~Anlamak~

220 9 0
                                    

Konuşamıyorum, sessizce bekliyorum bir köşede. Herkesin söz sahibi olmasına izin veriyorum. Dinliyorum herkesi, her ne kadar kulaklarımı tırmalasa da duyduklarım aldırış etmiyorum bu duruma. Biliyorum ki sonunda ben konuşacağım, ben anlatacağım ne olup bittiğini. Benim ağzımdan duyacaksınız doğruları, gerçekleri...

Cansel Öğretmen'in Anlatımı

Derse girmek için sınıfa ilerliyordum. Sınıftan yüksek sesler geliyordu. Adımlarımı biraz daha hızlandırarak sınıfa doğru yöneldim. Aklıma gelmeliydi Batuhan ve Ahmet kavga ediyorlardı. Her zaman aynı şey oluyordu. Ahmet ve Batuhan bir sebep bulur ve kavga ederler.

–Çocuklar ayrılın hemen! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? Bıktım artık sizin tartışmalarınızdan.

+Öğretmenim Ahmet her zamanki gibi gevezeliğini ortaya koymaktan başka bir şey bilmiyor. Sadece onu biraz susturmak istemiştim. Ki onu bile beceremiyor kendisi!

–Tamam yeter görmek istemiyorum bir daha böyle sizi. Artık disipline göndermek zorunda kalacağım haberiniz olsun.

Batuhan'ın Anlatımı

Başından beri alışamadığım bu çocuğa. Üstüne vazife olmayan şeyleri gerçekleştirmekten zevk alır fakat ben o zevki acıya dönüştürmesini de çok iyi biliyorum. Ki gözünün şişliği de bunun göstergesidir sanırım. Mevzu Tan'la ilgili aslında. Başlarda iyi şeyler hissetmesem de Tan ile çok iyiyiz şimdi, gerçekten efendi bir adam. Neyi nasıl yapıcağını gayet iyi biliyor. Hâl böyle olunca benim arkadaşım demek, benden bir parça demek. Kim o parçanın canını yakarsa bunun öcünü fazlasıyla alırım ondan. Afetmek benim lügatımda yok. Gereken her ne olursa olsun o gerçekleşir. Ahmet denen herif biraz boş konuşmaya başlamıştı. Yeri olmayan sözcükler kullanıyordu. Her ne kadar Tan sesini çıkartmasa da rahatsızlığı yüzünün her bir noktasına yayılmıştı. Ahmete girişmeden önce Tan ile konuşmam gerekiyordu.

–Tan niçin bir şey demiyorsun?

+ Gerek yok ağzımı yormaya. Konuşsun dursun işte bırak.

–Neden zırvalıyor bu ibne söylesene!

+Sakın bir şey yapma Batuhan. Benim için sorun değil, birazdan susar uzatma lütfen.

–Sen burda kal birazdan gelirim ben. Ahmeeet!

*Tan*

Yapma desemde dinlemedi beni. Dur diyene kadar yumruğunu gözüne geçirmişti Ahmet'in. Aslında ortada bir şey yoktu. Sadece benim hakkımda ileri geri konuşuyordu ya da eğleniyordu kendi hâlinde. Uzatmamalıyım bunu, zaten umrumda değil. Boşver gitsin. Bu arada Batuhan korktuğum gibi değil. Dışarıdan sadece dikenleri görünen bir gül olsa da arkadaşı olunca o dikenler ortadan kalkıyor, artık sıkıca tutabiliyorsun onu. Öyle ki koruma içgüdüsüne sahip. Kendi tutan ellere zarar verildiğini görürse çıkarıyor dikenlerini ortaya. Onu böyle seviyoruz. Olduğu gibi, yaşamak istediği gibi. Hayatını kendi kuralları ile yaşıyor. Biliyorum, gördüğüm o ki zamanla anlaşıyor insan. Veyahut anlaşıldığını anlıyor, hissediyor. Düşüncelerim bana fısıldıyor ve şöyle diyor " Anlamak için hissetmek gerekir. Hissetmek içinse perde inmemiş bir göz..."

İMZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin