5/10

4.1K 458 1K
                                    

"Futbol takım kaptanı okula pijamayla gelir, amigoların kaptanı modası geçmiş şeyler giyer... Okul gittikçe tuhaf bir yere dönüşüyor."

"Harry Styles'a geniş paça pantolon giydiren hayat bize neler yapar düşünsenize."

"Louis saçını kime ördürdü bilmiyorum ama artık rövaşata golü bile atsa gözümün önüne gelecek ilk şey o örgü olacak."

Okulun internet sitesindeki sohbet alanı bir süredir bu tip mesajlarla doluydu. Ne Louis, ne de Harry eskisi kadar itibar görüyordu. Hala onlara aşık olan çok kişi vardı fakat onları görünce gülen kişiler de gün geçtikçe artıyordu. İkisi de okuldaki itibarlarını yavaş yavaş kaybettiklerinin farkındaydılar, üstelik ikisi de kendi inadını suçlamak yerine birbirini suçlamayı tercih ediyordu.

Bu yüzden Louis koridorda gezinip etrafta Harry'yi ararken çok sinirliydi, bilmediği şey ise Harry'nin de öfkeyle onu aradığıydı.

İkisi koridorun bir kenarında karşı karşıya geldiklerinde kaşları sonuna kadar çatık haldelerdi. "Senin yüzünden ayı kostümü pijaması giydim." dedi Louis. "Topa iki kere vurmakla popüler olduğumu söyledin, sporu çok aşağılıyorsun. Senin gibi ponpon sallayarak ünlü olmadım ben."

"Kendini sporcu sanman senin suçun, benim değil."

"Madem öyle, meydan okuyorum, gel spor salonuna gidelim. Kaleye geçeyim, arka arkaya üç gol atarsan tüm okulun önünde bas bas bağıracağım Harry Styles'ın saçının teli bile olamam diye."

Harry "Bunu herkes biliyor zaten, bağırmana gerek yok." diye karşılık verdi. "Meydan okumanı kabul ediyorum Louis, ama sen de ip atlayacaksın. Biz o amigo gösterilerinde dakikalarca dans ediyoruz, yer çekimine karşı gösteri yapıyoruz. İp atlamak sadece ısınma hareketimiz, ama onu bile yapamayacağından eminim."

"Tamam, hadi gel." dedi Louis yüksek sesle, ardından arkasını dönüp yürümeye başladı. Harry hala çatık olan kaşlarını düzeltmeden onun peşine takıldı. Dakikalar sonra başlayacak olan ders akıllarında bile değildi, ikisi de öfke küpü gibiydi.

Spor salonuna kadar tek kelime etmeden yürüdüler. İçeride beden eğitimi dersi olan öğrenciler ve onların başında da Koç Vincent duruyordu. Hepsi aynı anda Louis ve Harry'ye döndü. Boy sırasına göre yan yana dizilmiş öğrencilerin meraklı bakışlarının arasından Koç Vincent "Bir sorun mu var Louis?" diye sordu.

"Hayır koç, burada biraz işimiz var.  Kenarda dursak sorun olur mu?"

Koç Vincent "Sorun değil, öğrencilerimi güldürmeyin yeter." deyip önüne döndü. "Birazdan sırayla takla atacaksınız, yapmak istemeyen hemen bir bahane uydursun."

Öğrenciler aynı anda konuşmaya başlayınca oluşan gürültüde Louis Harry'ye "Bekle beni." deyip adımlarını malzeme odasına yönlendirdi. Yere sert sert basıyordu, cidden sinirliydi. Ama Harry onu ciddiye bile alamıyordu, sinirli hali kimseyi korkutamayacak kadar komikti.

Arkasında duran kalenin direğine yaslanıp üzerindekilere baktı. Amigo üniformasıyla duruyordu, bunların üç beş gol atmak için yeterince rahat olduğuna inandı çünkü ona göre amigolar futbolculardan daha zor hareketler yapıyordu. Atom karıncanın amigoları o kadar hafife alıp arka arkaya ip bile atlayamayacağından emindi.

Biraz sonra Louis malzeme odasından koltuk altında bir futbol topu, elinde eldivenler ve atlama ipiyle onun yanına döndü. Siniri az önceye kıyasla daha yatışmış görünüyordu, en azından adımları önceki kadar sert değildi. 

"Dört atış hakkın var." dedi Louis topu yere bırakırken. Kaleden biraz uzağa ayağıyla hayali bir çizgi çekti. "Bu mesafeden atış yapacaksın. Dört atışın üç tanesi gol olmak zorunda."

CHALLENGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin