Mpreg içeren bir fic arkadaşlar. Şimdiden uyarımı yapayım (。•̀ᴗ-)✧
Baekhyun cipten atladı ve devasa eve baktı. Tam da hatırladığı gibiydi. Pencereler lacivert çerçeveliydi ve ev bembeyaz parıldıyordu. Evin yanında yedi arabanın sığabileceği bir garaj, bilardo salonu ve Baekhyun'un evinden daha büyük bir oyun salonu vardı.
Arkasından gelen Wonho, “Hazır mısın?” diye sordu.
Baekhyun derin bir nefes alarak eve bir kez daha baktı ve başını salladı. “Hadi savaşa gidelim.”
“Silahını pantolonunda tut,” diye mırıldandı Wonho, kapı savrulup açılırken Baekhyun'u güldürdü.
“Tanrım! Baekhyun! Ah, ufaklık, nefesimi kestin!” Jongin onu devasa kollarına aldı ve alnından öptü. Bir seksenbeş boyundaki adam Baekhyun'a sarılınca onu tamamen sarmalamıştı.
Jongin'in arkasında Taeyong'un sesi geldi, “Baekhyun? Baekhyun mu o?” diye çınladı.
“Hey, Bay Taeyong!” Baekhyun adama sarılmak için uzandı ama Taeyong ona azarlayarak karşılık verdi.
“Hadi ama! Bana Tae diye hitap etmeni istediğimi biliyorsun!”
Tae, Lucas'ın diğer ebeveyninin lakabıydı. Baekhyun küçükken Taeyong ismini telaffuz etmekte nedense zorlanıyordu o yüzden ona sadece Tae derdi. Ama yirmi iki yaşına gelince, buna hâlâ izni olduğundan emin değildi.
Baekhyun sıcak bir gülümsemeyle Taeyong'a sarıldı. “Seni özledim.”
Ve özlemişti de. Gerçekten.Taeyong'un sıcacık eli Baekhyun'un elini tuttu. Onu kanepeye götürdü ve Lucas hakkında gevezelik etmeye başladı.
“İkinizin bir gün beraber olacağınızı biliyorduk. Demedim mi sana, Jongin?” kıkırdadı ve buzlu çayına uzandı, tırnakları serin cam üzerinde çınladı. “Tatlım, senle Lucas'ın işleri gizli tutmaya çalıştığınızın farkındayız, ama... eh, düğününüze bizde gelsek hoşumuza giderdi!”
Baekhyun göğsünün panikle sıkıştığını hissetti. “Buna bayılırız!” Yardım için Wonho'ya baktı ama adamın gözlerinde ona doğru nefes alacak kişiyi öldürebilecek, canice, karanlık bir ifade vardı. “Ama görüyorsunuz ya, şey var... herkesin ortasında evleneceğimizden emin değiliz. İkimiz de çok çalışıyoruz, belki de sadece Fransa'ya falan gideriz diye düşünmüştük.”
“Fransa mı?” diye sordular. Aynı anda başlarını sallayıp güldüler.
“Ah, tatlım, senin espri anlayışını unutmuştum! Aceleniz ne? Neden Fransa'da evlenesiniz ki! Tabii şey değilse...” Taeyong gözlerini kırpıştırarak Baekhyun'a baktı. Ah, Tanrım. Ah, hayır, ne düşünüyordu...
“Hamilesin!” diye bağırdı Taeyong, çayını az kalsın yere devirecekti! “Ah, Tanrım! Ah, büyükanne o kadar sevinecek ki!”
“Ben...” diye araya girmeye çalıştı Baekhyun.
Wonho şeytani bir sırıtışla “...daha kimseye söylemiyor,” dedi. “Bilirsiniz, basın falan.”
“Ah, ah, ah!” Taeyong birkaç rafın önünde durana kadar odada koşturdu. “Ah, tatlım, Lucas ile oyun oynadığınız zamanları hatırlamıyor musun? Ve Wonho...” Taeyong, Wonho'ya bakıp onu işaret etti. “... sen de onlarla oynamaz mıydın? Çünkü fazladan birine ihtiyaçları vardı...”
“... köpeği oynamak için.” Baekhyun, Wonho'ya bakıp kahkahasını bastırdı. “Evcilik oynarken köpeğimiz olurdu.”
“Ah, ne hoş.” Taeyong, Wonho'ya bakıp göz kırptı ve albümlerini çıkarmaya devam etti. “Düğünde kullanabileceğimiz birkaç fotoğraf olduğundan eminim.”
![](https://img.wattpad.com/cover/225564008-288-k917576.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
delight • wonho,lucas,baekhyun✓
FanficSorman gerekiyorsa bilmeyi hak etmiyorsun demektir. Baekhyun,Lucas,Wonho↝ yn/ uyarlama bir hikayedir.