Elindeki tesbihi daha hızlı çekmeye başladı karşımda, sinirlendiğinde yapıyordu bunu genelde o kadar tanıma fırsatım olmuştu onu.
"Neden İstanbul'a gelmek istedin, her sorduğumda ya dalıp gidiyorsun uzaklara ya da ağlamaya başlıyorsun bu konu artık...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~DİLAY~
Dün gecenin yorgunluğu üzerine Poyraz'ı evde bırakıp Minalara gelmiştim.Yektanın elini tutup merdiveni çıkarak kapıyı çaldım. İçeriden bağırış sesleri gelirken eş zamanlı olarak kapı da açıldı. Mina kocaman gülümseyerek bize bakarken onun iki yanından ayakta durmaya çalışan Berna ve kocaman gülümsemesiyle Ömer vardı.
"Hoşgeldiniz abla, buyrun geçin." Eve girip ayakkabılarımı çıkartınca Yektanın da ceketini ve ayakkabılarını çıkardım. Onu serbest bıraktığımda yüzüme bakıp güldü, gitmek için bir nevi izin istiyordu.
"Hadi siz oynayın anneciğim, çok koşma ama." Ellerini çırpıp yanağımı öptü.
"Teşekkürler ani." Ömer ile Bernanın elini tutup bir odaya girerek gözden kayboldular.
"Nasılsın Mina?"
"Ay abla nasıl olayım, temizlik yapmaktan şiştim, sen nasılsın?"
"İyiyim bende Poyrazla uğraşmaktan şiştim, atarlı ergen gibi dolanıyor ortada, neyse kimse var evde?" Güldü, beraber yürürken aynı zamanda konuşuyordu.
"Bade ablayla kaynanamız Meltem anne, annem ve Bade abla Reha abimi zorla bakkala Yunus'un yanına yolladık abim işte, Doğuş Poyrazla işimiz var dedi çıktı az önce."
"Evet Poyraz söyledi şu yapacakları Mahalle maçını bu akşama ertelemişler eve geç gelirim demişti Poyraz."
"Evet abimlerde ona hazırlanıyor karşı takımı pek sevmezler." Gülümsedim, oturma odasıma geçtiğimde bir kadın ile oturan Meral teyzeye gülümsedim.
"Hoşgeldin kızım." İki kadının da elini öpüp boş bir yere oturdum.
