0.8

698 56 6
                                    

Sana da  aşığız be jimin ksnsnsnnd

💫

Ellerim cebimdeydi ve cadde de yürüyordum. Tabi ki arkamda Jimin vardı, beni bir saniye bile bırakmıyordu. Tamam arada hoşuma gidiyordu fakat bu kadar darlanmaya gelemiyordum. İleride ki butiği gördüğümde hızlıca ilerledim ve içeri girdim. Kapı arkamda kapatmama rağmen Jimin yine de girmişti. Mezuniyet için kendime kıyafet bakacaktım. Okullar kapanıyordu, zaten son haftalar olduğu için devamsızlık yapmıştım bol bol.

"Hoş geldiniz." Yanıma gelen kadına selam verdim, gözlerimi kıyafetlerde dolaştırdım. Çok güzel olmak istiyordum, en güzeli olmak istiyordum ve açık bir elbise istiyordum. 

"Açık bir şeyler alma, uzun bir elbise al çıkalım işte." Onu takmadım ve elime birkaç tane aldım, bu sırada da görevli kadına istediğim modeli tarif etmiştim o da bakmaya gitmişti.

Kabine ilerlemeye başladığımda Jimin ise bulunan koltuklara yerleşmişti. Kabind girdiğimde elimdeki kıyafetleri askılığa yerleştirdim vr kapıyı kilitledim. Neyse ki alan genişti ve rahatça deneyebilirdim. Üstümdeki kıyafetlerimi çıkarıp pufun üzerine bıraktım. Birçok yerinde transparan bulunansiyah mini elbiseyi aldım. Üstüme geçirdim ve aynaya bakmadam kabinden çıktım. Jimin gözlerini üzerimde gezdirdi, gözleri büyümüştü ve oturduğu yerden kalktı. Aynadan kendime baktığım da dudaklarımı büzdüm. İstediğim gibi değildi ve beli oturmamıştı, büyük geliyordu.

"Gir içeri kızım, çıkılır böyle bir elbiseyle." Jimin beni kabine doğru itiklediğinde izin verdim. Benimle beraber kabine girip kapıyı arkamızdan kilitledi, kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Mal mısın sen ya, çıksana şuradan." Söylediğim de bir kez daha beni süzmüş ve yutkunmuştu.

"Üstündekileri çıkar da buradan çıkalım, hepsi açık saçık şeyler. Giyinmene izin vermem." Ellerimi göğsüne koyarak ittirdim.

"Yo, bal gibi de giyineceğim. Hatta bu elbise kapalı ben daha açık şeyler arıyorum. Ayrıca alt tarafı kabinden çıktım, mezuniyette bu kapalı elbiseyi giysem kıyameti falan koparırsın."

"Bok giyersin, izin vermiyorum. Sen kabinden böyle çık bak ne yapıyorum." Ha, izin alan vardı sanki.

"Senden neden izin alayım ki? Sevgilim, abim, babam değilsin neden yani?" Gözlerini yumdu ve arkasına döndü. Haberi olmadan evden kaçıp o şekilde alışverişe çıkacaktım. İki gün sonra mezuniyetim vardı ve ben hiçbir şey almamıştım. "Çıksana üstümü değiştireceğim." Bir şey demeden dediğimi yapıp çıktığında kapıyı kilitledim. Üstümdeki elbiseyi çıkarıp kendi kiyafetlerimi üstüme geçirdim ve çıktım. Butikten de çıktığımda Jimin sessizce arkamdan geliyordu.

"Ya sen niye peşimden dolanıyorsun, gitsene sevgilinin yanına." Homurdandığımda, elimi tutmuş ve ileride ki arabasına doğru ilerlemiştik. Elimi çekmeye çalışsam da izin vermiyordu. Arabaya bindiğimizde jimin arabayı çalıştırdı. Aslında Jimin benden 2 yaş büyüktü, benim gittiğim liseden mezun olmuştu ve her gün neredeyse geliyordu ve bir kızla çıkmaya başlamıştı. Benim için geldiğini düşünüyordum o zamanlar ve ona plotaniktim. 15 yaşımdan beri onu seviyordum ama hiçbir zaman hislerimden bahsetmemiş uzaktan sevmeye devam etmiştim. Belli de etmemiştim, 7 erkek ile büyümüştüm. Hayatımın her yerinde onlar vardı ve hiçbirinin onaylamayacağını biliyordum. Jimin' in beni sevmediğini de biliyordum.

Geçen yıl abim bizi ziyarete geldiğinde hepsi bara gitmişlerdi, ne kadar istesemde beni götürmemişlerdi. Ben de sinirlenip takip etmiştim. Jimin' in bir kızla seviştiğini gözümle görmüştüm ve iki gün boyunca odamdan çıkmamış yemek yememiştim. Hepsi benim endişelenmişti, hele Jimin iki günün sonunda kapıyı kıracakken açmıştım ve bana sımsıkı sarılmıştı. Beni kıran da kendisiydi, toparlayan da. O günden sonra aramıza soğukluk girmiş benimle eskisi gibi iletişim kurmamaya başlamıştı. Beni tersliyor ve umursamıyordu. Ama beni de rahat bırakmıyordu.

Araba durduğunda Jungkook'un evini gördüğümde heyecanla indim. Ablasının bir butiği vardı, belki o bana yardımcı olurdu. Eve doğru koştuğumda kapı Hoseok tarafından açılmıştı ve benden ona kocaman sarılmıştım. Beni gülerek kucakladığında güldüm. Fakat aniden çekilmiş popomun üstüne düşmüştüm.

Jimin sinirle beni süzdüğünde sinirlendim ve elimle bacağına bir tane vurdum. Göz devirip içeriye doğru geçti. Hoseok kalkmama yardımcı olduğunda beraber salona geçtik. Abim dışında hepsi buradaydı. Jungkook'un yanına oturdum.

"Bebeğim, ablan evde mi?" Jungkook başını salladı. "Nerede?" Heyecanla konuştuğumda kapıyı işaret etti.

"Noona!" Bağırarak gidip ona sarıldım. O da bana sarıldı. "Bana yardımcı olman lazım." Ayrıldığımız da koltuklara yerleştik.

"Ne konuda tatlım?"

"İki gün sonra mezuniyetim var ve hiçbir hazırlık yapamadım." Gözlerimi kırpıştırarak  söylendim.

"Ah tatlım derdin bu olsun, elimde şahane bir parça var ve sana çok güzel olacağına eminim. Hadi kalk gidelim." Heyecanla başımı salladım ve beraber ayağa kalktım.

"Noona, kesinlikle açık bir şey vermiyorsun. Yırtarım o elbiseyi." Biz salondan çıkarken Jimin arkamızdan bağırmıştı.

Kafamı kapının boşluğundan uzattım. "Yav he he." Jimin' in kalktığını gördüğümde kafamı çektim ve Haneul Noona' nın peşinden ilerledim. Jungkook ve Taehyung'ın bağırma seslerini duyduğumda gülümsedim. Neyse ki Jimin' i bebeklerim engellemişti. Artık istediğim kıyafeti alacak ve giyecektim. Başımda Jimin gibi bir bela yoktu şimdilik.

💫

Evetttttt ben geldim. Birkaç saat sonra belki bir bölüm daha yayımlarım o kadar.

İyi akşamlar bebeklerimmm.

BROKEN HEARTS | Jimin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin