the death clock

9.3K 513 1.1K
                                    

Draco kızıl saçlı oro- kızdan nefret ediyordu. Nefret kelimesi duygularını anlatmakta yetersizdi ama gerçekten çok, çok nefret ediyordu.

Harry ve Draco asla yakın olmamıştı. Şu aptal el sıkışma olayından sonra düşman kesilmişlerdi.

Aptal çocuk neden elini sıkmamıştı ki?

Sen neden 7 yaşındaymışsın gibi bu olayı uzattın ki?

Fakat garip bir şekilde bu sene farklıydı. İksir sınıfında ömür boyu partler olarak seçilmişlerdi. Harry anında itiraz etmişti ama Snape itirazını reddedip bıyık altından gülmüştü. Bu adam çocuklara işkence çektirirken cidden eğleniyordu. Yine de profesöre ne kadar teşekkür etse azdı.

İlk birkaç ders ölüm gibiydi, Harry cidden her iksirde berbattı. Ya yanlış maddeyi alıyor ya sırasını karıştırıyor ya da düzgün doğrayamıyordu. Draco göz devirip sürekli onu eleştiriyordu. Hatta bu yüzden birkaç kere kavga çıkarmışlardı ve Snape seve seve ev puanlarını kırmıştı.

Zamanla her derste biraz daha yaklaştılar. Draco piçlik yapmayı kesip gerçekten çocuğa yardım etmeye karar verdi. Harry ilk başta emin olamadı ve gardını indirmedi ama zamanla Draco'nun bu garip iyi tavırlarına alıştı. İkisi tuhaftır ki gerçekten iyi partner oldular.

Draco Harry'nin sandığı kadar kendini beğenmiş ve aptal olmadığını anladı. Tabii hala biraz aptaldı ama iyi yönde. Yardım severdi, sıcaktı. Draco nasıl oldu bilmiyordu ama çocuğa karşı nefreti gün ve gün azalıyordu.

Hala biraz kıskanıyordu tabii. Harry iyi arkadaşlara, onu önemseyen insanlara sahipti. Yarası yüzünden deli gibi popülerdi. Ayrıca itiraf etmek istemese de bazı büyülerinde gerçekten yetenekliydi. Draco ise... övünecek pek şeyi yoktu.

Birkaç ayda kanlı bıçaklıdan arkadaş gibi oldular. Draco çocuğa karşı yakın hissediyordu, kimseye böyle hissetmemişti. Arkadaşlık böyle bir şey miydi yani? Draco emin değildi.

Zamanla bir şey fark etmişti. Harry'nin yakınlığına bağlanmıştı. İksir derslerini iple çekiyordu. Gözleri Harry'i izliyordu hep, iksir umurunda bile olmuyordu bazen ( ki bu yüzden birkaç iksiri mahvetmişti.). Draco bu histen nefret etti. Malfoylar kimseye bağlamanamazdı. Aynı zamanda da hoşuna gidiyordu. Daha çok istiyordu.  Daha sonra beynine bir şimşek çaktı. Elini kafasına vurdu. Gerçekten seve seve Harry'i mi sevmişti? Yani şikayetçi değildi, ama niye yıllar sonra bu kadar imkansız birini seçmişti?

Kızıl saçlı kıza geri dönmek gerekirse, Ginny Weasley. Tamamen sıradan aptal bir kız. Draco nefret ediyordu. Bu salak kızda ne bulmuştu bu çocuk? Harry'nin biraz zeki olduğunu düşünmeye başlamıştı ama hayır, zekanın kırıntısı yokmuş.

Slytherin masasından karşıyı izliyordu. Ginny ve Harry dün birlikte olmuştu. Draco bunu birkaç dakika önce alt sınıf bir Gryfindor'u sorguya çekip öğrenmişti.

Zaten yakınlarmışmış, Ginny önceden teklif etmişmiş , Harry kabul etmiş Ron'dan endişeleniyormuşmuş ama sonra sevgilerinin daha güçlü olduğuna karar vermişlermiş. Şimdi de asla ayrılmayacak mutlu bir çift olmuşlar.

Draco kusucaktı. Hayatında bu kadar kötü bir çift görmemişti. Aptal aptal gülüşüp sırıtıyorlardı. Nispet mi yapıyorlardı? En sonunda böyle olmayacağını anladı. Masadan kalktı ve koridorlara çıktı.

Sakince tekrar düşününce gerçeği gördü. Harry başkasını seviyordu. Kızla konuşurken ne kadar mutlu olduğunu görmüştü. Harry ona asla o kadar sıcak gülmemişti. Çocuğu suçlamıyordu. Hayatını zindan etmiş, soğuk ve kibirli birini azıcık iyi davrandı diye birden sevemezdi sonuçta. Zaten Draco da hiç kendini belli edecek bi adım atmamıştı. Yani suçlu her ne kadar nefret etse de Ginny değildi. Eğer çocuk gibi davranmasa, zamanında yakın olsa ve eğer Harry erkeklerden hoşlanıyorsa, yani neden olmasın?

Tam bir umutsuzluk üstüne çokmüştü. Ayakları onu zindanlara sürüklemişti. Gariptir ki buranın kasveti ve sessizliği hoşuna gidiyordu. 

Yürürken daha önce görmediği bir kapı gördü. Önce imkan veremedi, Draco burayı defalarca turlamıştı. Kapıya yaklaştı. Tahta, eski bi kapıydı. Açıktı, yavaşça açtı.

İçerisi minik bir odaydı. Birkaç eski eşya, aynalar ve bolca toz vardı. Odadaki en belirgin şey altın renkli bir cep saatiydi. Draco birkaç adım attı ve saati aldı. Antikaya benziyordu. Arkasında kurukafa simgesi vardı. Süslü ve pahalı duruyordu.

Saatin kapağını kaldırdı ve odanın içini bir fırtına kapladı. Kapı üstüne kapandı. Fırtına yavaşca bir kadın silüeti aldı. Güzeldi, çekici bir aurası vardı.

"Draco Malfoy, talih seni seçti. Elindeki saat her şeyi düzeltecek güce sahip. Zamanda bir ay geriye gitmeni sağlayan eşsiz bir alet. Dokunduğuna bile şükretmelisin."

Draco saate yeniden baktı. Evet cidden değişik duruyordu ama cidden bu kadar güçlü müydü?
"Yani zaman döndürücü gibi mi?"

"Ah, hayır. O aptal aletle bunu karıştırma. Bu gerçek bir mucize. Nasıl çalıştığını anlatmama izin ver. Saat yönünün tersine bir kere çeviriyorsun. Senin için geriye gitme süresi bir ay, tam aşkının tomurcuklanmaya başladığı zaman."

Mükemmel fırsat.

"Peki neden yani, bunu bana veriyorsun?"

"Malfoy,  itiraf etmeliyim ki saat normalde çok daha önemli şeyler içindir. Aptal aşk sorunları için değil. Ama umutsuzluk ve üzüntün o kadar yoğundu ki ruhlar buraya sana yardım etmem için çağırdı."

Ruhun yüzünde alaycı bir ifade vardı. Draco ona zerre kadar inanmadı ama fırsatı geri çevirmek istemiyordu.

"Karşılığında ne istiyorsun?"

"Karşılık mı?"

"Evet, ben aptal değilim. Dediğin gibi sadece aptal aşk sorunuma yardım etmek için bu kadar önemli bir şeyi verecek değilsin."

"Beni yakaladın. Tamam Malfoy, sana açık olacağım. Ruhunu istiyorum. Her çevirmende zaman seni zehirlecek. Bu kadar büyük bir güce sahip olmak için ödenen bedel de büyüktür. Eğer başaramazsan ruhun sökülecek, yavaş yavaş. Zehir zamanı geri aldığında geçmeyecek. Daha da artacak. Bana da biraz eğlence çıkıcak."

Draco saati alıp cebine koydu, kabul etmişti ama aklında bir soru daha vardı.

"Kabul ediyorum. Ama kimsin sen?"

Kadın gülümsedi ama cevap vermedi. Parmağını şıklattı. Kapı açıldı ve Draco dışarı savruldu. Tekrar baktığında her şey kaybolmuştu. Kapı olduğu yerde yoktu.

Draco saati yeniden açtı. Parlıyordu, hazır olduğunu belli ediyordu sanki. Bir an duraksadı. Gerçekten değer miydi bu yapacağı şeye? Ölmeyi risk edecek miydi Harry için?

Draco saati çevirdi.

memento mori | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin