6/10

4.2K 528 1.3K
                                    

Aradan geçen üç günün ardından Louis de Harry de normal yaşamlarına dönmüş haldelerdi. Okuldakiler artık yavaş yavaş diğer dedikodulara yönelmişti; okulun gözde çifti Ivy ve Wendy'nin ayrılması, tarih öğretmeninin okuldan gidecek olması, Stuart'ın okulda bira içerken müdüre yakalanması gibi şeyler.

Louis sabahki derslerine girmiş, arkadaşlarıyla ve hatta diğer öğrencilerle de sohbet etmiş, öğle yemeğini yemiş ve sonraki derse gitmeden önce kitaplarını almak üzere dolabının önünde durmuştu. Kilidini açıp da dolabına atılmış olan zarfı görünce şaşkınlıktan ağzı açıldı. Hadi ama Harry, hâlâ mı?

Zarfı açtı, içinden çıkan ufacık ağıdı eline alıp yazıyı okudu. Uzun bir mektup yoktu, süslü ve keyif dolu cümleler de yoktu. Sadece "Kütüphanede yüksek sesle konuşacak kadar bile cesur olamadığın sürece tüm meydan okumalar bitti ve ben kazandım." yazıyordu. Louis daha önce kütüphanede çok konuştuğu için rafları düzeltme cezası almıştı, o gün bugündür kütüphanenin yanından bile geçmiyordu. Harry de muhtemelen bunu bildiği için böyle bir yazı yazmayı uygun bulmuştu.

Louis'nin tanıdığı tek amigo Harry değildi ama en inatçı ve şımarık olanıydı. Mesela amigo takımından Benneth, sabah Louis'yi öksürürken görüp ona koşa koşa su bile getirmişti. Hepsi Harry gibi soğuk ve sinirli değildi.

Onun kütüphanede kendisini beklediğini tahmin ederek üst kata çıktı. Artık Harry ile konuşup bu işe bir son vermesi gerekiyordu, sürekli birbirlerini rezil edemezlerdi. Hazır insanların dikkati dağılmışken tekrar gündeme gelmeseler iyi olurdu.

Kapıyı açıp içeriye girdi. kütüphane görevlisi Bayan Carter ve Edebiyat öğretmeni Gabby Macdale kapının hemen yanındaki danışma masasının önünde, bilgisayardan bir şeylere bakıyorlardı. Rafların ortalarındaki oturma yerlerinde öğrenciler vardı, sınav haftası yaklaşmış olduğu için ders çalışmaya başlamış olmalılardı. Louis hepsinin arasından geçip en uzakta cam kenarındaki masada oturan amigo takımı kaptanına yürüdü. Önündeki kitabı okuyorken cidden konsantre olmuş görünüyordu. 

"Kütüphanede yüksek sesle konuşmak mı?" diye sordu Louis onun karşısına otururken. Böylece kıvırcık saçlı çocuğun dikkatini çekti.

"Evet. "

"İyi ama neden?"

"Aklıma başka bir şey gelmedi." Harry umursamaz bir tavırla cevap verdiğinde Louis daha çok sinirlendiğini hissetti. Neden sadece onu rahat bırakmak yerine hala meydan okumaya çalışıyordu ki? 

"Gerek var mı, Harry? En son karşılıklı meydan okuduk ve ikimiz de kaybettik. Bu meydan okumalar yüzünden sen de ben de yeterince rezil olduk zaten, neden devam ediyorsun?"

Kısık sesle konuşuyor olsalar da biraz öteden bir öğrenci onları "Şşt!" diyerek uyardı ama sonrasında ikisinin de sinirli bakışlarını görüp bundan vazgeçti.

"Çünkü eşitlenmedik."

"Eşitlendik işte. Hatta sen öndesin. Senin iddianla başladık ve seninkiyle bitti, yetmez mi?"

"Yetmez."

 Louis sinirle "Neden?" diye sorduğunda Harry öne yaklaştı. "Çünkü amacıma ulaşamadım, tamam mı? Senin beni incittiğin kadar seni incitmedim."

"Ne?"

"Beni ne kadar üzdüğünün farkında mısın? Söylediğin ve yaptığın şeylerin farkında mısın? Sana neden meydan okudum biliyor musun? Saçlarımı ördüğüm gün etrafta benim saçlarımın fazla feminen durduğuna dair bir şeyler söyledin ve cinsiyetçi propagandaları için cesaret bulamayan aptallar sürüsü senden cesaret alıp arkamdan atıp tutmaya başladı."

CHALLENGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin