Bir kelebeğin ömrü kadardı belki ama asırlara sığmayacak kadar sevdim.
Amansız bir hastalığın pençesinde can vermekteyim.
Doktorlar hastalığıma bir derman bulamadıkları gibi isim de veremiyorlar. Bana sorsalar hemen söylerim:
Hastalığım sensin, dermanım sen!
Aşk değil miydi? Zembilfroş’u yollara düşüren Xatûn Xan’ı ölüme sürükleyen, Memo’yu ilk bakışta bayıltan Zin’i acı içinde yataklara düşüren, Siyabend’e
ölümü göze aldıran Xecê’yi uçurumdan attıran, Cembelî’yi aç susuz yollara düşüren Binevş’e kendi kendini hançerleten, Kerem’i dağlara taşlara vuran Aslı’yı yakıp kül eden, Tahir’i Mardin Kalesi’ne hapsettiren Zühre’yi öldüren, Mecnun’u çöllere düşüren Leyla’yı kahreden, Romeo ve Juliet’e zehri baldan tatlı gösterip intihar ettiren; Yunus’u derviş, Zeliha’yı kör eden?
Sen gönlüne söz dinletemezken gönül seni elinde evirip çevirip madara edebilir sevgili! Bunun için beni
suçlama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında Kimse Isıtmadı Ellerimizi
PoetryKıyıda köşede karaladıklarım! Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumanlar!