~ 4 ~

473 19 3
                                    

Yavuza bir telefon geldi ..

"Yavuz hemen hastaneye gelmen lazım. Selim hastalandı gelemicek. Zaten çok az kişiyiz. Sana ihtiyacımız var"

Yavuz onaylayıp hemen hastaneye gitti. Hissediyordu. Kalbinde bir huzur vardı. Ama neden böyle hissediyordu bilmiyordu. O sevdiğinin geleceğini hissetmişti ama bundan habersiz di. Yavuz üzerini değiştirdi ve hemen doktorla muayneye girdi. Bugün çok işi vardı biliyordu. 18 yaşlarında bir delikanlı muayne olucaktı. Trafık kazası geçirmiş. Tam muaynenin sonuna gelmişken bir hemşire koşarak içeriye girdi.

"DOKTOR BEY. ACIL GELMENIZ LAZIM. BIR YAŞLI KADIN VE BIR KIZ TRAFIK KAZASI GEÇIRMIŞ. KIZIN DURUMU AĞIR"

Doktor hastayı yavuza emanet etmişti ve gitmişti. Yavuz herşeyden habersiz di. Muayneyi bitirdikten sonra delikanlı yavuza ağrısını anlatıyordu.

"Kalbim ağrıyor"

"Ama kalbinizle bir sorununuz yok ki. Kolunuz kırılı"

"Hayir kaza yüzünden değil. Onun yüzünden bu durumdayım. Babası bir türlü vermiyor onu bana. Bilmiyor ki onun hasretinden her gün ölüyorum. Çok çaresoz kaldım. Içki de buldum çare yi. Sonra sarhoş ken arabaya bindim.."

"Sen cokmu seviyorsun bu kizi?"

"Canımı ortaya koyarım onun için. Ama babası işte vermiyor"

"Kardeşim sen hiç onu Allahtan istedinmi? Faha Allahtan istememişken nasıl babasından istersin? Dualarını onunla süslemen lazım. Içki yerine namaz kilman lazım ve Rabbine yalvarman lazım ki kavuşasın sevdiğine. Hem Allah ne buyuruyor 'Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir'"

Delikanlı çok etkilenmişti bu konuşmadan ve namaz kılmaya niyetlenmişti. Yavuz arkasını dönmüştü çikmak icin ve ne görsün. Sevdiği orda. Annesiyle birlikte kapıda onları dinliyormuş. Orda şura ona gerçekten aşık olduğunu anlamıştı. Annesi de yavuzun Allah aşkına büyülenmişti.

"Oğlum bizde seni gökte ararken yerde bulduk. Teşekkür etmeye geldik. Sana da büyük bir dert oldu şuranın rahatsızlığı .."

Şura bakıyordu annesine. Ne derdinden bahsediyordu annesi?

"Yok teyze. O iş zaten o kadar önemli değildi. Zaten alınmazdım şansımı deneyeyim istemiştim"

"Şura unutmuştum sana söylemeye. Sen bayıldığında yavuz bey de iş görüşmesi için gidiyordu ama sen bayılınca bıraktı işini seni hastaneye yetiştirmek için. Nerde kaldı bu devirde böyle gençlerrr"

"Teyze ben sadece vazifemi yerine getirdim"

Yavuzla annesi devam konuşuyordu ama şura hiç dinlemiyordu. Yavuzun bu hareketinden çok hoşlanmıştı ama bir o kadar da üzünmüştü. Çok seviyordu onu anlamıştı bunu. Ama bu arkadaşlarının bahsettiğk aşk değildi. Bu başka bir aşktı. Allah için seviyordu onu şura. Konuşmaları bittikten sonra şura annesinin sözleriyle o güzel rüyasında uyanmıştı.

"Eee bizde gidelim artık. Bu börekleride al acıkmışsındır çok çalışıyorsun senin icin yaptık"

"Ne gerek vardı çok teşekkür ederim. Ellerinize sağlık"

Sonra bir anda göz göze geldiler. Şura çok utanmıştı. O börekleri o yapmamıştı kii. Sonra annesiyle evin yolunu aldılar. Şura çok üzgün dü. Burda bitmişti artık aşkları. Bir daha hiç görmicekti onu.

Eve geldikten sonra hemen odasina gitti ve namaza durdu. Dua ediyordu. Her gün. Her gece. Ona kavuşmak istiyordu. Her saniyesini onun yanında geçirmek istiyordu. Onunla kuran okumak, namaz kılmak istiyordu. Onunla çocuklarına sohbet vermek istiyordu ve aşk hikayelerini anlatmak istiyordu. Yavuz ve şura geceleri dua ederken buluşuyorlardı ama ikiside bir birinden habersiz di.

Yavuz annesiyle ve dayısıyla şurayı istetcekti ama annesinin durumu gittikce kötüleşiyordu. Bunlardan habersiz olan şura günler geçtikce yavuzun onu istemediğini düşünüyordu. Artık yavaşca ümitsizliğe kapılmaya başlıyordu ama hep biraz ümit ediyordu çünkü Allah dan pmit kesilmez. Çok üzülüyordu yavuzun gelmemesine. Şura çok istenen bir kızdı ama o hiç kimseyi istemiyordu. Nasıl istesinki. Gönlünü yavuza kaptırmıştı bir kere.. Iki sene geçmişti. Yavuzla Şura birbirine hasret. Ikisi de birbirinden üzgün. Bir gün şura annesini mutfakta ağlarken gördü.

"Anne ne oldu? Beye ağliyorsun bu kadar?"

"Kaç senedir görüşemediğim bir arkadaşımın ölüm haberini aldım kızım. Bugün de mevlidi varmış oraya gidicem"

"Üzülme annem. Herkesin gidiceği yer zaten Allahın yanı değilmi?"

Annesi çok üzgün dü. Onu yalnız bırakmak istemiyordu. O yüzden karar vermişti o da annesiyle birlikte gidicekti.

Annesi toparlanıktan sonra şura feracesini giydi ve çıktılar. Evlerine vardıktan sonra bir kız karşıladı onları. Allah rahmet eylesin diyerek içeriye girdiler. Şura çok üzgün dü. Kadınların o üzgün halini gördükten sonra daha fazla üzülüyordu. Ama okunan kuran onu kendisinden alıyordu.

Yarım saat sonra helvalar dağıtıldı ama şuranın annesi susmak bilmiyordu. Çok ağlıyordu. Mevlidin sonunda şura ve annesi çıktılar. Ve şuranın kalbi bir anda hızla atmaya başladı. Şura buna bir anlam verememişti. Kalbi gittikçe daha hızlı atıyordu ve şura kendinden geçmişti ...

Nasip Kismet IşleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin