~ 3 ~

507 20 2
                                    

Tam arabaya binerken bir hemsire koşarak geliyordu.

"BEYEFENDI KIMLIĞINIZI DÜŞÜRMÜŞSÜNÜZ!"

Babası teşekkür ederek kimliğini aldı arabaya bindi ve eve gittiler. Şuranın aklında yine yavuz.. Bu böyle olmamalıydı. Ama tek bir teşekküre borçlu hissettiği için kendisini, böyle düşünüyordu. Başka niye böyle düşünsün ki?

Akşam yemeğini hazırladıktan sonra herkes masada toplanmıştı. Ama şuranın iştahı yoktu.

"Şura, kızım ağrınmı var? Niye yemiyorsun? Bütün gün zaten moralin bozukdu. Hanım şuraya bir ağrı kesici getir hemen!"

"Yok baba ağrım yok. Sadece biraz halsizim. Daha tam dinlenemedim galiba."

"Yok irfan bu kızın başka bir derdi var. Babannesine anlatır az sonra dime torunların en tatlısı?"

Şura bir tebessümle zorla yemeğe başladı. Niye böyle olmuştu? Böyle olmaması lazımdı. Haftasonları 10 ile 15 yaşında ki çocuklara sohbet dersi veriyordu şura. Bu sefer ama ders iptal olmuştu. Şura ama yinede camii ye gitmek istedi. Elbet bir iş bulurdu. 5 ile 10 yaş çocuklarına dikkatli olması için bir görev verdi hocası şuraya. Çoculara masallar anlatarak vaktini geçiriyordu ve kendisini çok daha iyi hissediyordu. Son olarak rüyasında gördüğü ayeti çocuklara anlattı. Ve çocuklardan birisi şuraya bir şey sordu.

"Abla ama ben annemden hep çikolata istiyorum bana hiç almiyor. O da günaha giriyor o zaman. Bana şeker almiyor o da bi kötülük dime?"

Şura gülerek cevap verdi.

"O ama kesin sağlıksız beslenmemen için almiyorsur sana çikolata"

"Annem almiyor ama ablam la abim alıyorlar. Bir daha kine dicem ki sanada alsınlar"

"Yok yok teşekkür ederim. Hadi bakalım çocuklar bugünlük dersimiz bukadar dı. Anneleriniz dışarda bekliyordur zaten"

Çocukların dağılmasını bekleyen şura az önce konuştuğu çocuğunun gitmemesine şaşırmışdı.

"Elif sen niye gitmedin?"

"Şura abla annem gelcekti ama gelmedi"

"Hmm tamam. Gel anneni arıyalım bakalım"

Şura elifin annesini ararken bir adam çıktı telefona.

"Iyi günler. Ben camii den arıyorum. Elifi almaya gelmemişsiniz"

"Iyi günler. Af edersiniz annem rahatsızlandı biraz ve unutmuş galiba. Ben hemen geliyorum"

Şura ve elif telefonda ki adamı beklerken camii de oyunlar oynuyorlardı. Sonra şuranın hocası geldi ve elifin abisinin geldiğine haber verdiler. Birlilte çıkarken şuranın baş örtüsü bozuldu. Örtüsünü düzeltirken karşısında onu gördü. Evet. Bu yavuz du. Ama o da neydi? Elifin elini tutuyordu.

"Abla bak bu yavuz abim. En çok şekeri bana o alıyor. Ama bu aralar fazla şeker alamıyor. Hep odasında dua ediyor. Artık sen bana çikolata al olurmu?"

"Olur elifim. Benim ama hemen gitmem lazım şimdi. Hadi görüşürüz"

Diyerek kaçtı şura. Nasıl olabilirdi? Yavuz elifin abisi nasıl olabilirdi? Bu ne demekti? Bu bir tevafuk olmalıydı .. Şura hızlı adımlarla evine doğru gidiyordu. Ama düşündükce kendi kendine kızıyordu. Hani teşekkür edicekti? Neden bir anda gerilmeye başlamıştı? Yoksa aşık mı oluyordu? Ama olamazdı. Bir iki kere görmekle aşık olunmazdı. Şura evine vardıktan sonra yatağına attı kendisini. Başı yine ağırmaya başlamışti.   

Ağrı kesici alıp yine uyudu. Sabah annesi kaldırdı şurayı.

"Şura kalk! Hadi kahvaltı edelim çok işimiz var"

"Anne ne oluyor? Ne işimiz var ki?"

"Kalk hadi daha yavuz beye gidip teşekkür etmeliyiz. Teşekkür etmemek ayıp olur"

Bir anda şuranın gözleri açıldı. Doğrumu duymuştu? Olamazdı. Nasıl giderdi yanına? Zaten yeterince rezil olmuştu ona karşı. Onu gördüğü zaman eli ayağa bir birine karışıyordu zaten. Neyse kahvaltı ettikten sonra bulaşıklar şuraya kaldı. Makineye dizerken düşüncelerine daldı ve tabakları düşürdü.

"Şura kızım ne oldu? Iyimisin?"

"Iyiyim anne. Dalmışım"

"Kızım şu son zamanlardır sen bir değişiksin. Dalıp duruyorsun. Bir ağrın, sıkıntın varsa söyle"

"Yok anne. Bunları da halledim çıkalım"

Şuranın kalbi daha da hızlı atmaya başladı. Korkuyordu. Onun karşısında yine sakarlıkları tutar diye çok korkuyordu. Ama kendisine hakim olamiyordu. Bulaşıkları hallettikten sonra odasına geçti. Hemen döktü elbiselerini yatağın üzerine ve elemelere başlamıştı. Neden bu kadar süsleniyordu? Özeniyordu? Onu beğenmesini mi istiyordu? Yani aşık mı oluyordu? Hayır olamazdı. Daha tanımıyordu bile onu. Sadece annesiyle teşekkür etmeye gidecekti. O yüzden karar versi ve siyah feracesini çekti üzerine. Hazırlandıktan sonra annesini  yanına gitti.

"Hadi anne. Ne zaman hazır olursun?"

"Hazırım kızım. Bu acele ne? Hadi çıkıyoruz zaten"

Annesi anlamıştı şuranın bu hallerini. Kendisi de çünkü gencti. Kendisi de çünkü aşık olmuştu.

--------------------

Yavuza bir telefon geldi....

Nasip Kismet IşleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin