0.5

29 4 2
                                    

Medyanın güzelliği mşllh

Selam evet yaşıyorum uzatmadan başlayayım önceki bölümü okuyup gelin (eyer kitabı güncel anından beri okuyorsanız) çünkü büyük ihtimalle en son ne oldu hatırlamıyosunuz neyse bu kadar (iyi ki uzatmadan dedim neyse)

Üniversitede derslerimin başlamasına çok kısa bi süre kalmıştı tam olarak üç gün ve ben şuan denizle ateş ve su oynuyodum. Hayatımda gelmek istediğim nokta burası değildi allahım. Ben bunları düşünürken o sırada deniz ateşin içine atlamıştı "al işte onca emek boşuna gitti"
Bana döndüğünde her zamanki gibi yanakları kızarmıştı "iki adım gittik zaten ne emeğinden bahsediyosun" Aynı turu bidaha açıp tüm dikkatini vererek oynamaya başladı. "Bak ya hareketlere bak bide ciddi olmaya çalışıyo" Kafasını bile çevirmeden benle konuşmaya devam ediyodu "Sus"

Yaklaşık bir saat sonra oyunun tüm turlarını bitirmiştik. Biz gerçek anlamda işsiziz. Gözlerini kapatıp koltukta oturan denize baktım. Gözlerini ovuşturup elini kafasının üstünde birleştirdi. "Eee daha çok izleyecek misin? " Bi anda kafamı çevirip ayağa kalktım ve mutfağa gittim. Çok hızlı oldu cidden. Odadan hala konuşmaya devam eden denizi duymamak için kapıyı kapattım ama konuşmaya devam ediyodu.
"evler ses yalıtımlı değil bu arada sesim gelir yani. Hepp biliyorum işte bunları bu beyin durmuyo"
Deniz konuştukça sinirlerim bozuluyodu sus artık lütfen
Yemek yapmaya üşendiğim için makarna yapmaya başladım. Tahmin edersiniz ki deniz hala konuşuyodu. Sabrım yavaş yavaş tükenirken makarnayı yaktığımı fark ettim. Her kes üstüme gelsin zaten sende yan. Dolabı açarken bi bardağın düşüp kırılması beni derinden sarsmıştı ve oturup sessize ağlamaya başladım. Deniz hala konuşmaya devam ediyodu. Sesi mutfağa doğru yaklaşırken ben cam kırıklarını topluyodum (yok mu bi cam kırıkları toplamalı romantikli bişeyler) kapıyı açıp bana bakan deniz bi yandan ağlayıp bi yandan camları toplayan harika bi tabloya şahit oldu ve  gülmemek için kendini zor tutuyordu şu an
*komik değil makarna yandı bardakta kırıldı sen zaten susmuyosun"  Deniz suratıma bakmaya devam ederken bi anda gülmeye başladı ve hemen odaya gitti. Gülmesini durdurup tekrar yanıma gelip elimdeki camları aldı ve beni yerden kaldırıp koltuğa bıraktı ve tekrar mutfağa gitti. (Tabiiki yok)
Ağlamamı bitirdiğimde deniz yanıma gelip oturdu ve kafamı kollarına alıp kafamı okşamaya başladı.
"Şhhh üzülme bi gün sende makarna yapa bileceksin"
Sinirlenip denizin kolundan çıkıp yanımdaki yastığı aldım o sırada da deniz diğer odaya kaçmış ve kapıyı kilitlemişti.
"sen sabrımı mı sınıyosun? " Kapının arkasında gülerek konuşmaya çalışan deniz sinirlerimi daha da arttırıyodu. Allahım bir avuç sabır istiyorum lütfen.
"Ne haddime ben seni sakinleştirmeye çalışıyorum ama yok olmuyo" Sabır dileyerek odaya geçip tekrar yerime oturdum yaklaşık yarım saat sonra deniz yine konuşmaya başladı.
"Geliyim mi,kaç tane tuzak koydun,ölecek miyim? "
Sakinleşip tekrar kapının önüne gittim "kapıyı aç"
Kapıyı yavaşça açıp kafasını aradan çıkartıp bana baktı ve en sonunda kapıyı tam açıp elindeki tabağı bana uzattı
"Makarna son paketti bende krep yaptım"

500 kelime oldu  yavaş yavaş artar ilerde. Güzel oldu bence beğendiyseniz yıldızı doldurun 💛💛💛💛⭐⭐⭐⭐⭐




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VANİLYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin