OY vermeyi unutmayın!!
❤️"Jimin sadece dediğimi dinle! Siktiğimin randevusu Yoongi'den önemli olamaz!"
Boynundaki damarlar sanki yerleri hep orasıymışcasına kendini belli ederken Jungkook hızlı adımlarla telefonuna gelen konuma doğru koşturuyordu.
" Jungkook, Yoongi benim hiçbir şeyim, onu sevmiyorum ve aramızın ne kadar kötü olduğunu biliyorsun. Onun zarar görmesi beni alakadar etmez!"
Jimin de arkadaşı gibi sesini yükselttiğinde , Jungkook'un iç çektiğini işitmişti.
Gözlerini karşısında oturan, kendisinden bir sınıf küçük olan Eul'a çevirdi Jimin çaresizce.
"Benim için. Jimin benim için gel, Yoongi için değil. Benim değer verdiğim birinin zarar gördüğünü düşün yalnızca. Lütfen. Biz ne zaman birbirimi yüzüstü bıraktık?"
Saniyeler öncesine tezat sesi fazlasıyla sakindi Kook'un. Okulda gerçekten güvendiği tek kişiydi Jimin.
Birkaç saniye hattan ses duyulmamıştı fakat, Jungkook Jimin'in kabul edeceğine emindi. Onu tanıyordu.
"Konumu gönder."
Telefon yüzüne kapatıldığında bunu umursamamıştı. Jimin geliyordu ve bu yeterdi.
Eğer olayı baştan almak gerekirse ; Jungkook akşamüstü uykusu geldiği için yatağında uzanıyordu. Uykuya dalacağını düşündüğü sıralarda telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti. İlk başta merak etmese de, bildirim panelinden Yoongi adını gördüğü anda mesaja tıklamıştı.
Yoongi'nin hırpalanmış yüzünün bir resmiydi.
Tehdit içeren birkaç cümleden sonra kendini nasıl sokağa attığını bile hatırlamıyordu. Aklına ilk olarak Jimin gelmiş, telaşla yakın arkadaştan da öte, kardeşi gibi gördüğü çocuğu aramıştı.
Devamı da belli zaten.
Bindiği takside endişeyle dudaklarını yerken aklından tonlarca düşüncenin geçmesine engel olamıyordu.
Yoongi akıllı bir çocuktu. Kimlerle takıldığını bilir, arkadaş çevresini asla geniş tutmazdı.
Ne gibi bir şey yapmış olabilirdi? Ona zarar gelirse diye ödü kopuyordu Jungkook'un. Kendisi daha önce birileriyle kavga etmişti elbette ama, Yoongi kitaplar ve iyi şeyler dışında bir şeyi umursamazdı. Tabii ki saf salak değildi. Sadece kötü çocuk havaları onluk değildi ve bu yüzden, herkese iyi davranırdı.
Kavga ne bilmezdi.
Tabii Jimin ile yaptığı laf dalaşı dışında.
Neredeyse akşam on'a yaklaşan saate baktı bileğindeki dikdörtgen çerçeveli saatten. Annesi Yoongi'yi merak edecekti. Hava çoktan kararmıştı.
Geldiği ormanlık alana bakarken yutkundu. Taksiciye ücreti bile sormadan gereğinden fazla para bırakıp taksiden koşar adımlarla inmişti. Hayatında değer verdiği sayılı insanlardan biriydi Yoongi.
Birkaç saniye sonra taksi gözden kaybolduğunda gerginlikle arkasındaki gri orta boy depoya baktı. Aklındaki kötü düşünceleri unutmak amacıyla kafasını iki yana salladığında yanında başka bir taksi durmuştu.
Jimin olduğunu zaten bilerek, biraz gergin bir şekilde taksiye bakmıştı. Saniyelerin ardından sarı saçları rüzgardan dalgalanarak inmişti taksiden Jimin. Üstünde siyah uzun bir kaban, altında siyah kumaş pantolon ve içine soktuğu, yakaları özensizce duran beyaz bir gömlek. Ayaklarında ise beyaz converseleri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i wanna boyfriend | 𝗧𝗞
Fanfiction"Özellikle de Bay Kim, odamın tuvaletinde, benim pijamalarımla gözlerime böyle bakarken, beni hala sadece öğrenciniz olarak gördüğünüzü söylemeyin sakın."