Obsession | Jikook

farewell

Jimin, arabasının durmasıyla gözlerini açtı. Sevgilisine gelmişti.

Arabadan çıkıp mezarlıkta koşmaya başladı.

Ezbere bildiği mezarın önünde durdu. Üzerindeki isme bir kez daha bitmeyen umuduyla baktı, belki o değildir diye.

Jeon Jungkook
1997-2020

Kafasını kendi kendine sallayıp yere eğildi ve taşın üstüne uzandı. Kafasını yana çevirip toprağa baktı hiçbir şey demeden.

Elini kaldırdı ve avucunu açtı, diğer eliyle şişenin kapağını açtı.

"Seni çok sevdim ben, sen de beni sevdin biliyorum. Hep sevelim birbirimizi derdin."

Şişeyi ağzına götürdü ve en son Jungkook'un dudaklarının değdiği zehri hiç düşünmeden içti.

"Kavuşma için son bir dakika."

Gözlerini kapadı Jimin.

"Herkes için bir not bıraktım, merak etme." Güldü kendi kendine.

"Eminim ilk Tae ya da Jin bulur."

"10, 9, 8..."

Nefes alamadı bir daha.

Kalbi durdu tam 8 saniye sonra.

Gülümseyerek son kez kapadı güzel gözlerini. 

Bir şeyler çok hızlı gelişti biliyorum ama aslında bu kitabı yazmaya başladığımda yayınlamayı düşünmüyordum bu yüzden kafama göre yazdım. Şu sıralar duygu geçişlerim çok hızlı oluyor. Düşüncelerimin hızı biraz da buraya yansıdı. 

 Her şey çok hızlı oldu. Jungkook yoktu, geldi ve şimdi hiç gelmeyecek. Ben de öyleyim şu dönemlerde bir iyiyim bir kötü...