Pişmanım sana ayırmadığım saatlere.

477 62 41
                                    

Dilerseniz Soo'nun şarkıya başladığı yerde medyadaki şarkı açabilirsiniz.

Sizleri seviyorum,iyi okumalar 💜

[~]

dokyngs:Sanırım bu şehirden gideceğim.

dokyngs:Bakışlarımı nereye çevirsem anılarımızın gözlerimin önüne gelmediği,başka birisiyle aşk yaşadığını görmediğim bir yere gideceğim.

dokyngs:Seni unutmak isteyeceğim aklımın ucundan geçmezdi Jongin.

dokyngs:Hatırlıyorum sevgili olduğumuz o günleri "asla ayrılmayacağız" diye söz vermiştik birbirimize.

dokyngs:Elimi tutmaya bile utanırdın.

dokyngs:Bu utangaçlığını yenmen için ikimizin sarf ettiği o tatlı çabaları hatırlıyorum...

dokyngs:Bunlar kalbimi hâlâ sıcacık yaparken o anıları ateşe verip kalbimin soğumasını sağlamalıyım.

dokyngs:Çünkü biz gerçekten bittik.

dokyngs:Çok özür dilerim,pişmanım sana ayırmadığım saatlerime.

dokyngs:Fakat pişmanlığım bu günü geçmişe katamaz bu yüzden pişmanlık içeren cümlelerimi söylemek uzayda yankılanan ses kadar manasız.

dokyngs:Her neyse bu gece çok konuşmayacağım.

dokyngs:Umarım yavaş yavaş kelimelere de küsmüyorumdur,onlar benim gizli hazinelerim onlara da küsersem eğer bu sefer kendimi kaybederim.

dokyngs:Şunu da hatırlatmak isterim,biz seninle tartışmadan ayrıldık;sen benim canımı yakarak yerime başka birisini koydun,ben ise seni ve aşkımızı çok güzel bir şekilde terk edeceğim.

dokyngs:Umarım farkına varırsın bir şeylerin.

[~]

Walking down 29th and park.
29. Sokaktaki parka doğru yürüyordum

I saw you in another's arm.
Seni bir başkasının kollarında görüyorum.

Kulağımda yankılanan piyano sesiyle şarkıyı söylemeye başlarken gözümü ayırmadan cam kenarında oturan çifte bakıyordum.Masanın üzerinde birleşmiş elleri görmek onları biraz olsun kıskanmama neden olurken onlar birbirlerine aşkla bakıyor yüzlerindeki mutluluk üç metre öteden bile fark edilebiliyordu.Ben ise söylediğim şarkıda geçen her bir cümleyi ona ithaf ediyormuşcasına gözlerimi onun üzerinden ayırmıyordum.

He said something to make you laugh.
Seni güldürebilecek bir şeyler söyledi.

I saw that both your smiles were twice as wide as ours.
Bizimkinden iki kat daha geniş olan gülümsemenizi gördüm.

Yeah,you look happier,you do.
Daha mutlu görünüyorsun.

Sürekli ne kadar güzel olduğunu dile getirdiği sesim şimdi onu etkilemiyor,kulağı onun sesinden başkasının sesine sağırmış gibi kimseyi duymuyordu.Önünde oturan kahverenkli saçlı çocuk kulağına bir şeyler fısıldayarak ayağa kalkıp masadan uzaklaşınca arkasından bakan gözleri yavaşça sahneye doğru kaymış en sonunda beni görebilmiş ve söylediğim şarkının farkına varmıştı.

Cause baby you look happier,you do.
Bebeğim sen daha mutlu görünüyorsun,öyle görünüyorsun.

My friends told me one day ı'll feel too.
Arkadaşlarım bir gün benimde mutlu olacağımı söylediler.

And until then ı'll smile to hide the truth.
Ve o zamana kadar gerçekleri saklamak için gülümseyeceğimi.

But i know i was happier with you.
Ama biliyorum ki seninleyken daha mutluydum.

Gözlerinin içine son kez doya doya bakmak için bakışlarımı sabit tutmuş nakartı söylediğim yerde gözlerimden akan yaşları umursamayarak piyanonun sesine eşlik eden gitarı çalmaya devam etmiştim.

But my darling,i am still in love with you.
Ama hayatım ben hâlâ sana aşığım.

Ona aşık olduğumu söylerken kalbimin sızladığını hissetmiş ve benim gibi dolan gözlerinin biraz daha öyle kalırsa yaş akıtacağını fark etmiştim.

Gözlerimi kapatıp şarkıyı hissetmek isterken bu karanlık cennet anılarımızı başa sararak renklenmişti fakat ben o cümleden başka bir şey söylemiyordum.

Bebeğim,sen daha mutlu görünüyorsun.

Sanırım yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanırım yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz...

Happier | •kaisoo'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin