8

168 17 10
                                    

arkadaslar merhaba. evet ayni bölüm iki kere atildi. ortalikta 7. bölüm yok su an. oc wattpad her seyin ağzına sıctı yine. özür dilerim hepinizden. 3 bölüm atiyorum, cok bi olay karısıklığı olmaz umarım. takıldığınız yerleri yorum atın, aklımda kaldığı kadar anlatırım. hikayeyi baya önce yazmıştım yani hatırlamıyorum pek, yenisini yazamadim o yüzden. özür dilerim tekrar.

Lisenin disiplin kurulunda gibi hissediyordum.

Eh, Bay Irwin'in odasındaydık. Odanın içinde Bay Irwin, Bay Stears, Leonardo, ben ve piç kurusu Isaac vardı.

Bay Irwin kollarını bağdaştırmış, kalçasını masaya yaslanmış, sinirle yere bakıyordu. Oldukça az yorum yaptığını söyleyebilirdim. Geldiğimizden beri pek fazla konuşmamıştı.

Bay Stears ise bize esip gürlüyordu. "Sen, Isaac! Sana öyle bir ceza vereceğim ki bir daha haddin olmayan bir şeye ağzını bile açamayacaksın! Terbiyesiz!"

"Son derece haklısınız profesör." diye yorum yaptı Leo.

"Sen bir sus! Sana da geleceğim, sana da! Al birini, vur ötekine!" dedi önce yanımda yayılmış Leonardo'yu, sonra beni göstererek. "Kızım, hadi bu terbiyesizlik yaptı, sen niye gelip şikayet edeceğine saldırıyorsun?!" Gözlerimin önüne burnuna pamuk tıkanmış Isaac geldiğinde sırıtmamı dizginlemeye çalıştım.

"Bay Stearn, yerimde olsanız eminim o an hiçbir şeyi düşünemezdiniz. Bana dediği şeyi siz de biliyorsunuz!" Bay Stearn sabır ister gibi elleriyle yüzünü sıvazladı, pala bıyıklarını çekiştirip eliyle Leo'yu gösterdi.

"Hayır oğlum, sen ne güzel ayırdın ikisini, sonra neden sen saldırıyorsun?! Hangi birinizle uğraşayım ben?!"

Olayı kısaca anlatmama izin verin.

&

Kampüste Leonardo ile gezdikten sonra başladı her şey.

Tam olarak, Bay Irwin derse girmeden hemen önce yerime geçerken sınıfın arkasından bir ses duydum.

"Vay, sürtük Alberta da buradaymış! Leonardo ile bahçe köşelerinde yiyişmen yeni mi bitti? Sıradaki ben olabilir miyim diye merak ediyorum."

Kimin söylediğini tahmin ediyorsunuzdur, Isaac. Puşt herif bunu söyler söylemez ezik grubu buna kahkaha atmıştı. "Ne sikim diyorsun lan sen?!" diye gürledim.

Olaylar kontrolüm dışında gerçekleşti.

Ben Isaac'ı boğazından tutup ayağa kaldırırken hala gevşek gevşek gülüyordu. Elim nasıl kalktı, nasıl önce burnuna, sonra gözüne indi bilmiyorum. Ancak bayağı sağlam inmiş olacak, gözü morarmış ve burnu deli gibi kanamıştı. "Bana bak, götlek! Eğer bir daha buruşuk beyaz kıçından bir şey duyarsam senin o sikik kafanı parçalarım, anladın mı?!"

Sinirden kendimi kaybetmiştim, deli gibi titriyordum ve sürekli olarak yere düşürdüğüm Isaac'a vuruyordum. Arka plandan bolca bağırış geliyordu ancak hiçbiri kulağıma ulaşmıyordu. Taa ki Leo tarafından çekilip Violet'in kucağına atılana kadar.

İki dakikada kendime geldiğimde, Bay Irwin'in ayırmaya çalıştığı Leonardo ve ağzı burnu kan içinde kalmış sarı gevşek Isaac'ı görmüştüm. "Efsaneydin." dediğini duydum Violet'in, sarı saçları yüzüme gelirken.

En sonunda Bay Irwin Leonardo'yu kollarından tutup kenara fırlattı.

&

Şimdi buradaydık işte. Yaraları kapatılmış
Isaac keyifsiz şekilde duruyordu. Yaptığım şeyin doğru olduğunu, insancıl olduğunu asla savunmuyorum, kesinlikle hayır. Ama bundan zevk almadığımı söylersem yalan söylemiş olurum.

Proffesor Irwin {a.i}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin