Bölüm 3

220 10 135
                                    

    Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ♥️♥️♥️

   Hafta içinin son gününün ortalarındaydık artık. Okulun bitmesine ve eve gitmeme sadece bir ders kalmıştı ve en sevdiklerimden, fizik. Neden mi seviyorum? Çünkü herkes yapamaz ve sevilmeyen şeyler bana her zaman daha cazip gelmiştir.

   Ebu Bekir Hoca: Evet arkadaşlar, bu soruyu kim yapmak ister?

    Elimi kaldırdım, evet sınıfta soru çözmek için falan elimi kaldırıyorum ve tahtaya çözümü açıklayıcı bir sekilde yazıp yerime geçiyorum. Sınıftakiler başta elimi kaldırmama ya da tahtada soru cozmeme şaşırsalar da alıştılar, Sude hariç. Hoca ile göz göze gelince bana başıyla tahtayı işaret etti ve ayağa kalkıp çözümü tahtaya açıklayıcı bir şekilde yazdım. İşlemler, ok isaretleri ve bazı anahtar kelimeler...

    "Eveet, anlamayan var mı?"

    "Ben anlamadım hocam, siz anlatır mısınız?"

    Sude'nin bunu gıcıklığına yaptığına adım kadar eminim ama gelin görün ki ona diyecek hiçbir şeyim yoktu.

    "Ben anlatabilir miyim hocam?"

    "Ece, şaşırtıyorsun kızım. Gel anlat bakalım."

    Ece nadir olarak yaptığı bir şekilde siyah saçlarını arkasına attı ve bence aşırı havalı yürüyerek tahtaya çıktı. Elinde kalem yokken soruyu anlatmak mı? Ne yapacağını gerçekten merak ediyordum. Önce soruyu tane tane okudu ve "Okuduğunu anlayabilen arkadaşlar zaten soruyu anlamıştır, bu da beynin düşünebilmesiyle alakalı tabii." dedi. Ardından yaptığım matematiksel işlemleri okudu ve okurken eliyle ok işaretlerini gösterdi.

    "Beynini kullanabildigini ve soruyu anladığını varsayarak devam ediyorum, bu işlemleri de ortaokul matematiginle bile yapabilirsin. Oklar da işlemlerin soruyla olan ilgisini yeteri kadar gösteriyordu. Kör değilsen anlamış olman gerek."

    Ece... Bu kız tam bir alfa. Ece aynı havalı yürüyüşüyle yanıma gelip oturduğunda yüzüme bile bakmadı, hey benim sana gözlerimle de olsa teşekkür etmeye hakkım vardı.

   "Keşke biraz daha kibar anlatsaydin Ece, neyse. Sude anlayip anlamadığını sormak isterdim ama artık anlamasan da anladığını söylersin, bu yüzden sormadan geçiyorum."

   Hoca başka bir soruya geçerken Melis arkasını dönüp Ece'nin yanağını sevdi, hem de kedi sever gibi. Kedi gibi. Kedi.

    "Asi kızım benim, nasıl da laf soktu o pisliğe."

    Ece önce Melis'in eline sonra Melis'e ölümcül bakışlarını atınca Melis yavaşça elini çekti.

    "Aman tamam ya, iyi ki bir sevelim dedik. Hıh."

    'Can neden konusmuyor?' dediğinizi duyar gibiyim, Can şu an uyumakla meşgul arkadaşlar. Ders bitip çıkış zili çaldığında Melis, Can'ı dürtüp seslense de uyanmadı. Edis, sabrı olmayan biri sanırım ve Can'ı tişörtünün ensesinden kaldırıp yere attı. Ciddiyim bunu yaptı ve Can yere düşünce küfrederek Edis'e baktı.

    "Abi seninle benimle derdin ne? Çok ciddi bir şekilde soruyorum bak, cevaplar mısın?"

   "Uyandırdım kardeşim, beğenmedin mi? Tüh ya bilseydim öperek uyandırırdım."

    "Saçmalama abi ya, seslenseydiniz uyanırdım ben zaten."

    Can'ın dediğine Arda hariç herkes gülüyordu. Arda nerdeyse hiç konuşmamıştı, konuştuğu da fısıltı halinde Edis'le sadece.

SESSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin