi gerektiği saate ulaştığını, hatta biraz geçtiğini fark ettiğinde kumral kaşlarını kaldırmıştı. Eksiksiz bir aydır her gün aynı şeyi yapıyordu ve, saatte yanılmadığına emindi.

Arkasına saklanıp caddeyi izlediği köşeden ayrılmaya karar verip arkasını döndüğü vakit Yoongi'yle burunları çarpışmış, Yoongi minik bir kıkırtı bırakmıştı ara sokağa.

Jimin hafif sinirle gözlerini devirdiğinde Yoongi tekrar kıkırdamış ve hiç düşünmeden kollarını Jimin'in geniş omuzlarına sarıp onu kendine çekmişti.

"Korktun ama değil mi? Yüz ifadeni görmeliydin!"

Jimin her ne kadar onun küçük sırtını sarmak istese de kendini tutmuş, onun geri çekilmesini beklemişti. Ona dokunamamak üzse de, bağlanmak istemiyordu. Kendisine göre çekinmeden temas ettiği zaman aralarına örmeye çalıştığı duvar yerle bir olacak, onun gidişinde çok acı çekecekti.

Çünkü biliyordu, onun hayatını öğrenen kimse onun yanında olmazdı. Yoongi de birgün gidecekti.

Yoongi geri çekildiğinde, Jimin üstünü düzeltip gözlerini kaçırdı.

"Temastan nefret ettiğimi sana söylemiştim."

Yoongi hiç bozuntuya vermemiş, onun sarı saçlarına düşen turuncu ışıklara bakmıştı gözündeki görünmez kalplerle.

i wanna boyfriend | 𝗧𝗞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin