Alarmın sesi ile gözlerimi açtım. Hatta neredeyse açamayacaktım. Yataktan dolayı her yerim tutulmuştu ve günün yorgunluğunu bir türlü üzerimden atamamıştım.Hala geri dönmeyi isteyen bir tarafımı görmezden gelip yataktan kalktım.
Banyo yapmam gerekiyordu hemde acilen. Havlumu alıp kendimi koridora attım. Bu koridor beni gerçekten korkutuyordu. Bütün bu evhamlarımı bırakıp banyo olan tarafa yöneldim.
Su sesi geliyordu. Sanırım içeride biri daha vardı.
'İçeride biri olmasa su sesi gelmezdi dimi gerizekalı'
İç sesime göz devirip içeri girdim. Orta yaşlarında olan adam çılgınca etrafa su sıçratarak banyo yapıyordu.
İyi ki altında havlu var.Ondan uzak olan bir yere geçtim ve suyu açtım.
Pek de memnun kalmadığım duş seansından sonra tam gidiyordum ki
adını bilmediğim adamın tuhaf kıkırdamalarını duydum. Kısa bir bakış attım, adam cidden deli gibi
duruyordu.Onu boşvererek odama doğru yöneldim. Giyindikten sonra biraz burayı dolaşsam iyi olurdu.
.
.Ortak kullanım alanları cidden berbat ötesi gözüküyordu.
Herşeyi tekrardan görmezden gelerek terasa çıktım. Sanırım burada güzel olan tek şey burasıydı.
Derin bir nefes çektim. O sıra telefonumun titreşimi popomu rahatsız ettiği için çıkarıp baktım. Üniversiteden eski bir arkadaşım beni arıyordu.
"Oh jongwoo nasılsın. Buraya gelince neden beni aramadın. İş konusunda sana yardım edebilirim."
"Ah teşekkür ederim. Kalacak bir yer ayarlamaya çalışıyordum, o yüzden aramadım. "
"Kalacak bir yer bulabildin mi peki"
"Evet bulabildim. "
"Tamam tamam o zaman yarın buluşalım. İşin detaylarını konuşuruz. Ben sana konum atarım."
"Tamam görüşürüz "
Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum. O sırada terasa elinde çamaşır sepeti ile gelen kadına kısa bir bakış atıp tekrar önüme döndüm. Boyna kadın diyorum adını öğrensem iyi olur.
"Hey yakışıklı çocuk "
Bu sefer görmeyeceğini bildiğim için rahatlıkla göz devirdim.
"Sanırım terası sevdin."
"Ha? evet."
Kadın çamaşırları asarken konuşmaya başladı;
"Dördüncü katta eskiden yangın çıktı. O yüzden kimse oraya girmiyor. Seninde girmeni tavsiye etmem. Param olmadığı için orayı tamir ettiremedim. Neyse sen sakın oraya girme.
Onu onaylayarak tekrar aşağıya indim. Ama bu sefer tamamen dışarı attım kendimi, biraz gezsem iyi olucaktı.
.
.
.Ufak bir gezintiden sonra tekrar daireye gelmiştim. Fakat içeri girerken daha önce denk gelmediğim bir adamla karşılaştım. Onun da beni fark etmesiyle garip bir gülümseme ile benden tarafa yöneldi,
"Hey merhaba, sanırım yeni misafirsin. Bu arada ben jae min"
Ufak bir gülümseme ile;
"Bende jongwoo " dedim. Zaten sonrasında telefonu çalmıştı ve kısa bir konuşma yaptıktan sonra, tekrar konuşuruz deyip yanımdan hızlı bir şekilde ayrılan adama tuhaf bir bakış attım. Çünkü cidden tuhaftı yani nasıl desem bu bunaltıcı sıcakta hangi insan uzun kollu giyerdi ki.
Ayrıca bakışları tuhaftı. Neden bu kadar negatif düşünüyorum acaba bende mi sorun vardı.
Bütün negatif düşünceleri bir kenara atarak hala rutubet kokan odaya girdim.
Yarın umarım güzel bir gün olur diyerek kendimi avuttuktan sonra alarmı kurup uyumaya karar verdim.
.
.
.Bir anda yüksek sesle çalan alarmıma küçük bir küfür savurup anında kapattım.
Bir yanım hala yatmak isterken diğer yanım hadi kalk artık bir iş bulman lazım diye bağırıyordu.
Mızırdanarak yataktan kalktım. Ellerimi ve yüzümü yıkamak için tam çıkmıştım ki koridorda orta yaşlı bir adamla çarpıştım aman ne güzel, adam;
"Dikkatli olsana, hem de çok ses yapıyorsun bu duvarlar yalıtımlı değil. Aishh bu cidden rahatsız edici. "
Deyip yanımdan uzaklaştı.Uzun bir göz devirme seansından sonra ellerimi ve yüzümü yıkayıp giyinmek için odama yöneldim.
Koridordan geçerken burnuna pis bir koku gelmesiyle çaprazımda kalan ve kapısı açık olan odaya bakmamla ufak bir şok geçirmem bir oldu desem yeridir.
Ah cidden iğrençti. Resmen bir sapık çaprazımda ki odada kalıyordu ve ben şimdi fark ediyordum.
Odanın duvarları yarı çıplak manken kızlar ile doluydu ve açık olan bilgisayarda arkası dönük olan adam porno izliyordu.
Adamın bir anda bana dönmesi ile hızlıca odama ilerleyip kapıyı hemen kapattım.
Sanırım retinalarım yandı. Cinsel içerikli sahneleri gözlerimin önünden atmaya çalışırken derin bir nefes aldım.
Kapımın tıklatılmasıyla ani bir panik dalgası yaşadım. Sanırım az önceki adam gelmişti.
Kapıyı çok az aralayarak gelen kişiye baktım.
Tam da karşımda az önce ki adam duruyordu. Ve fark ettim de boyu cidden kısaydı. O da orta yaşlarında gözüküyordu yer yer çıkmış olan sakalları ile tam bir psikopat gibi gözüküyordu.
" Sen insan hakları nedir bilmez misin bir daha odamın önünden geçkerken içeri bakmadan geç yoksa senin için hiç iyi olmaz, tatlı çocuk tamam mı ?"
Tuhaf bir gülüş ile arkasını dönüp geri odasına dönmüştü ve kapıyı da sert bir şekilde örtmesi ile yerimde sıçradım. Cidden buradaki herkes tuhaf olmak zorunda mıydı?
Beynimi kemiren düşüncelerden sıyrılıp giyinmeye karar verdim. Bir an önce gitsem iyi olcaktı.
...
Giyindikten sonra Do jae ' nin attığı konuma bakıp stüdyodan kendimi dışarı attım.Temiz havayı güzelce içime çekerken yürümeye başladım. Acaba buraya ne
zaman alışacaktım.
.
.
Hayatın benim başıma onca şey getireceğini bilseydim Seoul'e adımı mı bile atmazdım....Kader diye bir şey vardı. Ne yazık ki bazı insanlara iyi gelirken bazı insanlara kötü geliyordu. Bense sonu hiç de parlak olmayan bu yola adımımı çoktan atmıştım. Ve bunun geri dönüşü yoktu......
•
•
•Herkese tekrardan ~Merhaba ~
Bu hikaye benim için gerçekten çok değerli ve kalbimde özel bir yere sahip umarım sizde beğenirsiniz..
Hikayeyi seveceklere sonsuz kucak dolusu sevgilerimi sunuyorumm ❤ 💙💛💜💚💖💘💟💝💞💗~Eunjiin ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Honey•
Gizem / GerilimBeraber yandık kül olduk, aşkımız ise yanan küllerin arasına kaynamış bir metaryal olarak sıkışıp kalmıştı.. . . "Bunu bana neden yapıyorsun!!" Yalvarırım gitmeme izin ver kimseye bir şey demem lütfen.. lütfen...... (Hikayeye "Inkitt" hesabımdan ul...