𝓸𝓵𝓭 𝓶𝓮𝓶𝓸𝓻𝓲𝓮𝓼 ³ ᴶᴱᴺᴹᴵᴺ

e

💫

Jennie ısırıp durduğu dudaklarını serbest bırakıp derin bir nefes aldı. 10 dakikadır önündeki telefonuyla bakışıyordu. Sonunda kendine güveni yerine geldiğinde hızla telefonu avuçlayıp mesajlar bölümüne girdi.

Jennie: Kimsenin inanmadığını sen de biliyorsun ve ben bir süreliğine bir oyun oynamamız gerektiğini düşünüyorum

Sevgili olalım

Jimin: nE

Ne

NE

ne

Jennie: Boşuna ümitlenme

Sadece bir oyun olacak.

Biraz takılır sonra da bitiririz

Ben bir yazı paylaşacağım birlikte olduğumuza dair

Jimin: Olsun ben ona da razıyım

Seni bir daha hiç göremeyeceğim sanmıştım

Jennie: İki dakika yılışmasan ölürsün çünkü değil mi?

Jimin: Fıtratımda var ne yapayım?

Jennie: Al o fıtratını bir yerine sok.

Jimin: Uu serti mi oynuyoruz Bayan Kim ;)

Jennie: Tanrım bana sabır ver...

Jimin: Tamam ya sustum

Eee o zaman

Jennie: Ne o zaman?

Jimin: Yani diyorum ki

Acaba seni alsam mı?

Tabiki sadece medyayı inandırmak için

Jennie: Tamam

Yarım saat içinde hazır olurum

Jimin: Gerçekten mi?

Bu kadar çabuk mu kabul ettin

Hiç inat etmedin?

Bak bu işin içinde bir şey var

Jennie: Daha fazla konuşursan gelmeyeceğim

Jimin: Tamam güzelim sustum.

×××

"Hala güzelim diyor ya! Gıcık."

Telefonu elinden bırakırken söylenmeyi ihmal etmemişti. Biraz duraksayıp gülümsedi. Daha sonra ona kapılma endişesiyle aklındakileri sildi.

Giyinme dolabından birçok kıyafeti eledikten sonra mavi kot bir şort ve üzerine siyah bir sweatshirt giymenin daha iyi olacağını düşündü. Süslenmenin bir manası yoktu değil mi?