Ahmetin anlatımı---------------------
Bir sene önce bir gün işe gitmek üzere evden çıkmıştım. Eşim hastaytı o zamanlar. Kızımı bahcede oynarken bırakmıştım... -Adamın gözleri doldu,ağlama isteyini bastırarak konuşmaya başladı- Duru daha çok küçüktü o zaman. İşten eve dönüyordum ki telefon geldi. Komşulardan biriydi,bana Durunun evde olmadığını ,heryere baktıklarını ama bulamadıkları söyledi. Koşarak eve gittim öğlenden beri kaybolduğunu, bulamadıklarını söyledi eşim. Hemen polise gittim. Herşeyi anlattım.48 saat dolmadan birşey yapamazlarmış. Bana çocuk işte oyuna dalmıştır filan dediler. Derdimi anlatamıyordum,o daha çok küçüktü. Kimse kızımı aramak için birşeyler yapmıyordu. Aniden Polis Amirinin odasına daldım ve konuşmasına izn vermeden derdimi anlattım,yardim etmesi için yalvardım. Halime acımış olacak ki, hemen birini görevlendirdi, benden kızım resmini alıp kayıp ilanı için çohaltıldı. Eve gidin ,biz bir haber olursa size bildiririz dediler. Çaresizce eve döndüm. Her gün şöbeye gidiyor ama kızımdan bihaber geri dönüyordum. Hergün çaresizce sokaklarda,elimde kızım resmi dolanıyordum. Ama ne gören vardı, ne de duyan. Eşimin durumu da ağırlaşıyordu. Duru ortada yoktu artık ne yapacağımı bilemez haldeydim. Bir gün polisden telefon geldi. Hastaneye çağırdılar, kızım, Durum bulunmuştu. Koşarak gittim ama gördüklerim..... -hıçkırarak ağlamaya başladı,başını ellerinin aradına almış sanki göz yaşlarını saklamaya çalışıyordu. Barış adamın omuzuna elini koydu,destek olmak,güç vermek istercesine. Adam biraz daha ağladıktan sonra kendini toplamaya çalıştı ve konuşmasına kaldığı yerden devam etti- Durum iki bacakları sargıda,bayqın halde yatıyordu. Hemen yanına gittim ellerini elime aldım,öpdüm kokladım melek yüzlümü,saçlarını okşadım. Gözlerini açtı. Ürkekce bakıyordu etrafına, onu ilk defa böyle görmüştüm. Etrafına neşe saçan küçük kız gitmiş yerine korku dolu gözlerle etrafına bakan ,konuşmayan biri gelmişti. Doktor beni yanına çağırıp, büyük bir şok geçirdiyini, artık asla yürüyemeyeceyini , şoku atlatmasının çok zor olduğunu söyledi. Yardım vakflarından biri tarafından bu hastaneye yerleştirildik. Uzun süre yapılan tedaviler sonucu yavas-yavas kendine gelmeye,konuşmaya başladı. Dilekle tanışdıktan sonra eski haline döndü. Artık çok mutlu sizlerin sayesinde.
"Peki ona bunu yapanlar? Yakalandılarmı?"
"İkisi yakalandı ,ama çetenin lideri kaçıp kurtuldu. Hala aranıyor."
" Peki yakalananları nasıl bula bilirim. Hangi ceza evinde olduklarını biliyormusunuz?"
"Hayır ,ama öyrene bilirim isterseniz."
"çok güzel , siz öyrenin bende kacan kisinin yerini aratmaya başlıycam. Umarım o şerefsizler en kısa zamanda bulunurlar."
"İnşallah"
Barış adamla konuştuktan sonra telefonu eline alıp bir kaç görüşme yaptı. Sonra Dileğin odasına gitti. Kızı beklemeye başladı. Pecereden dışarıyı izlemeye dalmıştı,kapının açıldığını bile hiss etmedi. Genc kız adamın yanına sessizce yaklaştı ve yanağına ufak bir öpücük kondurdu. Barış düşüncelerinden ayrılarak kıza döndü yüzünü,gözlerindeki parıltı içine aşkın,tutkunun ateşini düşürüyordu her defasında. Barış bu kıza bir ömür feda ede bileceyini anlamıştı artık. Her gece onunla uyumak,her güne onunla başlamak istiyordu. Genc kız adamın bir şeyler düşündüğünü anlamış ama ne olduğunu kestirememişti. Onunla herşey çok güzeldi. O varken hayat toz pembeydi. Anlıyordu ki bu adam hayatında olmazsa yaşamasının,yürümesinin bir anlamı yoktu. İkinci kez birini çok seviyor ve onu da kaybetmekten korkuyordu. Ama bu defa elinden geleni yapacaktı kaybetmemek için...
Adam kolunu kızın omuzundan geçirerek kendine çekdi. Dilek başını adamın omuzuna koyarak gözlerini kapattı, işte şimdi huzurumun kollarındayım diye düşündü.
Çalan telefonla ikiside irkilerek önce bir birlerine baktılar,sonra da Barış telefonunu açarak kulağına götürdü. Duyduklarıyla yüzü bembeyaz olan Barış bir an bakışlarını kıza çevirince meraklı gözlerle karşılaştı. Kalbi buz kesmişti sanki. Böyle olmamalıydı. Hemen ayağa fırladı ve "gitmem gerek" diyerek kızın yanından hızla çıktı. Dilek ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. Ne olmuş ola bilirdi ki? derken kapısı tekrar açıldı ve annesi içeri girdi.
"Anne"
"Kızım... nasılsın?"
"Ben iyiyim de sen ne arıyorsun burda?"
"Barışın babası kalp krizi geçirdi,hastanedeler"
"Neee....Ne zaman olmuş"
"Kızım dur nereye"
"Anne nerdeler? Barışı görmeliyim"
"Tamam hadi seni götüreyim" diyerek Asuman hanım kızına yardım etmek için arkasına geçecekken Dilek onu durdurdu ve ayağa kalkmaya çalıştı. Annesinin de yardımıyla ayağa kalkıp yürüdüğünde Asuman hanım mutluluktan göz yaşlarını durduramıyordu. Ama daha önemli bir şey vardı şuan Dilek için , o da Barışın yanında olmak. Hemek annesiyle birlikde onların yanına gitti. Barışı dışarda bekleme koltuklarında oturduğunu görünce annesin kolundan çıkarak genc adama yaklaşdı. Yavaşca yanına oturarak "Barış bak bana.... yüzüme bak" dedi.Barış başını kaldırıb kıza baktı mavi gözler dolu doluydu.
"Baban iyi olucak, merak etme.O güclü bir adam, ayağa kalkacak"
"Ya kalkmazsa Dilek, ya beni bırakıb giderse?"
"Gitmez .... seni bırakıp asla gitmez... Kötü düşünme nolur."
Dilek adamı kollarıyla sardığında adam kendini kıza teslim etti. Başını omuzlarına gömerek göz yaşlarını akıttı. İlk defa birbirlerine bu kadar yakındılar. Genc adan kollarını kızın beline dolayarak kendine çekerek daha çok sarıldı. Ne kadar öyle kaldılar bilinmez, başlarının üstüne düşen gölgeyle ayrıldıklarında Barış hemen aya kalktı.
"Durumu nasıl? İyi olucak dimi? Lütfen iyi olduğunu söyleyin. Lütfen" diye yalvaran gözlerle bakıyordu karşısındakı doktora.
"Sakin olun Barış bey, babanızın durumu iyi. Zor bir ameliyat geçirdi. Ama durumu qayet iyi hiç merak etmeyin. Yalnız bundan sonra kendini fazla yormiycak,stresten uzak durmalı,eger kriz bir daha tekrarlanırsa bu kadar şanslı olmaya bilir. Şimdi babanızı yogun bakıma alıyoruz kendine gelince normal odaya alınacak."
" Göre bilirmiyim babamı?"
"Üzgünüm, şu anda göremezsiniz."
"Tamam teşekkürler"
Barış doktorla konuşduğunda rahatlamıştı,babası iyiydi. Evet Dileğin dediyi gibi onu bırakıp gitmemişdi. Yüzünü kıza döndürdüğünde göz yaşlarıyla kendini izlediyini görmüşdü. Kızı kendine çekib sıkıca sarıldı. Birbirlerini sevgiyle sardılar. Daha sonra kızın babasının srsiyle bir birlerinden ayrıldılar. Ayhan bey ikisininde gidib dinlenmelerini, birşey olursa hemen haber vereceyini söyleyerek onları Dileğin odasına göndermişdi. Odaya geldiklerinde hala el eleydiler. Sanki elleri ayrılsa ikiside kaybolacak gibiydiler. Kız yatağa oturarak adamı da yanına çekti. Barış başını genc kızın dizlerine koyarak kendini huzurunun kollarına bıraktı. Dilek Barışın saçlarını sevgiyke okşarken içinde ki çılgın dalgalara dur demeye çalışıyordu. Adamın ona her dokunuşunda yeniden doğmuş gibi hissediyordu. Her defasında kasıklarında ki sızıyı umursamamak giderek zorlaşıyordu. Kaç saat öyle kaldılar bilmiyordu,ama kapının açılıb kapanma sesini duyduklarında ikisi de rüyalardan uyanmış karşılarındakı üzgün yüze, nemli gözlere odaklanmışdılar.
EVET BENİM CANIM OKURLARIM. Sizlere çok teşekkür ederim hikayemi okuduğunuz için. Ama bazı sebeblerden dolayı hikayemi askıya alıyorum. Lütfen okumayı bırakmayın. En kısa zamanda yine yazmaya devam edicem söz veriyorum. Yanımda oldugunuz destek verdiyiniz için çok teşekkür ederim hepinize. Hepinizi seviyorum. Umarım beni yalnış anlamazsınız. Sinavlarım olduğu için bir süre yazamiycam ama söz sınavlar biter bitmez devam edicem. VE ayrıca yeni bölümle birlikte yeni bir hikaye de yazmayı düşünüyorum.
Şimdilik hoşcakalın ve kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek DİLEĞİM Sensin
Novela JuvenilUmarım beğenerek okuyacağınız bie hikaye olur "Seni asla affetmiycem, anladınmı beni asla. Sen benim hayatımı aldın elimden. Sen beni bu karanlığa mahkum ettin... Başından beri niyetin bumuydu? Ha söylesene? "Hayır... Yok öyle bir şey... Bunu na...