Tatlı Sessiz- 6.Bölüm

62 12 10
                                    

Selamlar canlarım :)
Hemen okumaya geçelim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~




Kızlar beni kolumdan çekiştirirken ben gitmemek için direniyordum. Tahmin edebiliyorsunuzdur. Evet tiyatro provasına.

“Ya bakın kızlar sonra gideriz olmaz mı?”

Duru gözlerini devirdi ve yine o hızlı konuşmalarından yaptı.

“Ama Hayal. Sabahtan beri erteleyip duruyorsun ne zaman gideceğiz Allah aşkına ya? Artık gitmemiz gerekiyor. Biz de hocaları eke eke bir hâl olduk. Hem sen bana serviste dememiş miydin halledeceğim diye? Ha? Söylesene cevap versene. Eğer daha fazla direnirsen bu konuşmamın on katını yaparım haberin olsun.”

Ben, Pelin ve Asya, Duru’ya gözlerimiz kocaman açılmış bir hâlde bakıyorduk. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki Duru tek kaşını kaldırıp bana dik dik bakmaya başladı. Yardım ister gibi Asya ve Pelin’e bakarken onlar ‘Ben karışmam’ dermiş gibi ellerini kaldırdılar.

“Off. Tamam gidelim bu ders o zaman. Ama bakın beni yalnız bırakmak yok ona göre. Duru sen başkalarıyla konuşup beni bırakmayacaksın. Pelin sen de yakışıklı çocuk bulup onların yanına gidip beni bırakmayacaksın. Ve Asya. Sen de popüler olduğun için seninle konuşmak isteyenlerle konuşup beni bırakmayacaksın. Söz mü?”

Kızlar bana kahkaha attıktan sonra söz verdiler ve konuşa konuşa gittik. Tiyatro salonuna geldiğimizde salonun çok kalabalık olmadığını görüp rahatladım. Sadece tek bir sınıf dersleri boş olduğu için getirilmişti ve sanırsam 9.sınıflardı.

“Ooo bizim kızlar da gelmişş.”
Tiyatro hocası bizi karşıladıktan sonra sahneye gelmemizi söyledi. Aşağıda çalışsaydık keşke. Aman saçmalıyorum ben de.

“Kızlar siz çıkın ben bir tuvale gidip geleyim.”

Üçü bir ağızdan ‘Hayal!’ dedikten sonra oflayıp utana sıkıla sahneye çıktım. Kimsenin yüzüne bakmamaya çalışıyordum. O sırada salona giren Baran’ı gördüm. Onun da gözleri hemen benim gözlerimle buluşmuştu. Sanki benim güvende olduğumu hissetmesi gerekiyor gibi. Buraya nasıl geldiğini çok merak etmiyordum çünkü dersten kaçtığını biliyorum.
Nedense Baran geldikten sonra üzerime bir rahatlama çöktü. Aklıma da artık utanmamam gerektiği geldiği için kafamı kaldırıp etrafa baktım. O sırada hoca konuşmaya başladı.

“Evet gençler. Bu tiyatromuzu okulun ilk haftası olduğu için bir motivasyon olarak düzenliyoruz. Aramızda da yeni öğrencilerimizi görmek güzel. Zaten geçen seneki tam kız kadromuz burada. Sadece oğlanlarımızda bir değişiklik var. İki arkadaşınız geldi tiyatroya. Önce onlarla tanışın. Sonra oyunu anlatayım size.”

Kulisten gelen iki erkeği görünce kızların ve eminim ki Baran’ın da gözleri fal taşı gibi açıldı. Gelenlerden birisi Pelin’in sürekli yanına gezen çocuk ve diğeri...

Diğeri ise Bora’ydı.

Bora ve tiyatronun ne alaka olduğunu düşünürken Bora bana bakıp göz kırptı.

“Evet arkadaşlar. Yeni arkadaşlarınızı da gördükten sonra sizlere oyunu anlatıp rollerinizi dağıtacağım. Öncelikle oyunumuz. Arkadaşlar oyunumuzda iki genç insanın aşkını anlatacağız. Bunları birleştirmek isteyen insanlar ve bizim asla birleşmeyen, sürekli, her konuda birbirlerine zarar veren çiftimiz. Oyun konumuz bu. Rolleri ise şöyle bir düşündükten sonra yeni gelen kız ve şu kapüşonlu çocuğu ana karakter olarak ayarlamaya karar verdim. Diğer kişiler ise onları birleştirmeye çalışacak arkadaşlarımız. Oyun ve roller konusunda asla itiraz istemiyorum çünkü ayarlamak zorken bozmak daha zor.”

Benim kalp atışlarım durdu galiba. O an sadece Bora’ya bakıyordum. O ise çok rahattı. Çok rahat gülüyordu. Sanki bir şeyler var gibiydi. Hoca hemen hepimize ezberlememiz gereken kağıtları dağıttı. Kağıdı detaylı okumadım. Sadece göz gezdirdim. En çok benim konuşma yerim vardı. Ben bunu nasıl yapacağım şimdi?

Hocaya doğru durumu anlatmak için gidiyordum ki perdenin arkasında kulislere doğru bir elle çekildim.
“İtiraz etmek istemezsin bence. Böyle güzel oldu. Senin nasıl rezil olacağını görmek eğlenceli olacak emin ol.”

Sinirle başımı kaldırdım.

“Bora ben-“

“Borahan.”

“Pardon Borahan. Ben rezil olmayacağım. Beni izlerken tipini görmek benim için de çok eğlenceli olacak.”

Bora alayla güldü. “O zaman itiraz etme.”
Başımla onaylayıp kulisten çıktım. Daha fazla Bora ile aynı yerde durmak istemiyordum. Hoca prova alacağını söyledikten sonra kağıtta yazan yerlere geçtik ve okumaya başladık. Prova toplam 2 saat sürdü. Bir bölüm vardı ki beni çok zorladı. Çünkü ben daha kimseye onu sevdiğimi söylememiştim. Bu benim için bir ilk oldu ama unutmamak gerek tabii ki bu bir oyun.

“Seni çok seviyorum.”

“Ben sana aşığım Hayal.”

Burasını söylemek için hoca on kere tekrar aldı. Hoca, ben her konuştuğumda daha yüksek sesle ve özgüvenli konuşmam gerektiğini söyleyip duruyordu. Sonunda prova bitti. Kızlarla ve Baran’la sınıflara çıkıyorduk.

Tatlı SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin