notes

636 44 122
                                    


"Herkes için bir not bıraktım, merak etme." Güldü kendi kendine.


Kim Taehyung

Tae elindeki telefonu sinirle bırakıp ayağa kalktı.

Jimin'den haber alamıyordu gösteriden beri. Çalışanların her birine sormuştu ama kimse görmemişti Jimin'i.

Ellerini saçlarına geçirdi odanın diğer köşesinde duran bölüme yürürken. Jimin için tüm bunlar fazlaydı.

Daha dostunun acısını atlatamamışken Jimin için ayakta durmak zorunda kalmıştı Taehyung.

Çekmeceyi açtı ve kamerasına baktı. Eli kameraya uzanmışken hemen yanında duran küçük bir not kağıdı gördü. 

İçine dolan kötü hisle kağıdı eline aldı ve  nerede olduğunu umursamadan çöktü odanın bir köşesine.

Tae, özür dilerim ama sen de biliyorsun ben yapamam Jungkook olmadan. Benim için çok üzüleceksin biliyorum ama üzülme. Ben onun yanında olacağım.  Seni seviyorum...
Elveda


Kim Seokjin

Jin, Taehyung'u aramayı bırakıp oturduğu koltuktan kalktı.

İki kere aramasına rağmen Tae bir türlü açmamıştı.

Bir şeyler yemek için mutfağa yöneldi ve buzdolabını açtı. Bir şeyler atıştırmak son zamanlarda ona iyi gelen sayılı şeylerden biri olmuştu.

Tam en sevdiği atıştırmalığa uzanacakken arka kısımda duran küçük bir not kağıdı dikkatini çekti. Uzanıp eline aldı ve mutfak sandalyelerinden birine oturdu.

Narin el yazısından anlamıştı kimin yazdığını. Kalbine dolan ağrıyla okumaya başladı çocuğuymuş gibi her zaman annelik yaptığı dostunun  son satırlarını.

Hyung, bulacağını biliyordum :)
Ne olduğunu söylememe gerek yok, sen her zaman beni anlarsın. Neden yaptığımı da biliyorsun. Kızma bana hyung.
Seni seviyorum...
Elveda.


Jung Hoseok

"Hayır, hayır inanın çocuğunuzda yetenek var. Lütfen ona biraz zaman verin." Hoseok'un umudu kadını etkilemişti. Kafasını salladı telefonun diğer ucundan görmese bile.

"Peki, size güveniyoruz Bay Jung." Hoseok gülümseyerek masasından kalktı ve salondaki sıkıcı odasından çıkıp dans ettiği yere doğru adımladı. Kısa bir vedalaşmadan sonra telefonu kapattı. 

Biraz dans etmenin iyi geleceğini düşünüyordu. Yüzündeki gülümsemeyi düşürmeden odanın kapısını kapattı ve ses sistemine ilerledi. Eğlenceli bir şeyler açmak istese de içinden gelmedi o an. Son zamanlarda Jimin'in sürekli dinlediği şarkı geldi aklına. Onu dinleyebilirdi dans etmeden önce. 

Müzik sesi odayı doldururken Hoseok, geniş odada kendi kendine yürümeye başladı. Aynadaki haline bakmak için durdu ve kafasını kaldırdı.

Aynanın üzerine yapıştırılmış küçük not kağıdıyla yüzünde her zaman duran gülümsemesi soldu. Hızlı bir şekilde yürüyüp bantı çıkardı ve yazılanlara odaklandı.

Hobi hyung, yine dans etmeye gelmiştin değil mi? Bu notları yazmaya başladığımda ne kadar yakın olduğumuzu daha da iyi anladım. Hepinizin ne yapacağını biliyorum. Sen de beni biliyorsun değil mi hyung? Biliyorsun.
Seni seviyorum...
Elveda.


Kim Namjoon

"Geri kalanı sen halledersin." Onay beklemeden masadan telefonunu alıp kalktı, Namjoon.

İş yerinden çıktığında derin bir nefes verdi ve arabasına bindi.

Arabayı çalıştırmadan önce caddenin kalabalığına bakıp iç çekti.

"Jungkook yanımda olsa..." Daha fazla konuşamayıp göz yaşlarını serbest bıraktı.

Tam bir ay olmuştu ona veda edeli.

Onu atlatmış gibi davranmak çok zordu artık. Dayanacak gücü kalmamıştı.

Torpidoya uzandı ve fotoğrafı almak için eğildi. Eline gelen kağıtla kaşlarını çattı.

Kağıdı çekti ve küçük kağıtta yazanlara odaklandı.

Hyung, merhaba!
Şu sıralar ne kadar güçlü durduğunu, hepimizi güçlü kılmaya çalıştığını biliyorum.
Benden sonra güçlü durma, içinde kalmasın duyguların.
Diğer hyunglarımla sarılıp ağla, iyi gelir belki.
Bir de Taehyung'u bırakma, ona daha çok sey yazacaktım ama ağlamaktan yazamadım.
Seni seviyorum...
Elveda.


Min Yoongi

Mezarlığa girip ezbere bildiğim yere adımladım. Her zamankinden farklı olan görüntüyle kaşlarımı çattım.

Mezarın başında bir beden siyah saçlarına zıt bembeyaz giysileriyle uzanıyordu.

Telaşla koştum oraya doğru. Yatan bedeni çevirdiğimde Jimin'i görmemle ayağa kalktım ve ellerimi enseme götürdüm.

"Hayır, hayır... Sen de gidemezsin, birinizi daha kaybedemem." Yoongi melek gibi uyuyan bedeni sarstı.

"Sen de gitme, Jimin." Yine akıttı göz yaşlarını Yoongi.

Jimin'in cansız bedenini kendine doğru çekip sarıldı.

O an gördü Jimin'in bedeninden yere düşen küçük kağıdı.

Eğilip aldı ve göz yaşlarını silip okumaya başladı.

Beni bulacağını biliyordum, hyung...
Özür dilerim seni bir daha yıktığım için.
Çabuk iyileş, olur mu?
Bir de beni Jungkook'un yanına gömer misiniz?
Seni seviyorum...
Elveda.


Bitti...

Başka bir hikayede görüşürüz belki :)

Beğendiniz mi bari? kontrol etmedim bölümü, hatam varsa söyleyin düzeltirim ben.

Obsession | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin