~Ambivalenz~

309 7 2
                                    

  Zayıflıyorum, güçsüz düşüyorum günden güne. Her ne zaman olursa olsun gözlerimin gördüğü her bir noktada geçmişten izler var. Küçük bir çocukken yaptığım minik yaramazlıklar, yerlere yatıp şımarıkça ağlamalar, en sevdiğim çizgi film olan scooby doo'yu izlerken birden kanalın değiştirilmesi sonucunda avazım çıkana kadar bağırmam... Sonra, çok eğlenceli olduğunu düşündüğüm, masaya getirilen tabakları tek tek yere atıp kırmak. Bir dakika söylemeyi unutuyordum, henüz iki yaşındayken sinirlenip biberonu camdan aşağıya da fırlatmışım ben. Bu arada büyük babaannem beni çok severmiş. Hasta olduğum bir gece bizimkiler onun yanında uyumama izin vermediler diye ağlamaya başlamış. Koca gece hiç durmadan doksan yaşındaki kadın ağlamış da ağlamış. Dayanamamışlar sonra. Götürmüşler, koymuşlar yanına beni. Sarılmış, öpmüş, koklamış...

Bunların hepsini bana bizimkiler anlattı. Dinledim ben de onları, yüzümdeki tebessümle. Ailem, artık yok. Anne ve babam eğlenmek için gittiğimiz gecede bir magandanın silahından çıkan kurşunlarla hayatlarını kaybetmişlerdi, onlar terk-i diyar etmişlerdi, vefat etmişlerdi... Bir sürü süslü kelime vardı bu durumu anlatacak. Hiçbirini umursamıyorum, hafızama bile yerleşsinler istemiyorum. Her şeyi unutmak istiyor gibiyim. Belki unutursam sıfırdan başlarım hayatıma. Ama unutmak da olmuyor ki. Nasıl yapacağım bunu, nasıl becereceğim kendime yeni bi defter almayı? Gözlerimin önünde canlarını veren annemi, babamı nasıl nasıl unutacağım? Başım daralıyor, çatlıyacak gibi oluyordu. Teyzemlerin beni teselli edişini anımsamak dahi istemiyorum. Farkındayım, şimdi de ağlıyorum. Elimde değil işte bir yandan unutmak, aynı andan da hatırlamak istiyorum. Beni duysunlar istiyorum sonra “niye duyucaklar beni ben kendime yeterim” diyorum. Kötü olarak hissettiğim olayları, anları düşünmek istemiyorum. Her zaman bir iyisi de vardır diye geçindim. Yani bardağın dolu tarafını görmek gibi bir şey bu. Bardak her zaman dolu olmuyor. Fakat ben tedbirimi almış, suyumu önceden doldurmuştum. Buradaki su yaşam kaynağımdı benim. İçerisinde beni olumlu yönden etkileyen her şey vardı. Arkadaşlarım, yardımlarım, sözlerim, konuşmalarım, AİLEM... Bardağı hep elimde tuttum ben. Şimdi ise bir sarsıntı geçirmiş, bardaktan miktarını, değerini ölçemeyeceğim kadar dökülmüştü hayat damla damla. Gözlerimin önünde hem de. Gözlerim bir şeyi daha unutmuyor. Yine bir geceyi, çok karanlık bir geceyi. Anlatmak bile çok yoruyor, zorluyor beni. Sadece, yirlimi yaşlarda bir herif tarafından tecavüze uğramıştım. Bunu dile getirmek bile öldürüyor beni. Âdeta bir büyük ip yumağı gibi hayatım. Karmaşık, bazen ucu bulunmayan, sonunun ne zaman geleceği belirsiz. Bazı yerleri incelmiş, kopacak sanki zedelenmekten. Ama dokusu huzur veriyor. Dışarıdan bir bütün olarak gördüğünde muhteşem bir şey, belki huzur verici. Sonra kabından çıkartıp bakılınca ucunu bulmak için çok zaman harcaman gerekir. Vaz bile geçebilirsin ipi çözmekten. Zorlar seni. Zoru sevenler de var, ben de onları seviyorum. Onlar gerçekten yaşayanlar. Yaşamın amacını anlamış kişilikler. Teyzemlerle kalmak istemedim ya da bir başka akarabayla. Hiç birinde ailemi göremeyecek, hissedemeyecektim. Sonra yetiştirme yurdunda kalma kararı verildi. Yaşadığım yer, okulum, arkadaşlarım hepsi değişti. Bir karmaşa daha yaşadım hayatımda. Zamanın çabuk geçtiğini kabul etmeye çalıştım. Kim bilir böyle daha iyi alışırım diye düşündüm. Kişiliğimin oluşmaya başladığın farkına vardım bütün bu olanlar sonucunda. Kendime söz vermeye başladım asla değişme diye. Çok seviyorum kendimi. Doğduğun andan itibaren seninle gelen bir sürü şey var. Bu bir sürü şeyden bir kaçına tek başınayken farkına varamıyorsun. Mutlaka bir olgu daha olmalı yanında. En azından buna inanıyorum. Henüz bu anlamda bir olay karşıma çıkmadı. Çıksa da üstesinden geleceğimi biliyorum. Sakin bir tavrım var. Belki birçok kişi nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun diyebilir. Ama kafama takacak bir şeyim olsun istemiyorum ben. İsteklerim doğrultusunda yaşıyorum. Hangi duruma nasıl davranacağımı da sanıyorum ki benden başkası en iyisini bilemez. Arada inişli çıkışlı konuşabiliyorum. Biraz da kuralcıyımdır. Ama anı da yaşamak istiyorum. Kurallarıma uyarak bu isteğimi gerçekleştiremeyeceğimin farkındayım. Yakın zamanda kendi koyduğum kuralları çiğnemeye başlayacağım. Kötü bir şey değil bu, kurallar hep kalıcı olmak zorunda değil gibi. Değiştirebilirim birkaçını. Her ne kadar kurallar olsa da rahat olmak istiyorum. Belki salaş davranmak en iyisi gibi gelir bana. Pek takmam, umursamam çoğu durumu. Arkadaşlarım da önem taşımıştır benim için her zaman. Batuhan'ı çok özledim şimdiden. Dördüncü sınıftayken okul değiştirmiştim. O zaman tanıştım Batu'yla, serserinin tekiydi. Ama çok iyi bir arkadaştı hep kolladık birbirimizi. Yeliz vardı bir de, biraz düşkündü sanırım bana. Nedenini bilmiyorum, aslında şu anda anlamış gibiyim. Eğer tahmin ettiğimse, büyük bir olasılıkla yerine getirmezdim Yeliz'in isteklerini. Söylememiş olması çok iyi oldu. İnsanları kırmak istemem çoğu zaman. Bir çoğu bunu hakediyor ama genellemenin dışında kalanlar da vardır mutlaka. Asla hayır demekten çekinmiyorum. Hayır demek zordur birçok zaman. Zoru sevdiğimi söylemiştim. Kaçmanın yeterli bir çözüm yolu olmadığını öğrendim zamanla. Üstüne gidersen de hâlloluyormuş. “Hayat bir deneme yanılmadır” derdi resim öğretmenim. Çok kez denedim, yanıldığım kadar başardım da. Bazen ölü gibi bazen de yerinde bir dakika duramayan mutlu çocuklar gibi oldum. Yenilerden hep korktum, nefret ettim. Şimdi ise merakla bekliyorum onları. Hayatımda bir yer açtım hepsine. Duygularım çoğu zaman birbirinden alakasızdı. Aynı anda birbiriyle bağdaşmayan düşüncelerle, isteklerle karşılaşıyordum. Ambivalenz diyorlarmış bu duruma. Annem bütün ısrarlarıma rağmen beni zorla psikoloğa götürmüştü, ondan duymuştum bu terimi. ... Sanırım söylemediğim başka bir şey kalmadı. Zaman geçtikçe daha çok şey öğrenebilirsin benden. İşte şimdi burdayım. Seninle beraber oturmuş kendimi anlatıyorum. Ne düşünüyorsun Barkın? Kafan biraz karıştı mı?

- Ş-şey aslında biraz şaşırdım. Yoksa iyi anlattın. Başından bunca olay geçmiş olması beni şaşırttı diyebilirim. Şaşkınım hâlâ.

-Haha, haklısın. Bak ben gülüyorum ama. İşte bunu becerirsen her şey mutlaka yoluna girer.

-Senin kafana ulaşamadım daha. Ama aklıma takılan bir şey var.

-Evet?

-Aileni kaybettiğinde, akrabalarının yanında durmak, aynı okuluna gitmek varken niçin buraya gelmeyi kabul ettin?

-Aslında birçok neden var. Aile benim için sembolik bir kavramdı. Son zamanlarda anne ve babamı bu sembolizden çıkarmıştım. Çıkarmamla yok olması bir oldu. Geriye kalanlar benim için bir ifade etmiyor. Ben de tabularımı biraz da olsa yıkmak istedim. Ne oldu sıkıldın mı yoksa benden?

-Aaa hayır. Sadece merak ettim. Yoksa sendeki enerjiyi görebiliyorum. Umduğumdan fazlasıymışsın. Genelde buradakiler hep kötüdür yaşadıkları. Ya şiddet vardır ailelerinde, ya kaybetmişlerdir, ya da insafsızlar bırakmışlardır çocuklarını sokakta. Sonra buraya gelirler işte. Seninki bana değişik geldi. Ama burda olmana çok sevindim. Uzun bir süre burdayız.

-Sıra bende mi diye düşünüyorum... Evet. Sen niye burdasın?

-Ben mi?

-Evet seni de merak ediyorum. Hiçbir şey söylemedin.

-B-ben de ailem yüzünden burdayım.

-Yoksa onlar da mı ?

-Hayır ölmediler ama benim için ölmüş durumdalar. Beni ben olduğum için dövdüler. Her gün dayak yedim. Babam denecek şerefsiz vücudumun her tarafında sigarasını söndürüyordu. Kızgın demirlerle hücum ediyordu bana. Komşular şikayet etmişler bu şerefsizi. O hapse ben de buraya geldim işte.

-Anlamadım beni ben olduğum için ne demek?

-Boşver şimdi bunları. İstersem söylerim sonra.

-İstersem mi?

-Evet istersem.

-Tamam istemeye mecbur tutucam o halde seni. Tikin mi var demiştin?

-Tan yapma. Bırak tan. Ahh! Tan tamam yalvarırım bırak.

-İstiyor musun şimdi?

-Tamam söz veriyorum. Tan bırak! Söz işte bir gün söylerim.

-Yoruldum. Geç mi oldu ne, uykum geldi benim.

-Tamam. Uyuyorum ben. İyi uykular.

-İyi uykular.

Sonunda istediğimi elde etmeye başladım. En önemlisi istediğim hayatı. Kararlı olmaya, kurallarımın bir kısmını değiştirmeye karar verdim. Ambivalenzden uzak duygulara...

*************

İlginize teşekkür ediyorum. Düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen. :)

İMZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin