4

1.4K 146 71
                                    

O günden sonra ekip, Burcu hocanın sevgilisi olduğunun ortaya çıkmasıyla beraber tekrar bir araya geldi.

"İnsanların hayatlarıyla bu şekilde oynayamayız," Dedi Işık telaşla.

"Hem bırakalım evlensinler, amacımız o değil miydi zaten?" Diye devam etti.

Sinan lafı ele aldı,
"Öyle değil, herifin plakası Trabzon. Muhtemelen Burcu da tayinini sevgilisinin yanına gidebilmek için istedi."

"Olsun! Sonuçta iyi biri bulmuş ve-"

"Herif bok. Bulamamış işte."

"Nereden biliyorsun?" Işık gücenmişti. Sinan, laflarıyla Işık'ın inanmasını sağlamayacağı için bir hamle planladı. Çelik matarayı cebine koyarken yerinden kalktı ve Işık'ı bileği ile avcunun arasından tutarak dışarıya çıkarttı.

"Ne yapıyor bu yine ya?" Dedi Osman, Eda ve Kerem ne demek istediğini anladıklarını sanmış ancak anlamamışlardı.

Diğerleri de Işık ve Sinan'ın yanına geldiğinde Sinan üstünü çıkartmaya başladı. Bunu yaparken Osman'ın bakışlarını üzerinde hissettiği için Işık'ın ortada durmasına izin vermişti. Sadece siyah bir tişörtle kalan Sinan, yağmurun altında bekleyen Burcu'nun sevgilisine doğru ilerledi.

1️⃣0️⃣1️⃣

"Hasta olacaksın!" Dedi Osman elindeki çorbayı masaya bırakırken. Bir yandan da elindeki küçük örtü ile sinanın üstünü örtüyordu.

"Bunu göze alarak gittim zaten, Işık'çılık mı oynuyorsun benimle?" 

Sinan'ın sinirle söylediği sözleri Osman mutlulukla karşılamıştı. Dışarıdan bakıldığında çirkin üsluplu bu cümle, Osman'ın hayalini içerisinde saklıyordu.

Işık'çılık oynamak.
Bir bakıma, Işık olmak Sinan için.

Kulağa kötü gelmiyordu.

Sinan'ın alnına düşen ıslak saçlarından dökülen damlalar yüzünde hızlı bir yol çiziyordu. Minik, diye mırıldandı Osman bu görüntünün içinde uyandırdığı hissi bastıramayarak. Daha sonra genç adamın saçlarını usul usul alnının gerisine iterken yüzündeki gülümsemeyi solduramadı.

"Sana havlu getireyim."

Osman banyoda uygun bir havlu ararken, grup içeriye doluşmuştu.

"Ne bu?" Dedi Işık çorba kasesine bakarken.

"Ne bileyim, fındıklı çorba herhalde."

Işık anlamsız bir ifadeyle suratına baktıktan sonra Sinan'ın yanına oturdu ve kaşığı çorbaya daldırarak Sinan'ı yemek için zorlamaya başladı.

Zorlanması, çorbayı istememesinden değildi; o çorbayı Osman yapmıştı ve içirmeye yeltenecekken havlu aramaya gitmişti. Sinan, Osman'ı beklemiş, bu yüzden çorbasına dokunmamıştı. Şimdi genç kızın o çorbaya dokunması sinirlerini geriyordu.

Işık'ın ısrarı üzerine kaşığa bir hamle daha yapacakken yüzüne sertçe inen havlu ile şoka uğradı.

-

ne bileyim sen çorba yapınca ben de fındıklı sandım


FINDIK | Osman+SinanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin