▪■▪
Bölümü -Jungkook_Still With You- dinleyerek yazdım. Şarkıyı dinlerken okumanızı tavsiye ederim.💕
▪■▪
"Randevu derken...bundan mı bahsetmiştin yani?" Jungkook bakışlarını etrafta gezdirdiğinde biraz ilerilerindeki nehirden başka bir şey görememişti. Neredeyse uçurum denilebilecek bir yerde baş başa oturuyorlardı şu an. Jungkook'un neden buraya geldikleri hakkında hiçbir fikri yokken bakışlarını Jimin'e çevirdi. Jimin ise sessizce bakışlarını ileriye kilitlemiş, geldiklerinden beri tek kelime dahi etmemişti.
"Jimin?"Jungkook çattığı kaşlarıyla bir süre onu izledikten sonra konuştuğunda ise bir tepki alamamıştı. Jimin sanki önlerinde muazzam bir manzara varmış gibi bakışlarını bir noktaya kitlemişti.
Bulundukları yer o kadar da kötü sayılabilecek bir yer değildi aslında. Manzaraları da gayet huzur vericiydi ama...ürperticiydi de. İlk randevu için de kesinlikle uygun değildi. Jungkook ilk randevuya gideceklerini duyduğunda ufak bir kafeye veya bir film izlemek için sinemaya gideceklerini düşünmüştü. En fazla lunaparka giderler diye geçirmişti aklından ancak asla böyle bir yer gelmemişti aklına. Kimsenin olmadığı bir uçurum kenarı...Jimin neden buraya gelmeyi tercih etmiş olabilirdi ki?
"Jimin? Duyuyor musun beni?" hafif bir şekilde onu sarstığında irkildi Jimin. Ardından yavaşça bakışları Jungkook'a çevirdi ve derin bir nefes aldı.
"İlk randevu diyince...böyle bir yer hayal etmemiştin değil mi?" dedi ses tonunu ayarlamak için hafifçe öksürdükten sonra. Jungkook biran sesinin titrediğini sanarak kaşlarını çatsada pek fazla üzerinde durmayı tercih etmedi. Jimin'in sorusu üzerine yeniden etrafa bakarak omuz silkti.
"Sence Jimin? Kim ilk randevusunda böyle korkutucu bir yere gelmek ister ki?" diyerek eliyle etrafı işaret ederken sesinden fazlasıyla hoşnutsuz olduğu belli oluyordu. Bu sözler üzerine Jimin bakışlarını kaçırdı. Daha sonra hafifçe mırıldandı.
"Doğru. Korkutucu bir yer."
"Gerçekten neden buraya gelmeyi tercih ettiğini anlamış değilim. Uçurumun kenarında ne gibi bir randevu yapabiliriz ki biz? Hem ben...ilk randevu deyince...romantik bir ortam olur sanmıştım. Özel olur sanmıştım." dedi üzgünce dudak büzerek Jungkook.
"Buranın neresi özel?" diyerek isyan edercesine konuştuğunda dudağını dişledi Jimin. İleriye uzattığı bacaklarını kendisine doğru çekerek sıkıca sarıldı. Jungkook ise onun bu umursamaz haline gözlerini devirerek devam etti konuşmasına.
"Pekala. Madem açıklama yapmıyorsun bari şu sorularıma cevap verin Park Jimin." dedikten sonra Jimin'in bakışlarının ona dönmesini bekledi ancak Jimin sadece önlerindeki nehire bakmakla meşguldü. Bu fazlasıyla sinirlerini bozsada derin bir nefesin ardından konuşmaya devam etti.
"Diyelim ki acıktım...ne yiyeceğiz? Hayır ben burada bir market falan görmüyorum. Ayrıca yemek arabalarından falan da yok etrafta. Senin de gelirken bir şeyler aldığını görmedim." dedikten sonra teyit etmek için etraflarına baktı. Gerçekten hiçkimse yoktu. Burası neden bu kadar ıssız olmak zorundaydı ki?
"Hadi onu geçtim Jimin. Hava zaten yeterince soğukken burada üzerimizdeki ince tişörtlerle oturmamız ne kadar normal? Etrafta bizi ısıtacak hiçbir şey yok. Bir battaniye de getirmediğine göre...götümüz donacak demektir." dedi kollarını etrafına sararak. Jimin ise tepkisiz bir şekilde onu dinliyordu. Ondan tek bir tepki dahi alamayınca ofladı Jungkook.