Kerem ve Eda uçağın önünde sarılırken tüm grup onları izliyordu. Birbirlerinden ayrıldıklarında Işık, gözyaşlarını saklamaya gerek duymadan Eda'ya koştu.
Kerem dolu gözlerini etrafta gezdiriyor, yumruklarını sıkarak duygularını içine hapsetmeye çalışıyordu; tıpkı Eda gibi...
Birbirlerini ne çok andırıyorlardı. Eda ve Kerem'i dışarıdan görenler Yunan mitolojisinin derin hikâyelerinden birini okuyormuş hissine kapılıyordu.“İnsanlar yaratıldığında dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip ve tek ruha sahip çok güçlü yaratıklarmış. Kendi kendilerine yetebildikleri ve çok güçlü oldukları için her türlü taşkınlığı yapar, tanrıları onurlandırmayı ihmal ederlermiş. Bir gün Zeus bu olanlara çok sinirlenmiş ve insanları ortadan ikiye bölmüş; bir taraf erkek, bir taraf kadın olmuş. İkiye bölünen parçalar o kadar korkmuşlar ki birbirlerine sarılmışlar."
Tanrılar, insanları evrene serpiştirilmiş ruh eşlerini aramakla lanetlerken, birbirini bulan iki parça olan Eda ve Kerem o kadar korktu ki birbirine sarıldı. Ancak lanet, bir leke gibi üzerlerine yapışmışken ayrılık kaçınılmaz bir sondu.
Şimdi Eda, bu kaçınılmaz sonu yerine getirmek üzere bedenini Işık'ın kollarından ayırarak uçağa gitmek için hazırlanıyordu. Gözlerini vedalaşırcasına grubun geri kalanına dikti.
"Fındık?" Dedi Osman, Sinan ile beraber genç kızı sarmak üzere yaklaşırken.
Eda ağzına attığı fındığı çiğnerken, tüm bedenler birbirine karışmıştı.
Farklı oldukları için dışlanan genç çocuklar, birkaç ay önce tıpkı şu anki gibi birbirlerine sarılmış, dahası tutunmuşlardı. Şimdi, hiç ummadıkları bir şekilde, birbirlerini gerçekten sarıyorlardı.
-
Üzgünüm biraz boktan bir bölüm ama son zamanlarda kendimi iyi hissetmediğimden yazamıyorum, bölümsüz bırakmamak adına kısa bir şeyler yazmak istedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FINDIK | Osman+Sinan
Short Story"Sarhoş mu olmak istiyorsun?" "Gerek duymuyorum." #1 - love101 etiketi