"Gerçekten de çok sinirli görünüyor." Jungkook, başıyla yemek tabağına sinirle yemek koyan pembe saçlıyı gösterdi sevgilisine. "Baksana şuna."
"Sabahtan beri böyle. Benimle de birkaç kelimeden fazla konuşmadı."
"Durum o kadar mı ciddi?" dedi Jungkook şaşkınlıkla. "Bu kadar mı taktı kafaya yani?"
"Kook, Jimin'i en az benim kadar tanıyorsun sen de. Hiçbir şeyi umusamıyormuş gibi görünebilir ama öyle değil işte. Yoongi'nin bu dengesiz tavırları kafasını karıştırıyor. Saçlarına baksana, 1 hafta olmamasına rağmen dibi gelmiş hemen." Jungkook'un birşey anlamadığını gösteren bakışlarına karşın devam etti. "O uyandıktan ve biz gittikten sonra saatlerce suyun altında düşündüğüne dair bahse girebilirim."
Pembe saçlı Omega sinirle arkadaşlarının olduğu masaya doğru ilerlediğinde aynı sinirle yerine oturdu. "Neyin var senin Jimin?"
"Yok bir şeyim!" Elindeki chopsticklerle önündeki rameni yemeye başladığında Alfanın sesi tekrar duyulmuştu.
"Yaa, baya belli oluyor."
Taehyung şaşkınlıkla arkadasinin onundeki yemekleri göşterdi. "Tüm bunları sen mi yiyeceksin?"
"Evet, ne olmuş? Yiyemez miyim?!" dedi sinirle. Elindeki chopstickleri karşısındaki ikiliye doğrulttuğunda devam etti. "Zaten çok sinirliyim, üzerime gelmeyin."
Bu dediğinin ardından ufak bir sessizlik oluştuğunda tanıdık bir ses duyulmuştu birkaç masa geriden. "Hey, Jimin!" Arkasına döndüğünde Hoseok'un kendisine gülümseyerek baktığını görmüştü. 4 Kişilik masada tek başına oturduğunu görmesi kaşlarının havaya kalkmasına neden olmuştu. "Buraya gelsene!" Kararsızca Taehyung'lara baktığında, ikilinin kendisini izlediğini görmüştü. Başıyla Hoseok'un bulunduğu yeri işaret emişti. Taehyung başını sallayarak Jungkook'a döndüğünde ise o da ayaklanarak Betanın tam karşısına oturmuştu.
"Tüm bunları sen mi yiyeceksin?" dedi esmer olan kaşlarını havaya kaldirirken.
"Neden herkes bugün benim yememe karışıyor?!" dedi sinirle. "Yiyemez miyim yani?!"
"Hey, sakin ol bakalım." Ellerini yukarı kaldırarak hafifçe salladı. "Sadece şaşırdım o kadar."
"Ah, neyse...Sen neden burda oturmuş tek başına yiyorsun ? Arkadaşların yok mu senin?"
"Haklısın, arkadaşlarım var ancak seninle konuşmam gerek." Dirseklerini masaya yaslayarak çenesini de ellerinin üzerine koymuştu. "O gün...benden ayrıldıktan sonra ne oldu? Parti bittiğinde her yerde seni aradım ama bulamadım."
"Eve gitmiştim." dedi önündeki rameni karıştırarak.
"Arkadaşların olmadan mı?"
"Fazla sorgulama işte Hoseok. Ayrıca beni yanına çağırman iyi oldu. Yardımına ihtiyacım var."
"Oh...içimden bir ses bu yardımın Yoongi ile ilgisi olduğunu düşünüyor." dedi keyifle.
"Evet, içindeki ses haklı. Yoongi'yi tamamen bitirmek istiyorum. Öyle bir şey yapmalıyım ki bir daha bu okula adımını dahi atmamalı."
"Pekala, benden ne istiyorsun o halde?"
"Geçen sefer bana o fotoğrafları sen atmıştın."
"Onların çoğu montajdı ama sen bilirsin." dedi gülerek.
"Onu çok iyi tanıyorsun değil mi?" Umursamadan sorduğunda cevap olarak baş sallaması almıştı.
"Yani...ortaokuldayken çok yakın arkadaştık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Real Boss | Yoonmin ✔
Fanfiction-Omegaverse- Min Yoongi, kendisini herkesten üstün gören, Omegaların sadece aptal birer varlık olduğunu düşünen bir Alfaydı. Park Jimin ise asıl ölmesi gerekenlerin aptal Alfalar olduğunu savunan, her zaman Omegaları koruyan ve destekleyen bir Omeg...