ghost ↠ scorbus

library

Scorpius Malfoy

Ders hakkında araştırma yapmamız için öğretmenimiz yüzünden kütüphaneye gitmek zorunda bırakılmıştık. Ama kütüphanedeki rafların arasından Rose'la birlikte bir önümüzdeki rafların arasında olan Albus'un hakkımda 'ibne' dediğini ve arkadaşlarının da kahkahalarla güldüklerini maalesef rahatlıkla duyabiliyordum. Tam onların yanına gidip kavga çıkartacaktım ki Rose kolumu tuttu.

"Scorpius saçmalama. Okulda yapma bari, cezaya kalmayı istemezsin. Okul çıkışında illaki bulursun Albus'u." fısıldayarak konuştu. Sesimi kontrollü tutmaya çalışarak, "Rose, bu geri zekalıya daha fazla dayanamıyorum. Bir günü ötekini tutmuyor dengesiz piçin. Gidip ağzını yüzünü dağıtacağım." Rose kolumu sıvazladı.
"Scorpy biliyorum, haklısın zaten. Bari burdan çıkalım ne yapacaksan öyle yap." Haklı olduğunu fark ettim.

Onu burda döversem cezaya kalmayı bırakın, büyük ihtimalle babamı görüşmeye çağırırlardı. Babamı böyle şeylerle yormak istemiyordum, zaten çökmüştü. Annemsiz yaşadığı her yıl daha çok çöküyor gibi geliyordu, elimden bir şey gelmediği için berbat hissediyordum. O harika bir babaydı.

Telefonumdan saate baktım. İki dakika kalmıştı. Sabredebilirdim. Saniyeleri sayıyordum. "Kendine dikkat et, tamam mı? O aptalın sana bir şey yapmasını istemiyorum." Rose araştırma yaptığı kitabı aldığı rafa geri bırakırken konuştu. Başımı salladım. En azından birilerinin beni önemsediğini bilmek iyi hissettiriyordu.

Zilin sesini duyduğumda Rose'a hızla veda edip yan tarafa yürüdüm. Albus'un kolundan tutup sadece onun duyabileceği şekilde mırıldandım. "Sen gelsene bir benimle." Bir şey demesine izin vermeden onu peşimde sürüklemeye başlamıştım. Sikik Albus'un çenesi yine kapanmamıştı. Kolunu benden kurtardığında bağırdı. "Ne çekiştiriyorsun amına koyayım, sakin ol azıcık." O da benim gibi sinirli görünüyordu.

İnsanlardan uzak bir köşe bulduğumda durdum. "Arkamdan konuştuğunda duymayacağımı mı sanıyorsun sikik herif?" Yüz ifadesi değişti. "Malfoy-"

"Ne Malfoy amına koyayım, ne? Sen kim oluyorsun da benim arkamdan ibne diyorsun orospu çocuğu?" Yakasını kavradığım elimi sertçe ittirdi. "Yanlış anladın bir dinlesene oğlum." Alayla bir kahkaha attım. "Lan neyi yanlış anlayacağım? Duyduklarımı mı yalanlayacaksın şimdi de?"

"Malfoy gay olduğun için ibne dedim, kötü anlamda söylemedim ki." Hayatımda daha geri zekalısını görmemiştim, büyük ihtimalle de görmeyecektim.

"O gün seni öptükten sonra neden gittim biliyor musun Potter? Sürekli sorup durdun ya, hala merak ediyor musun?" Cevap bekleyen bakışlarını hissedince devam ettim. "Okulda senin gibi o kadar homofobik var ki, dayak yemeden okuldan siktirip gitmek istedim. Anladın mı şimdi beynini siktiğim?" Yutkundu ve bakışları birkaç saniyeliğine aşağı indi.

"Benimleyken böyle bir şey yapmana gerek yok, kimse sana dokunamaz." Sinirimden çıldıracaktım. Ne sanıyordu kendini?

"Sana ihtiyacım olduğunu mu sanıyorsun aptal herif? Kendimi koruyabilirim. Senin beni korumana zerre kadar ihtiyacım yok."

"Scorpius seni üzmek istemedim ben." Sağ elimi saçlarımın arasından geçirdim, sinirden saçlarımı yolmamak için kendimi tutuyordum resmen. "Bak Albus," dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. "...sen beni üzemezsin, çünkü sikimde değilsin. Anladın mı? Sadece arkamdan benim hakkımda sokuk sokuk konuşamazsın, ağzını kırarım senin." Söylediklerimden memnun görünmüyordu.

"Sen benim sikimde olduğunu mu sanıyorsun göt beyinli? Hala kavrayamadın ama sen bu oyunun basit bir karakterisin, benim emrimdesin. Laflarını dikkatli seç." Tüm gücümle onu göğsünden ittirdim. "Seçmiyorum lan, hadi ne yapacaksın?" Sinirle bir kahkaha attı. "Kaşınıyorsun ama."

"Anca laftasın Potter, görünürde hiçbir şey yok. Hadi elinden geleni ardına koyma, yap ne yapıyorsan!" Ondan uzaklaşıp yüzüne doğru bağırdığımda sırıttı. "Peki, peki sen bilirsin Malfoy. Ama unutma bu yolu sen seçtin."

Ondan uzaklaşırken arkama son kez bakıp orta parmağımı ona kaldırdım. Önüme dönüp adımlarımı koridorda hızlandırırken temiz havayı ciğerlerime doldurmak istiyordum sadece.

Albus'la ben asla olamazdık.