Day 12

379 47 0
                                    

Hep birlikte hızlıca şirkete gelmelerinin ardından danışmadaki görevliye sordu Nayeon.
"Şirkete gelmemizi söyleyen mesajlar aldık. Ancak mesajda nereye gitmemiz gerektiği yazmıyordu. Siz biliyor olabilir misiniz?"
Kadın onlara gülümsedi.
"Merak etmeyin kötü bir şey değil. Yüzleriniz çok endişeli görünüyor. Alt kattaki konferans salonuna inmeniz gerekli. Park Jinyoung sizi orada bekliyor. Toplu bir açıklama yapacak."
Kızlar görevliye teşekkür ederek aşağıya indiler. Konferans salonuna girdiklerinde Momo, Sana ve Mina'nın da orada olduğunu görüp Nayeon'a onların yanına oturmayı teklif etti. Nayeon Jeongyeon'a bir şeyler söyledikten sonra Jeongyeon başını salladı.
"Tamam, gidip oturalım hadi."
Sana ve Mina'nın yanına ilerleyip oturdular.
Sana Nayeon'un duymamasına özen göstererek Momo'nun kulağına eğildi.
"Nayeon unnie daha iyi mi?"
Momo ise ona cevap vermek yerine sadece başını sallamakla yetindi. Sana cevabını anlayarak gülümsedi ve önüne döndü.
Bu sırada Nayeon etrafa bakınıyordu. Kocaman bir yerdi konferans salonu. Ancak tuhaf olan bu kocaman yerin içinde sadece 16 kişilerdi. Uzun süredir staj gördüğünden burada bulunan çoğu stajyeri tanıyordu. Tanımasa bile isim olarak ya da görünüş olarak anımsıyordu. Sana ile Mina'ya selam vermediği aklına gelince onlara döndü.
"Ben size selam vermeyi unuttuğumu fark ettim. Sana ile Jeongyeon aracılığı ile tanışıyoruz ancak hatırladığım kadarıyla seninle hiç tanışmadık ya da tanıştırılmadık. Sadece isimlerimizi biliyoruz, değil mi?"
Mina kendisine söylendiğini anladığı zaman başını salladı.
"Evet, sanırım öyle."
Nayeon gülümsedi.
"O hâlde -şu an zamanı mı bilmiyorum ama- ben Im Nayeon, 20 yaşındayım."
"Ben Myoui Mina, Japonya'dan geliyorum. 18 yaşındayım."
"Tanıştığımıza memnun oldum Mina."
"Ben de unnie."
Nayeon sohbete daha çok devam edecekken konuşma yapacak kişi olan Park Jinyoung'un -ya da JYP- gelmesiyle birlikte düşünceleri yarıda kesilmiş, önüne dönmek zorunda kalmıştı.
JYP gözleriyle salondaki kişileri yoklayarak çağırdıklarının hepsinin gelip gelmediğine bakındı. 16 kişi olduğunu görünce durdu, konuşmaya başlamak üzere boğazını temizleyerek gülümsedi.
"Mesajımızı görüp geç olmadan geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum kızlar. Biliyorum ki, neden burada olduğunu anlamaya çalışıyor ve merak ediyorsunuz. Çok fazla uzatmadan geçeceğim hemen, aklınızda soru kalmayacağını düşünüyorum. Bugün çıkış yapmasını beklediğimiz grubun çıkışları iptal edildi. Üzgünsünüz, tahmin edebiliyoruz. Ancak çıkış yapmanız için ikinci bir şans var. Bunun için buradayız. Bir hayatta kalma programı ile birlikte yeni çıkış yapacak kız grubumuzu seçeceğiz. Siz seçilmiş 16 kişisiniz, o programa katılacak olan özel kişilersiniz. Programın çekimlerine en kısa sürede başlayacağız. Bu şansı en verimli şekilde değerlendirmek sizin ellerinizde. Program çekimlerine ne zaman başlayacağı konusunda şüpheniz olmasın, bilgilendirileceksiniz. Şimdi serbestsiniz. İyi günler."
Son sözlerini söyledikten sonra konferans salonundan çıktı. Salon hâlâ sessizlik içindeydi. Hiç kimse tek kelime dahi etmiyordu. Nayeon sessizliği bozarak arkadaşlarına seslendi.
"Jeongyeon, Jihyo, Sana, Mina ve Momo hep birlikte kafetaryada bir şeyler içip konuşmaya ne dersiniz?"
Arkadaşlarının gözlerinin ona çevrilmesiyle birlikte onaylanması bir olmuştu. Oturdukları yerden kalkıp kafeteryaya ilerlerken sessizlik bozulmamıştı. Herkes ne yapacağını düşünüyor olmalıydı.
Ancak kafeteryada oturduklarında konuşmaya başladılar, birbirlerinin endişeleri, ne yapacakları ve bunun gibi birçok konu hakkında.
Anlayabiliyorlardı hislerini çünkü hepsi aynı yoldaydılar. O gün geç saatlere kadar orada oturup konuştular, dinlediler birbirlerini.

lyrics//namoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin