11.HASTANE GÜZELİ

6K 414 298
                                    




Kollarında kalan son güçle kapıyı tıklatıp ardından açtıktan sonra içeri girdi. Odada bütün tim vardı ve tek ilgilendikleri şey Beliz'in bilgisayarıydı. Açılan kapıyla hepsi kafasını aynı anda kaldırmış ve gördükleri görüntü karşısında şaşkına uğramışlardı.

"Ben geldim."

Şaşkınlığını ilk atlatam Hazar olmuş ve ayakta zor duran sevdiğini kucaklayıp koşarak revire götürmüştü. Evet sevdiği. Onun yokluğunda anladığı şeydi bu. Hazar Miran Bayraktar bu kadını seviyordu. Asiliğini, sinirini, vatan aşkını, meslek sevdasını, kendine has olan hareketlerini, küfür etmesini bile seviyordu. Ona bir şey oldu düşüncesi bütün hücrelerini kemirmiş ve fazlasıyla sarsmıştı.

Doktor Adel'i muayene ederken Hazar odadan çıkmak yerine kapıya yaslanmış, yüzünü inceliyordu. Gözleri ne açılan göbeğine değiyordu, nede bacaklarına. Sadece yüzüne bakıyor, herbir detayını inceliyordu.

"Fazla hırpalamışlar hastaneye götürüp tedavisine orda devam etmemiz gerekiyor. Mr, tomografi hepsinin çekilmesi lazım. Burada olacak bir iş değil. Sevk için hazır olun komutanım."

Hazar doktorun görmeyeceğini bilse bile kafasını sallamıştı. İlk geldiğin de fazla hırpalandığı belliydi çünkü çok yorgun duruyordu. En zor görevde bile bu kadar yorulmayan Adel Atay bu kaçırılmadan fazlasıyla etkilenmiş ve hasar almıştı.

Kapının önünden gelen sesler gözlerini Adel'den ayıp dışarı çıktı. Bütün tim ve ek olarak Albay kapının önündeydi.

"Durumu nasıl.?"

Albay'ın sorusuyla kafasını sertçe kaşıyıp derince nefes aldı.

"Doktor fazla darbe aldığını söyledi. Sevk için hazır olun dedi. Birazdan hastaneye götürürüz."

"Tamam gerekli olan bütün işlemler yapılsın, yanından ayrılmayın. Durumdan haberdar olmak istiyorum. Ben şimdi kaçıranları araştıracağım. Haber verirsin Kurtbey."

"Başüstüne komutanım."

Kurtbey giden Albay'ın ardından Hazar'ın yanına ilerleyip omzunu sıktı. Onun Adel'e karşı olan hislerinin farkındaydı ve ne kadar üzüldüğünü de biliyordu.

"İyileşeceğini biliyorsun."

"Ama şuan canının yandığını da biliyorum. Elektrik vermişler, kollarında ciddi yanıklar var. İyileşmesi uzun sürecek ve bu sürede canı yanacak. Keşke acısını kendime alabilsem be abi."

Son sözlerini söyleyip tekrardan revire girmişti. Doktor odanın diğer ucunda ki masasında hastane için evrakları doldururken Adel sedyede bilinci kapalı bir şekilde yatıyordu. Bir kaç adımda yanına ulaşıp kenarıda ki boşluğa oturdu.

Yüzünde ki ve boynunda ki kurumuş kanları eliyle temizlemek istiyordu fakat olmamıştı. Saatlerdir üstünde olan kan sanki onun bir parçası haline gelmiş gibiydi.

"İyileşiceksin."

bileğinde ki sargılara dikkat ederek avuç içini öptü. Daha sonra ise alnından öpmüş ve ayağa kalkıp odadan ayrılmıştı. Diğerleri hala kapının önünde durmuş onu bekliyordu fakat Hazar kimseyle konuşmadan bahçeye çıkıp sigarasını yaktı.

Uzun zamandır canı böylesine acımamıştı. Fiziksel bir acı yoktu fakat ruhsal acı onu bitiriyordu. Birine karşı böyle güçlü duygular hissetmek Hazar Miran'ı korkutmuştu.

****

Hastaneye getirilmiş ve tedavisine başlanmıştı. Getireli 2.5 saat oluyordu. Bu süre içinde bütün tetkikler yapılmış, yaraları temizlenmiş ve sonuçların çıkmasını beklerken özel odaya alınmıştı. Timin üyeleri kapının önünde duruyor ve bir haber bekliyorlardı.

HURDAHAŞ 3  - FİNAL -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin