4/10

4.3K 477 1.3K
                                    

Son iki gündür okula giderken çok daha özenle hazırlanıyordu Harry. Louis'nin saçma salak meydan okuması yüzünden giydiği o paçavralarla öylesine rezil olmuştu ki, imajını tekrar toplamak için file çorap giymişti. Şortunun altına başka bir şey giymekten hoşlanmazdı bile. Neyse ki siyah file çorabı cidden çok ilgi görmüş, korkunç inek kıyafeti faciasını biraz da olsa unutturmuştu.

Louis, onun aksine, iki gününü çok keyifli geçirmişti. Özellikle futbol takımının oyuncuları arasında amigoların lideri neden öyle şeyler giymişti muhabbeti çok dönmüştü ve Louis bunu dinlerken sırıtmaktan yanaklarının ağrıdığını hissetmişti. Harry'nin toparlamak için ne kadar yırtındığını izlemek daha da eğlenceliydi. Ne yazık ki file çorap giymeyi akıl edip herkesin aklını başından alarak Louis'nin verdiği kıyafetlerini unutturmayı başarmıştı.

"Hey hey hey, gelene bakın." diyerek Louis'nin kolunu dürttü Liam. Takımdan birkaç kişiyle birlikte dolapların oraya yaslanmış sohbet ediyorlardı. Louis ile birlikte Herby, Justin ve Gilbert da Liam'ın gösterdiği yöne döndü. Harry onlara doğru yürüyordu. Yine kısacık şortu ve yarım badisiyle herkesin bakışlarını üzerine toplamıştı. Elinde beyaz bir zarf tutuyordu. Louis ile göz göze gelince yavaşça elindekini salladı. 

"Off," diye mırıldandı Louis sessizce. Harry onların yanına kadar gelmeyip biraz ötede durmuş öylece bekliyordu. Arkadaşlarına hiçbir açıklama yapmadan onun yanına doğru ilerledi. Cidden bu çocuktan kurtuluş yok muydu?

"Posta!" dedi Harry sırıtarak. "Dolabına atmaya geliyordum ama bu sefer elden teslim etmiş olayım."

"Beni rahat bırakmayacak mısın?"

"Sen beni rahat bırakmadığın sürece, hayır." Zarfı ona verdi, tek eliyle saçlarını savurup arkasını döndü ve podyumda yürür gibi yürüyerek uzaklaştı. Louis o gözden kaybolana kadar arkasından baktı, -hayır tabi ki tekrar o fileli çorabı giymediği için hayal kırıklığına uğramamıştı- ardından kimsenin kendisini görmemesi için daha tenha bir köşeye geçti. Zarfı yırttı, çöp kutusuna attı. İçindeki ufak kağıdı alıp okumaya başladı. 

"Boş kelimelerle dolu bir mektup yazmaya gerek duymuyorum, o yüzden sadede geleceğim. Sen saçını ördün, ben o boktan kıyafetleri giydim. Ödeştiğimizi sanıyorsun ama ödeşmedik. Benim o kıyafetlerle korkunç göründüğümü düşünüp kendini eğlendirdin, ben de iki gün boyunca bunun tadını çıkarmana izin verdim. 

Topa iki kere vurmakla popüler olmuşsun ve bunu sporculuk sanıyorsun. Sen sporcusun -vay, aman ne havalı- ama ben sadece vücudum güzel diye ilgi görüyorum, öyle mi? Bana getirdiğin o inek öğrenci kıyafetlerini giymeme rağmen hala herkesin bana bakıp iç geçirmesine bakılırsa tek marifetim vücudumu sergilemek değilmiş. Ama madem ikimiz de kıyafetlerin gücüne inanıyoruz; o zaman spor salonuna gel, soyunma odasına bıraktığım sürprize bak."

Kağıdı katlayıp cebine koyarken iç geçirdi. Tek marifetim vücudumu sergilemek değil diyordu ama itibarını o mükemmel file çorapla kurtarmıştı; ironik. Ayrıca ne hakla Louis'nin sporculuğunu yargılıyordu?

Sinirlene sinirlene spor salonuna doğru yürüdü. Harry resmen başına bela olmuştu. Bu meydan okuma nereye kadar sürüp gidecekti? Sonsuza kadar kendilerini rezil edemezlerdi! Okulun internet sitesinde sadece ikisinin dedikodusu dönmeye başlamıştı. Louis neden saçını ördü, Harry neden böyle giyindi... En ezik tipler bile bu konuda yorum yapıyordu.

Sıradaki derse yaklaşık on dakika kala spor salonuna girdi. Seyirci tribününün en ön sırasında Harry oturuyordu, bacaklarını önündeki betona uzatmıştı. "Selam, atom karınca." 

CHALLENGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin