Uyuyan Çirkin

2.2K 277 324
                                    

Yaratıcı hiç adil değildi.

Jongin'in yüzüme çok yakın olan yüzüne bakarken düşündüğüm buydu.

Jongin, bir Alfa olması yetmezmiş gibi bir de yakışıklıydı. Rezalet.

Gözleri tam da gözlerimdeydi. Bir an için bakışları kararır gibi oldu ya da ben zehirden sandığımdan daha çok etkilendim. Bilemiyorum. Yine de gözlerinin güzel olmadığını iddia edemezdim.

"Yok artık, 2 yudum içtin ve sarhoş mu oldun?" Kyungsoo söylediğinde başımı iki yana sallamıştım. "Bilmiyorum... ben... sanırım mideme dokundu." Zorla konuşuyormuş gibi yapıp yüzümü buruşturduğumda Chanyeol elini alnıma koymuştu. İtiraf etmeliyim ki bazen çok salaklaşıyordu.

Jongin elindeki kadehi masaya bırakıp diğer eliyle de belimdeki tutuşuna destek verip beni ayakta tutmaya çalışıyordu. Dikkatlerini elimdeki kadehe çekmek için bir şeyler düşünürken beklemediğim bir şey oldu ve Rose bayıldı. Onu birilerinin tuttuğunu anladım ama kafamı kaldırmaya halim yokmuş gibi davranmaya devam ettim.

"Şarap zehirli olmalı." Sonunda Jongin anladığında diğerleri öylece bakakalmıştı.

Hemen ardından Jongin beni her zamanki gibi şaşırtan ama bu sefer harbiden yerle bir eden bir şey yaptı. Belimdeki kolunu sıkılaştırıp diğer eliyle yüzümü tuttu. Burnunu dudaklarıma eğip nefesimi kokladığında, uyuşuk davranmak zorunda olmasam kafasına bir tane vurur ve 'Kadehi koklasana aptal.' derdim. Ne yazık ki yaptıklarını izlemekten başka bir şey yapamıyordum.

Koku yeterli olmamış olmalı ki bir anda dilini dudağımda hissettim. Yüzümün bir patlıcana döneceğini biliyordum bu yüzden kendimi iyice kollarına bırakıp bayılmış numarası yaparken hala elimde olan kadehi de gömleğine devirdim. Kendi gömleğim de ıslanmış ve kadehin yere çarpıp binlerce parçaya ayrılış sesi kulaklarımda çınlamıştı. Ama önemli değil çünkü Jongin yüzümden uzaklaşmak zorunda kalmıştı.

Kafayı yemek üzereydim. Dudağım resmen uyuşmuştu. Hatta komple yüzümü hissetmiyordum. Sadece dilinin değdiği o ufacık yer üzerine üst üste iğneler batıyormuş gibi yanıyordu. Kendini ne sanıyordu bu herif? Nasıl oluyor da bu kadar rahat temasta bulunabiliyordu bana? Ayrıca çirkin olduğumu söylemişti buna rağmen neden dibimden ayrılmıyordu?

Kalbim deli gibi çarpıyordu ve baygın numarası yaparken, kimsenin dikkatini çekmemesi için elimden dua etmekten başka bir şey gelmiyordu.

Ayrıca neden kimse bu hareketlerini sorgulamıyordu. Yani bunu herkesin içinde yapmıştı ama Chanyeol dahi bunun hakkında hiçbir şey söylememişti.

"İkisi de bayıldı. Nasıl bir zehir bu? Yixing de yok ne yapacağız şimdi?" Lisa paniklediğinde Minseok şarabı yol üzerinde bir yerden aldığını anlatıyor ve özür diliyordu. Jongdae'de onu sakinleştirmeye çalışırken sonunda Jongin'in uyarısıyla hepsi bir an için durup onu dinledi.

"Boşa konuşmakla vakit kaybediyoruz. Olan oldu. Önemli olan şimdi ne yapacağımız." Hepsi onayladığında Jongin'in dilinden kurtulmak için geriye doğru kendimi bırakmam sebebiyle kavis almış belime ağrılar saplanıyordu. Beni tutmuyormuş gibi rahat bir şekilde konuşuyordu. Bu biraz daha uzun sürerse belimdeki ağrının bir benzeri boynuma saplanacaktı ve ben de sonunda dayanamayıp doğrulacak, ona beni böyle tuttuğu için ağzıma gelen küfürleri saymak zorunda kalacaktım.

Flirt With Death ~ Sekai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin