LXIX

1.5K 94 13
                                    

"Jimin...gitmiyor musun?" yanına oturan kişiyle telefonuyla bakışmayı bırakarak kafasını kaldırdı Jimin. Karşısında ona endişeyle bakan yüzü gördüğünde ise istemsizce rahatsız hissetti.

"Biraz daha pratik yapmam gerek." dedi daha fazla konuşmak istemediğini anlaması için. Yeniden telefonu ile ilgilenmeye başladı. Hâlâ Seulgi'nin başında beklediğini fark ettiğinde ise gözlerini devirmemek için kendisini zor tutmuştu. Bir yandan da kendisine kızıyordu. Sadece Jungkook'un saçma kıskançlığı yüzünden insanlara bu şekilde davranmak istemiyordu. Bu kızın kendisine hiçbir zararı olmamışken ona neden kötü davranması gerekiyordu ki?Bu..saçmaydı.

Düşünceleri kafasını karıştırırken istemsizce iç geçirdi. Seulgi'ye soğuk davranmak istemiyordu ama...sanki doğru olan buymuş gibi hissediyordu. Sanki bu şekilde olursa...Jungkook daha mutlu olurdu. Jimin'in istediği de buydu. Jungkook'un daha mutlu olması.

Telefonunda son mesajlaşmalarını okurken derin bir nefes aldı ve nerede hata yaptığını düşündü yeniden. Küçük bir olayı nasıl bu kadar büyütebildiklerini sorguladı. Jungkook günlerdir ona trip atıyordu. Çoğunlukla aramalarına cevap vermiyor, mesajlarını es geçiyordu. Bu durum Jimin'in sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. Onun için önemsiz bir fotoğraftan ibaretken...Jungkook'un bu kadar takıntılı olması sinir bozucuydu.

Kıskanç olmasını elbette anlayabilirdi Jimin. Çünkü kendisi de kıskanç bir insandı. İki insan birbirini seviyorken birbirlerine karşı korumacı olmaları da gayet normaldi onun için. Jimin'de kıskanırdı Jungkook'u. Seviyordu çünkü. Fazlasıyla seviyordu. Fakat bu durum farklıydı. Jungkook'un yaptıkları sadece kıskançlıktan ibaret değildi. Kıskançlık olsa hoş görebilirdi ama...bu farklıydı.Güvensizlik vardı. Jungkook'un Jimin'e karşı olan güvensizliği.

Jimin'in canını asıl sıkan konu buydu. Güvensizliğin ne demek olduğunu gayet iyi biliyordu ve bu..canını yakıyordu. Sevdiği insanın ona güvenmediğini hissetmek...canını yakıyordu. Ve ne yapacağını da bilemiyordu Jimin. Sanki ne yaparsa yapsın Jungkook'un güvenini kazanamayacakmış gibi hissediyordu. Her seferinde Jungkook yeniden sorun çıkaracakmış gibi hissediyordu. Bu da fazlasıyla yıpratmıştı onu.

Jimin iç geçirerek ellerini saçlarında gezdirdi ve sinirle dağıttı saçlarını. Bu sırada ise görüş açısına giren şişe ile kafasını kaldırdı.

"Yorgun görünüyorsun." Seulgi'nin gülümseyerek söylediklerine anlam veremeyerek ona uzatılan şişeye baktı Jimin.

"Bunu iç. Daha iyi hissetmene yardımcı olacak." Seulgi endişeyle dudağını dişledikten sonra elindeki şişeyi salladı. Jimin ise ne yapacağına karar veremeyerek öylece ona bakmaya devam etti.

"Onu ben alayım en iyisi." şişe Seulgi'nin elinden alındığında ikili şaşkınca bakışlarını konuşan kişiye çevirdiler. Jimin karşısında gördüğü kişi ile hızla oturduğu yerden kalkarken Seulgi anlam veremeyerek karşısında ona kaşlarını çatarak bakan kişiye bakıyordu.

 Jimin karşısında gördüğü kişi ile hızla oturduğu yerden kalkarken Seulgi anlam veremeyerek karşısında ona kaşlarını çatarak bakan kişiye bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TENEBROUS▪︎jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin