~Düşünceler~

628 16 1
                                    

Işığın düşmediği noktalardan kaçmak istiyorum adeta. Gizleniyorum böyle yerleri gördükçe. Göstermiyorum kendimi, hissettirmiyorum varlığımı. Keşke bilseydim, ne vardı orada acaba? Benim hayalallerim mi yoksa içimde yarattığım nacizane olay örgüleri mi? Olamaz mıydım ben de orada? Korkak olmamalıydım ama artık beni bu duygusan kimse arındıramazdı. Sokaklarda kaybolasıcaya yürürdüm, kimseye aldırış etmeden. Hiç kimseye mi aldırış etmiyordum? Hayır, önemsediğim tek kişi kendimdi. Çok seviyordum kendimi, içimdeki ölmemiş çocuğu, sahip olduğum bedeni, zihnimi, duygularımı bütünüyle eksiksizce seviyordum işte. Üç beş sokak geçtikten sonra sol tarafta tarihi denilebilecek bir bina görmüştüm. Çok mu seviyordum acaba tarihi ben? Okulda öğrendiğimiz tarih beni pek de etkilemiyordu açıkcası. Mimariye aşıktım belki de. Süslemeleri, ahşap oymaları ile muhteşem bir görüntüsü olan bir evdi bu. İki katlı, tam yalıvari. Ne çok severdim böyle evleri. İçinde yaşasaydım bir de. Dünyalar benim olurdu işte. Oysa sadece sokaklarda dolanırken gözümü doyuruyordum ben. Apartmandan nefret ediyordum. Gözümün gördüğü her yer bina. İnsanlar ne de çok seviyor bu beton rengini be. Ben o insanlardan değilim. Aileme de burda yaşamamamız hakkında çok şeyler söyledim fakat maddi durumumuz ancak buna yetiyordu. Daha fazla da ısrar etmek hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Aile diyip duruyorum ama bana göre sadece sembolikti bu aile kavramı. Sözlükteki anlamını taşıyordu sadece, benim düşüncelerimin sözlüktekinden pek bir farkı yoktuç Duygusal bir bağ besleyemiyordum onlara karşı. Annem ve dedem on altı yıldır görüşmüyorlar. Tek sebebi annemin evden kaçması, benim babayla evlenmesiydi. Ben de dedemle 8 yaşındayken ilk defa konuşmuştum, ilk defa gitmiştim evine. Sanki korkmuştum o an biraz, bana bir şey der miydi. Dedem Arnavut asıllı biri. Hani derler ya arnavut damarı tutmak diye, gerçekleşir miydi şimdi bu acaba? Bütün düşündüklerimin tersini yaşatmıştı tanrı bana. Dedem gayet iyi biriydi. Bana ikramlar yapmış sanki sekiz senenin hasretine giderircesine övgüler yağdırmıştı. Dedemlerden ayrıldıktan sonra evde büyük bir soru bombardımanıyla karşı karşıya kalmıştım. Ne dedi, ne yaptı deden? Söylediklerim karşısında annem hiç de şaşırmamıştı babasını tanıyordu her ne olursa olsun. Bu olayı öğrenen annemin ablası -benim nefret ettiğim teyze bozunutusu- annemi sıkıştırmış, onun kocası olacak Cumhur beyefendi (!) ise babamı. Ne yapıyorsunuz, neden oraya gönderiyorsunuz çocuğu diye birsürü saçma salak sorularla meşgul etmişler anne ve babamı. Biricik teyzeciğimin benimle yaşıt olan oğlu ise neredeyse dedemlerde doğup büyümüştü. Onun için hiçbir sıkıntı yoktu. Her gün oradaydı ben ise bayramdan bayrama gidiyordum. Her neyse bunlarla kafamı pek de kurcalamak istemiyorum doğrusu. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra okul da değiştirmiştim. Bunun sebebi sadece yaşadığım yerdeki eğitimin yetersiz olmasıydı. Anne ve babam başka bir okula gitmeme karar vermişlerdi, bir de ben tabi ki. Henüz 10 yaşındayım ve gireceğim yeni bir ortam. Kahretsin hiç sevmiyorum böyle şeyleri. Arkadaşlık edinmekten de nefret ediyorum. Ne yapıcaktım ben. Daha ilk günden bunları sayıklıyordum istemsizce. İlk günden...

*******************

Arkadaşlar hikayeyi yazmaya yeni başladım. Bu bölüm sadece küçük bir girişti. Diğer bölümlerde hem olaylar hem de karakterler daha etkili olacak. Düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın. :)

İMZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin