ACININ EŞİĞİNDE 1. BÖLÜM
"KAN"Gökyüzü bugün her zamankinden daha gürültülüydü.
Birkaç dakika öncesine kadar huzurlu ve yavaş bir şekilde yağan yağmur, şimdi öfkesini dizginleyememiş bir boğa gibiydi. Her bir yağmur tanesi yeryüzüne tutunduğu o saniyede, belli bir ses bırakıyordu. Bu sesler büyüyüp kaçınılmaz bir gürültüye sebebiyet veriyorlardı. Her ne kadar korkutucu görünse de ben o korkutuculuktan nasiplenemiyordum. Yağmuru seviyordum. Hem de her türlüsünü. Belki de ismim ile alakalıydı bu durum, sonuçta her insan yağmuru ve yağmurun her şiddetini sevmezdi.
Sol elim hemen yanımda duran buğulu cama gitti. Elimin tersi buğuyu bir kenara iteklerken gözlerim dışarıdaki insanlara bakıyordu. Kimisi kaçıyor, kimisi arabasını kenara çekmiş bekliyor, kimisi de çardak altında yağmuru izliyordu. Gülümsedim. Hayal dünyamdaki küçük kız her ne kadar yağmurun altına çıkıp ıslanmak için bana baskı yapsa da dizginledim onu. Çünkü uğraşmam gereken daha mühim meselelerim vardı, son bir haftadır bunu kendime söylediğim gibi.
Gözlerimi masamın üzerinde duran gazeteye çektim ve bir kez daha kahve kokusunu ciğerlerime doldurdum.
Ben Yağmur.
Yağmurun her türlüsüne aşık, yağmur damlalarının kıyafetlerimden aktığı o ıslak kız. Hiçbir zaman yağmur tanesinden fazla bir şey istemeyen, kendini onun sevgisine inandıran Yağmur Korkmaz. Tam yedi yıl önce kimim diye sorsalar, böyle edebi bir parça saçmalardım muhtemelen ama şimdi ? Şimdi sadece kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan, son bir haftadır gazete ilanları ile aşk yaşayan bir kız derdim. Evet, bu tam olarak böyleydi. Artık yağmur benim için ikinci plandaydı. Tek planım ise bir cadıdan farksız olan teyzemin yanından ayrılmak ve sonsuza dek kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı.
Ve bu sandığımdan bin kat daha zordu. Asla işlerin bana uygun olduğunu düşünmüyordum. Hoş, şu durumda bile iş seçme şansım yoktu ama ya uygun değildim ya da benim gibi birisine fazla kaçıyordu bu işler.
Sesli bir nefes verdim ve elimdeki kalemi masaya bıraktım. Bakışlarım tekrar cama dönerken benimle saatlerdir burada durup bana destek olan İdil bozdu bu sessizliği.
“Yani ?” Dediğinde ona döndüm yavaşça. Kollarını göğsünde birleştirmiş benden bir cevap vermemi bekliyordu. Alacağı cevap zihnimin en ücra köşesinde saatlerce düşünmeye çekilmişti ; o yüzden başımı iki yana sallayarak “Evet diyeceğimi sanma.” Dedim. Gözlerimi kısıp ona daha çok yaklaştım. “Eğer burada durup bana yardımcı olacaksan kendi çıkarlarını düşünmemen gerekiyordu.”
“Saçmalama Yağmur ben seni düşünüyorum.”
Başımı olumsuzca iki yana sallayarak oturduğum yerde daha çok yayıldım geriye.
"Aklın benden başka herkeste ama."
İdil’in yüzünde bariz bir gülümseme belirirken bana bakmak yerine bakışlarını dışarıya çevirmişti. Aklından geçen her kelime yavaşça önüme dökülüyordu. Fakat bunu boşverdim. Önümde duran gazeteyi yavaşça ikiye katlarken derin bir iç geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Eşiğinde
RomanceKüçüklüğünden beri sürekli kapalıydı gözleri. Dış dünya ile yoktu bağlantısı. Gözlerine başkası tarafından geçirilen bandaj onun korkulu rüyasıydı. O muhteşem bir kişilikteydi ama hayatı korkutucuydu. O hicbir zaman sevgi görmemişti ama buz tutmuş y...