The name is Love. || +18

Bölüm 1 || Giriş

9 ay önce...

"Sırf senden izin almadığım için benimle ilişkini mi kesiyorsun?!"

"Aynen öyle yapıyorum Lila. Bu ilişkiyi tek sen yürütmüyorsun!"

"Sen aptalın tekisin. Siktir olup git bu evden! Artık yüzünü dahi görmek istemiyorum!"

"Ben giderim. Ama senin bana daha önce anlattığın ilişkilerindeki gibi antidepresana başlama" Tanrı aşkına Cameron nasıl bir aptaldı?! Benim 'ilişkimizde her şeyi güven üzerine kurmalıyız' lafımı çiğneyip geçmişti bile. Beni, önceki ilişkilerimle vurmaya çalışıyordu.

"Cameron lütfen artık git..." Gözlerimden yaşlar süzülmek üzereydi. Cameron o an kapıyı çarpıp dışarı çıktı. Ve bende minik ağlamalarımla baş başa kaldım...

* * * * * *

"Merhaba Bay Chalamet. Ben size asistanınız olarak daha önceden başvurmuştum" Adamın yüzünde resmen mimik oynamıyordu. Daha önceden katı olduğunu duymuştum ama gerçekten bu kadar katı olamazdı herhalde.

"Evet evet bunları günün her 150 dakikasında duyuyorum ben. Bana o kadar farklı bir şey söyle ki senden gerçekten etkilenebileyim." Aynı zamanda ukalaydı da.

"Ben işinde disiplinli ve düzenli biriyimdir." Aklımdan tek bu geçiyordu açıkçası.

"Gerçekten bununla etkilenebileceğimi mi sandın?" Haklıydı da. Kim bilir kaç kişi aynı şeyleri yüzlerce kez söylemiştir?

"Şirketinizi öyle bir pozisyona getireceğim ki global anlamda birçok kişinin bunu öğrenmesine katkı sağlayacağım. Bunu öyle bir ahenk içerisinde yaparım ki bir ekip ruhu varmışçasına çalışırım. Ayrıca ürünlerinizde son teknolojiden yararlanabiliriz. Geri dönüşüm kapsamında birçok insan bundan etkilenebilirle. Malum son yıllarda yaşanan olaylar, dünyanın sonu geldi sözleri bizi yani şirketinizi vurmaz. Ayrıca doğa ve hayvanı hiç işin içine karıştırmadan bunları yapabiliriz. Bence bu güzel bir neden" o an gerçekten de olsa beni dinlediğini ve gözleriyle baktığını hissettim.

"Yarın saat 9:00'da masamda kahvem olsun. Ayrıca Belma'da kalan evrakları al. 9:01'de burada olursan kovulursun" Ne?! Şimdi ciddi anlamda işe başlamıştım. Hemde çok önemli bir şirkette Bay Chalamet'in asistanı olarak. Bu harika bir şey.

Güvenlikler dışarıda bekleyen sıraya bağırmaya başladı "millet lütfen dağılın Bay Chalamet'in artık yeni bir asistanı var." Üzgünüm dostlar o kişi benim!

* * * * * *

Ne giyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Dolabımı açıp karıştırmaya başladım. En sonunda Kırmızı bir etek üzerine yine onunla takım olan kırmızı üstü giydim. Altına da siyah uzun burunlu topuklu ayakkabılarımı geçirdim. Makyaj olarak sade ve şık tutmaya çalıştım. Aynaya dönüp baktığımda aslında gayette güzel ve seksi görünüyordum.

Arabama atlayıp şirketin yolunu tutmuştum bile. Gerçekten mükemmel bir çalışandım artık.

* * * * * *

Saat tam 8:55'de kahvemle birlikte Bay Chalamet'in odasının yolunu tuttum.

"Bay Chalamet kahve zevkinizi dün bana söylemediğiniz için size sütsüz amerikano getirdim. Umarım sevdiğiniz bir türdür"

"Sen nereden anladın bunu?" Galiba espri falan yapıyordu ya da ben öyle algılamak istiyorum.

"Tahmin sadece"

"Tamam. Bugün saat 13:15'de toplantı var sende geliyorsun"

"Ben mi? Neden?"

"Lila asistanım olduğun için olabilir mi?" Of yerin dibine battım ben. Ne kadarda aptalca şeyler söylüyordum!