6. Bölüm

5K 478 53
                                    

“Bak Luhan. Açık konuşacağım.” Jongin yanını pat patlayarak Luhan’ın oturmasını bekledi. “Üstün ırkın insanlara yaptıklarını biliyorsun.”

“Bilmiyorum, bizzat yaşadım.” Luhan oldukça sert bir şekilde bakmıştı.

“Tamam, konu bu değil.” Jongin sakin kalmayı tercih ederek kırdığı potu kurtarmaya çalıştı. “Çok dikkatli olmalısın ve gerektiğinde üstün ırktan biriymişsin gibi davranmalısın.”

“Hiçbir zaman bunu yapmayacağım.”

“Ayrıca” Jongin onun itirazını duymamış gibi yaptı. “Az önce işi şakaya versem de fiziksel anlamda her şeye hazırlıklı olmalısın. Bu yüzden bedensel eğitim ve silah kullanma gibi tekniki eğitimlerden geçmen gerekiyor.”

“Neden Jongin? Neden bunları yapmak zorundayım? Burası benim dünyam! Olmam gereken yerdeyim. Bu tarz şeyleri öğrenmek istemiyorum.” Gözlerinin dolmasını engellemek için bir kaç defa yutkundu.

“Luhan...” Jongin bir anlık çekimserliğe düşse de Luhan’a yaklaşarak yüzünü avuçlarının içine aldı ve sanki güvenini daha iyi sağlamak istermişçesine gözlerinin içine bakmasını sağladı. “Her şeyi açıklayacağım. Ama inan bana sen çok önemlisin. Aldığın her nefes benim için...” Bu cümleden sonra biraz duraklaması gerekmişti. “Bizim için çok önemli. Bir kaç saat sonra, yarın, iki gün sonra, bir ay sonra ne olacağını bilmiyoruz. Her şeye rağmen senin güçlü olman lazım. Senin varlığın dünyaya yıllar sonra sunulmuş bir armağan gibi.”

“Ben... Hiçbir şey anlamıyorum Jongin. Ben kimim, neredeyim ve ne yapıyorum...”

“Vakti gelince açıklayacağım tamam mı? Şimdi sadece kendini toparlamaya bak.” Saçlarını karıştırarak geri çekildiğinde Luhan kendini boşlukta hissetti. “Ayrıca diğer pek çok eyalette aranıyorsun. Bu yüzden daha özenli bir şekilde dikkat etmen lazım.”

“Bu, bu eve tıkılı kalacağım anlamına mı geliyor?”

“Burası güvenli bir bölge. Giriş ve çıkışlar kontrollüdür. Sıradan insanlar buradan kolayca çıkamaz ve diğer eyaletlerdeki insanlar da buraya kolayca gelemez. Bu yüzden daha önce sergi yoluyla gittiğin şehirlerden insanlar kolayca buraya geçiş yapamaz. Biraz daha güvendesin bu yüzden. Ama yine de diğerlerinin yanında tedbirli olmamız lazım. Kulağa her ne kadar korkunç gelse bile yakalanma ihtimalini bile düşünerek ona göre bir çok plan yapmalıyız.”

“Bak bunu söylemesi ne kadar mide bulandırıcı olsa da ben sıradan bir insanım. Sizin gibi daha yüksek bir zeka ortalamam yok. Güçlü değilim. Yetenekli hiç değilim.” Saçlarını çaresizce karıştırdı. “Amacın ne bilmiyorum ama ben doğru kişi değilim.”

“Belki doğru kişi değilsin, ama buna mecbur olan kişisin.”

“Tanrım...” Umutsuzca başını avuçlarının arasına aldı. “Seni tanımadan önce daha iyiydim ben.”

“Sana tutsağımız olacağını söylemiştim. Hiçbir tutsağın yaşam koşulları iyi değildir.” Jongin sırıtmıştı.

“Tutsağınız? Daha kaç kişinin tutsağıyım ben?!” Luhan sesini yükselttiğinde mükemmel bir zamanlamayla evin kapısı açılmıştı.

“Biz geldiii...” keyifli olduğu her tınısından anlaşılan bir ses salonu doldurmayı bir anda kestiğinde Luhan kafasını kaldırdı. Ona bir kaç çift göz şaşkınlıkla bakıyordu.

“Tanrım. Bu, bu kadar güzel miydi?” Eve gelenlerden biri onlara yaklaşırken bu diyerek işaret edilmesi Luhan’ı rahatsız etmişti.

“Her geçen gün güzelleşiyorum bebeğim.” Jongin lafı kendi üzerine alınarak ayağa kalktı ve gelenleri selamladı. Gelenlerden bir kaçını Luhan o gece müzeden kaçırılırken gördüğünü hatırlıyordu.

The Last HumanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin