Öncelikle hikayemi okuyanlara çok teşekkür ederim.İlk bölüm kısa oldu farkındayım ama bundan sonraki bölümleri uzatmaya çalışacağım. Yorumlarınızı bekliyorum tşk :d
Ah, siktir. Tanrım neden ben ? İçimden kaderime küfür ederken karşımda duran güzelliğe baktım. Sarı saçlarını, yüzünün güzelliğini gözüme sokmak istemiş gibi at kuyruğu yapmıştı. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu."Günaydın" dedi. Sanırım bu ses tonu yaklaşık 15 yıl kulaklarımda çınlardı. O kadar güzeldi. "Günaydın" dedim heyecanımı gizlemeye çalışarak. Yüzyüze ilk konuşmamızdı. Aslında genel olarak ilk konuşmamızdı. "Ah, şey geçen gün Tuğçe börek getirmişti. Tabağı boş getirmek istemedim ve kurabiye yaptım." elindeki porselen tabağı uzattı.Gülümseyerek tabağı aldım. Tabi filmlerdeki ya da kitaplardaki gibi parmaklarımız birbirine değmemişti. Ne zaman o kadar şanslı oldum ki zaten."Zahmet etmişsin, teşekkürler" dedim. "Afiyet olsun" Gülümsemeyi biran önce bırakmazsa şurada öleceğim şimdi. Gözlerimi iki yanıda yukarıya kıvrıldığından ince gözüken pembe dudaklarından kaçırarak konuştum."Kahvaltı ediyorduk bizde. Gelmek ister misin ?" Gülümsemesi dişlerini görebileceğim kadar büyüdüğünde midemde tırtılların gezindiğini hissettim."Teşekkür ederim fakat z önce kahvaltı ettim." dedi. "O zaman başka sefere ?" dedim. Kurduğum cümlenin farkına vardığımda kanımın çekildiğini hissettim. 'Çok güzel gidiyorsun gerizekalı. Bakalım kendini daha ne kadar rezil edeceksin' Kapa çeneni iç ses. Sonunda gözlerimi ona çevirdiğimde hala gülümsüyordu."Başka sefere.Söz." dediğinde midemdeki tırtıllar kelebeğe dönüşmüş kalbime doğru ilerliyordu.Konuşabilecek duruma geldiğimde "Tamam." diyebildim sadece."Tamam, görüşürüz" dedi ve cevap vermemi beklemeden arkasını dönüp kendi bahçesine doğru yürüdü. Zaten kendimi cevap verebilecek durumda hissetmiyordum. Kapıyı kapadım. İçimdeki kaosu yok edeceğini düşünerek derin bir nefes aldım. 'Ergen bir kız çocuğu gibi davranıyorsun.' Sen sus.'Ne kadar komik göründüğünün farkında mısın?' Sus dedim.'Sanki ilk defa bir kızla konuşuyor gibisin'Seninle tartışmayacağım. İç sesimle olan konuşmamızı sonlandırıp mutfağa döndüm.Tabağı tezgaha bırakıp Tuğçe'nin yanındaki sandalyeye oturdum."Neden sırıtıyorsun ?" dedi annem. Sırıtıyor muyum ? Siktir. "Aklıma bir şey geldi ondan şey ettim." diyerek geçiştirdim. En azından denedim.Kolumu dürten Tuğçe'ye çevirdim bakışlarımı ve "Hı?" dedim ağzıma biraz peynir atmadan önce."Sıla mıydı gelen ?" diye sorduğunda cevap vermek yerine başımla onayladım."Belli" dedi mırıldanarak.Duymayacağımı falan mı düşünmüştü ? " Bir şey mi söyledin cimcime" Tuğçe başını babama çevirdi ve "Hayır babacığım. Bir şey söylemedim." dedi. Son cümleyi söylerken sırıtarak bana bakmayı ihmal etmemişti tabiki de. "Kendi işine bak kız kardeşim" dedim sadece onun duyabileceği bir sesle. O ise bana aldırmadan çikolatalı ekmeğini yemeye devam etti. Belki de duymamıştı. Yemek yerken kendini dış dünyadan soyutluyorda genelde.Hayvan çünkü. Çünkü benim kardeşim.
Kahvaltıdan sonra odama çıktım.Çalışma masamın üzerinden telefonumu aldım ve kontrol ettim. Rüya yarım saat sonra bizde olacağını bildiren bir mesaj atmıştı.Rüya'yı severdim. Hatta çok severdim. 15 yıldır tanıyorduk birbirimizi ve çok yakındık. Benim için Tuğçe'den farksızdı. Bizimkilerde Rüya'yı severlerdi. Ailelerimiz de yakın arkadaşlardı zaten. Eğer Rüya'yı bekletirsem bana yapabileceklerini düşündüm ve hazırlanmaya karar verdim. Üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine attım. Çekmecemde ki çizgi film desenli iç çamaşırlarımı atlayıp arkalardan siyah bir tane aldım ve giydim. Evet çizgi film karakterlerine sempati duyuyorum. Olamaz mı? 'Eğer 10 yaşında olsaydın normal olurdu.' Babamın en sevdiği sweatshirt'ünün üzerinde Tom ve Jerry olduğunu hatırlatayım.'Ben iptal.' İç sesimi iptal ettikten sonra dolabımın karşısına geçtim ve kıyafetlerime göz gezdirdim.Uzun kollu ince gri kazağımı ve siyah dar pantolonumu yatağın üzerine attım. Uzun uğraşlardan sonra Mordecai desenli kısa mavi çoraplarımı buldum. Kıyafetlerimi giydikten sonra aynanın karşısına geçip kaçıncı seviye çirkin olduğuma baktım. Kötünün iyisi ? 'Kötünün kötüsü' Bıktım senden.Terk et beni. 'Ben aslında senim.Sen seni nasıl terk edebilirsin?' Pardon? Resmen kendi kendime konuşuyorum. Başımı iki yana salladım. Dağılan saçlarımın ön kısmını sağa yatırdım. Böyle daha iyi işte. Telefonumu cebime attım ve odamdan çıktım. Sonra parfüm sıkmadığım aklıma geldi ve geri döndüm.Çalışma masamın üzerindeki parfümlere bir baktım. "Bu değil, bu hiç değil, bunlar sıradan." Her ne kadar son kısımda tüm parfümleri tek hareketle savurmak istesemde kendimi durdurdum.Aradığım parfümün nerede olduğunu tahmin etmek çokta zor değildi. Aşağıda televizyon izlediğini düşünerek aşağı doğru seslendim "Tuğçee" sesim istediğim gibi yükek çıkmıştı. ben Tuğçe'nin merdivenleri ikişer üçer çıkarken ayaklarının yaratacağı deprem şiddetini beklerken karşımdaki kapı yavaşça açıldı. Tuğçe omzunu kapıya yaslayıp kolarını göğsünde birleştirdi."Söyle aşkım" dedi sakince. Onu taklit ederek omzumu kapıya yasladım ve kollarımı göğsümde birleştirdim."Parfümüm nerede canımın içi?" dedim aynı sakinlikle. "Hangi parfüm?" diye sorarken gözlerini yere dikmesi ve ayağını sallaması onun 'salağa yatıyorum kaldırma' hareketiydi.Ah küçük kardeşim"Bebeğim ikimizde o parfümün sende olduğunu biliyoruz.Rüya gelecek birazdan. Ver şunu da kızı bekletmeyeyim." dedim duruşumu dikleştirirken Yanaklarını şişirdiğinde ona yaklaştım ve parmaklarımı hafifçe yanaklarına vurdum."Tamam" diye mırıldandı.Odasına döndü. Birkaç saniye oyalandıktan sonra geldi."Al" dedi. Uzattığı şişeyi alıp 'götüne sokarsın' bakışlarını görmezden gelerek ona sarıldım. Kollarını etrafıma doladığında saçlarını okşadım."Seni seviyorum ufaklık" dedim ve geri çekildim. Yüzündeki somurtkanlık yerini sevimli bir gülümsemeye bıraktığında bende gülümsedim. "Bende" diye mırıldandı. Yanağından makas aldım ve "Görüşürüz fıstık." dedim. "Görüşürüz. Geç kalma" diye karşılık verdiğinde ona el salladım ve hızlıca merdivenlerden indim. Salona girdiğimde Rüya çoktan gelmişti. Babamla oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Beni görünce ayağğa fırladı. Koşarak yanıma geldi ve boynuma sarıldı. Kollarımı beline doladım. "Seni özledim" dedi."Evet, bende. Kaç gündür görüşmüyoruz ? 2 mi ? 3? 4? " diye dalga geçtiğimde ensemdeki saçları çekti. Acıtmıştı. Ama hala sarılıyordu.Yüzsüz. Geri çekildim."Annem nerede ?" diye sordum babama. "Özel derse gitti." dedi. "Tamam. Ben çıkıyorum görüşürüz" dedim ve kolumdan çekiştiren Rüya'nın arkasından ilerledim. "Buraya gel" babamın sesiyle durdum ve usulca yanına gittim. Yaklaştığımda ayağa kalktı. Elini ön cebime sokup tahmin ettiğim kadarıyla bir miktar para sıkıştırdı.Omzumu sıvazlayıp güldü ve "İyi eğlenceler" dedi. "Eyvallah genç" dedim gülerek. Kapının önüne geldiğimde Rüya çoktan bahçeye çıkmış beni bekliyordu.Ayakkabılarımı giydim. Kapıyı kapattım ve Rüya'nın yanına ilerledim. Siyah beresini takmış bordo yamurluğunu giymişti. Siyah dar pantolununun paçalarını yağmurluğuyla aynı renkteki botlarının içine sokmuştu.Koyu sarı saçlarını dalgalandırmış ve bir kısmını omuzlarının önüne almıştı. Rüya güzel bir kızdı. Esmer değildi fakat ten rengi koyuydu. Yanında kendimi fazla beyaz hissediyordum. Güzel gözlerini uzun kirpikleri çevrelemişti. Okulda veya sokakta çoğu erkek onu izlerdi.Bunun farkındaydı ama hiçbiriyle ilgilenmiyordu. 3 yıldır birlikte olduğu bir sevgilisi vardı zaten.Yanına gittiğimde ellerimi hırkanın ceplerine soktum.Rüya koluma girdi. Diğer elini cebinden çıkardı ve bahçe kapısını ittirdi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde burnundaki halkaya vurdum ve "Takmışsın yine halkayı Tanrıya şükür kırmızı giymemişim bugün." dedim gülerek. Elime vurdu ve sahte bir sinirle "Aptal" dedi.Güldüm ve kolumu omzuna atıp kendime çektim. Rüya iyi ki vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bendeki Sen.
Teen FictionSelam millet. Çok konuşmayacağım. Bu hikaye Toprak adında bir gencin ağzından yazılıyor ve bir kız olarak erkek karakterin ağzından bir şeyler yazmak gerçekten zor. Sonuç olarak ben bir kızım ve erkek gibi düşünemem. Yine de elimden geleni yaptım Um...