Day 10

450 52 4
                                    

Nayeon'un sözlerinden sonra Momo utanarak telefonunu bir kenara atmıştı. Daha tanımıyordu konuştuğu kişiyi ancak bir sözüyle bile kızarabiliyordu. Bu onun ne kadar utangaç biri olduğunu gösteriyordu herhâlde.
Başını iki yana salladı. Bu hareketi yapmak sanki bütün düşüncelerini atmasına yardımcı oluyor gibiydi. Gidip yüzünü yıkadı ve aynadaki yansımasına bakındı. Yanaklarının kızarıklığı geçmiş gibiydi, gözlerinin içi gülümseyişiyle parlamıştı.
Bir kez daha gülümsedi parlakça. Bir şeyler düşünmekten kaçmak için en iyi yolun pratik odasına gidip dans etmek olduğuna karar verdi.
Odasına geri dönüp üzerini değiştirdi. Saçını da yukarıdan toplayınca hazır olduğunu düşünerek çıkmaya hazırlandı. Birlikte kaldığı Sana ve Mina'ya şirkette olacağını söyledikten sonra hızlıca dışarı çıkıp çok yakın olan -yan bina olduğu da söylenebilir- şirkete gitti.
İçeri girdiğinde şirkette pek fazla kişi yokmuş gibi duruyordu. Yerini ezberlediği pratik odasına ilerledi. Bir yandan da kafasındaki düşünceleri atmak için çaba gösteriyordu.
Pratik odasının önüne geldiğini fark ettiğinde durdu ve kapının koluna uzandı. Tam açacakken içerideki kişi ondan önce davrandı, kapıyı açtı. Momo böyle bir şeyi beklemediğinden irkilerek birkaç adım geri gitti.
Kapı tamamen açıldığında içeriden çıkan kişi Nayeon oldu. Momo da Nayeon da orada karşılaşmayı beklemediklerinden birkaç saniye şaşkın bir şekilde bakıştılar sadece. Sessizliği bozan Momo oldu.
"Merhaba unnie. Seni burada görmeyi beklemiyordum."
"Merhaba Momo. Açıkçası ben de aynı şekilde. Bu saatlerde kimse olmaz genelde burada."
"Haklısın. Ben de biraz pratiğe ihtiyacım olduğunu düşündüğüm için geldim. Aslında daha çok dansa olan eğilimimden dolayı da denebilir. Çok seviyorum dans etmeyi, bahsetmişimdir."
Nayeon başını olumlu anlamda sallayarak gülümsedi.
"Evet geçen karşılaşmamızda bahsetmiştin."
"Sen de çıkış yapacağın için çalışıyor olmalısın değil mi unnie?"
"Evet, öyle denilebilir. Üzerimde çok baskı varmış gibi hissediyorum biraz. Pratik yapmadığım zaman vicdan azabından uyuyamıyorum..."
"Neden vicdan azabı çekiyorsun ki?"
"Çünkü eğer çıkış yaparsak ve benim yüzümden grubumuz da kötü bir izlenim yaratırsa diğer üyelerin bu kadar zamandır çalıştıkları her şeyi, hayallerini berbat etmiş olurum. Bu yüzden de çok fazla çalışmalıyım ki çıkış yaptığımızda iyi bir izlenim bırakabilelim."
"Çok zor olmalı ancak yapabileceğinize inanıyorum ben. Fighting Nayeon unnie!"
Momo'nun şirince fighting demesinin ardından Nayeon kocaman gülümsedi.
"Teşekkür ederim. Bu kadar destekleyici olman çok güzel. Şüphen olmasın ki, bir gün sen çıkış yapacağında -çok uzun zaman sonra olmayacağını düşünüyorum- iyi bir unnie ve sunbae olarak seni destekleyeceğim! "Fighting Momo-sshi!" diye bağıracağım."
Momo, Nayeon'un sözlerini üzerine gülümsedi.
"Çok naziksin unnie. İyi bir sunbae ve unnie olacağını şimdiden hissedebiliyorum. Çünkü şu anda bile iyi bir unniesin."
"Gerçekten... Bunu iltifat olarak anladım ve beni utandırdın."
"Hayır hayır. Utanmana hiçç gerek yok ki. Sadece doğru olan şeyleri söylüyorum."
Nayeon'un yanakları kızarmıştı bile. İkisinin arasında oluşan tuhaf sessizliği bölen Nayeon'un telefonunun çalması olmuştu. Gözlerini Momo'dan çekip telefonuna baktı ve arayanın Jeongyeon olduğunu görüp başını salladı. Aramayı kısa mesajla reddetti.
"Sanıyorum ki gitmem gerek. Seni görmek güzeldi Momo! Bir dahakine karşılaşmayı beklemeden buluşmalıyız."
"Haklısın unnie. O zaman numaranı alabilir miyim?"
"Tabii"
Nayeon Momo'ya numarasını verdikten sonra iyi geceler dileyerek oradan ayrıldı. Momo da buraya geliş sebebini hatırlayarak pratik odasına girdi.

lyrics//namoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin