Mutlu bir son yoktur, minsung.

bölüm 3

Bir sonraki ıslık mevzusu, ara tatilde yaşandı. Vizelerim beklediğimden kötü geçmişti. Bunda Minho'nun ıslıklarının büyük bir etkisi vardı. O da suçlu hissetmiş olacak ki birkaç günlük tatil fikri ile geldiğimde hiç düşünmeden beni onayladı ve tatile gittik.

Daha önce hiç bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. Saatlerce yüzmüş, üstüne bir de sahilden otele kadar yürümüştük. Odaya vardığımızda öpücüklerimi kullanarak banyo sırasını kaptım ve hızlı bir duşun ardından kendimi çift kişilik yatağımıza attım. Fazla yüzmekten kollarım ağrımıştı ve tek isteğim uykuya dalmaktı.

Aradan yarım saat geçmeden yeniden ıslık sesleri bütün odayı doldurdu. O kadar yüksek sesliydi ki su sesi bile bastıramıyordu. Ben de ona seslenerek kibar bir şekilde susmasını rica ettim. Bunun üstüne ıslıklarını daha da artırdı. Artık sanki kafamın içinde yankılanıyordu. Elimi şakaklarıma bastırıp yatakta doğruldum. Zaten yorgundum bir de bunun üstüne ıslıkları eklenince fazla sinirlenmiştim. Bir konuşma yapmanın zamanı gelmişti.

Birkaç dakika sonra belinde beyaz bir havlu ile geldiğinde ıslıkları kesileli iki dakika oluyordu. İlk önce benimle dalga geçmek için yaptığını düşündüm, bir yere kadar komik olabilirdi ancak şu an kesinlikle eğlenmiyordum. Tek istediğim aptal ıslıklarını kesmesiydi, tamamen.

Ona olabildiğince sakin bir şekilde neden ıslıklarını kesmediğini sordum. Gerçekten... Islık çalmamak ne kadar zor olabilirdi? Ondan şimdiye kadar tek bir şey istemiştim ve o dalga geçer gibi buna devam ediyordu. Kısaca gülerek yatağa yaklaştığında beni ciddiye almadığını fark etmiştim. Oradan bakınca bir soytarıya mı benziyordum?

Sorumu tekrarladığımda bana ıslık çalmadığını söyledi, şaka gibi. Bir an farkında olmadan yaptığını düşündüm ancak hayır, hiç kimse farkında olmadan bu kadar yüksek sesli ıslık çalamazdı. Benimle hâlâ dalga geçtiğini düşündüğüm için derin bir nefes aldım. Bu sefer direkt bu hareketini kesmesini söyledim. Sesimi biraz yükseltmiştim çünkü artık beni dikkate almasını istiyordum.

Anlamamış gibi suratıma baktı bir süre. Delirdiğimi düşünüyordu. Delirmiştim de. O ve sonu gelmeyen ıslıkları beni delirtmişti.