6.BÖLÜM

1.5K 88 22
                                    

"...lütfen."

Elimi kaldırıp yüzümü kapattım. Çünkü çok utanmıştım. Bir süre sessizlikten sonra ona baktım, çoktan uyumuştu.  Ama bu yatağın kenarında oturup dört saat geçirmemi sağlamıştı.

Tek bir kelimenin beni bu kadar etkileyebileceği kimin aklına gelirdi ki?

Böyle söyleyince, nasıl eve gidebilirdim ki...

Uyuyan çocuğun saçlarını yüzünden çektim. Tıpkı küçük bir çocuğun yorgun yüzüne sahipti, güldüm.

Dört saat önce, bana yalvarmıştı. Ben de herhangi bir cevap vermemiştim. Solo gözlerini kapattı ama elimi sıkı sıkı tutmayı ihmal etmedi. Sanki benim gidişimi engelleyecekmiş gibiydi. Yorgun yüzüne baktığımda, elimi tutmasına izin vermek dışında bir şey yapamadım. Uyanmasını istemiyordum. Baş ucunda durup uyuyamayanın ben olduğuma inanamıyordum.

Uyuyamadığıma göre bir şeyler yapmam lazımdı... Elimi büyük sibirya kurdunun elinden çektim. Elimi öyle bir tutuyordu ki sanki ahtapot gibi yapışmıştı. Yataktan yavaşça kalktım.

Solo'nun odasını inceledikten sonra, eşyalarının olduğu tipik bir oda daha olduğunu hatırladım. Kenarda gitar çalıp rahatlıyor olmalıydı. Bir sürü gitar ekipmanları vardı. Üç tane de gitar. İkisi akustik biriyse elektro gitardı. Ve fiyatları da hayatımda yaptığım bütün harcamalardan pahalı gibi duruyordu.

Daire, en üst kattaydı. Dışarıda gökyüzünü görebiliyordunuz. Hiçbir zaman görmediğim bir manzaraydı. Bu yüzden manzara beni kendine çekti ve uzun süre izledim.

"Guitar..." Kısık bir ses duydum, koltukta yanıma bir beden gelmişti.

Şu an yan odada uyuması gereken çocuğa baktım. Hâlini görünce gülümsememe engel olamadım.

Şişmiş yüzünü öyle bir buruşturmuştu ki. Sonunda dayanamayıp karışık saçlarını düzelttim.

"Neden uyandın?"

"Çünkü yanımda yoktun..." İçimi çekip yüzünü okşadım. Onu neşelendirmeye çalışıyordum.

"Uyku tutmadı. Bu yüzden burada oturuyordum... Sanırım manzarayı uzun süredir izliyordum."

"Guitar, seninle burada oturmayı seviyorum..."

Solo derin bir iç çekti. Hemen uzanıp kucağıma başını koydu, hiçbir şey yapamadım. Sadece eğilip kucağımdaki kişinin yüzüne bakabildim.

"Uyuyamıyor musun?" Elimi kaldırıp sibirya kurdunu okşadım.

"Böyle... uyumak istiyorum." dedikten sonra, daha rahat bir pozisyon aldı ve ağzında hafif bir gülüş vardı.

"O zaman gözlerini kapatıp uyumaya çalış. Neden bana bakıyorsun ki?"

Kucağımda yatan kişi bir anda parmağımı ısırdı.

"Köpek misin sen?" Biraz somurttum. Parmağımı ağzından çekince yumuşadım.

"Lezzetli."

"Öldürecek derecede tuzlu."

"Hiç de tuzlu değil."

"Tartışıyor muyuz? Uyumayacaksan o zaman düzgün otur."

Karşımdaki çocuğun burnunu sıktım. Ben lafımı bitirir bitirmez hemen gözlerini kapattı ve koltuğa iyice uzandı. Koltuk bayağı geniş olduğu için Solo ayaklarını uzattı ve uykuya daldı. Ben de başımı yaslayıp esnedim. Belki de şu an yurttaki yatağımdan bile daha rahat hissediyordum.

OXYGEN The Series - ออกซิเจนHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin