Son dakikaya kadar sakinliğimi korumaya çalışıyordum bu yüzden o üstünü değiştirirken olabilecek en kibar şekilde ıslıklarını kesmesini söyledim. Sesim kısıktı, emir verirmemiştim ve cümlenin sonuna da bir "Lütfen." sıkıştırmıştım. Ancak o sanki bunların tam tersini yapmışım gibi bana dönmüş ve bağırmaya başlamıştı.
"Ben ıslık çalmıyorum!" ve "Senin sorunun ne?" içeren birkaç farklı cümleydi. Cümlelerin hepsini tam anlamıyla anlayamamıştım çünkü böyle bir davranış beklemiyordum. Kafam karışmıştı.
Yataktan kalkıp karşısına geçtim ve direkt gözlerinin içine bakmaya başladım. Artık ikimiz de ciddiydik.
İlişkimiz boyunca ilk defa bir şey istemiştim ve o, bunu yapmama konusunda bu kadar inatçıysa ben de istediğimi almakta inatçı olacaktım. Bu yüzden o hâlâ bana bağırırken sağımda duran bibloyu elime aldım. Onu elime alırken tam olarak ne yapacağımı düşünmemiştim. Özellikle kafasına geçirmeyi hiç düşünmemiştim.
Şiddet hiçbir zaman çözüm değildir, bu yazıyı yazarken beni yanlış anlamamanızı umuyorum. Daha önce değil şiddet uygulamak saçını bile bir kere sert okşamamıştım. Ama o an susması lazımdı. Islıklarını ve bağırışlarını kesmeliydi. Susmalıydı.
Bu yüzden elimdeki bibloyu bir daha ve ardından bir daha geçirdim. Üç veya dört kezdi, tam olarak bilmiyorum ama birden fazla kemiğini kırdığıma eminim. Sağımdaki duvar ve üzerimizdeki havlular kana bulanmıştı. Yere düşmeden önce açılan ağzından anladığım kadarıyla ise çenesi kırılmıştı ve yüksek ihtimalle ölmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu bir son yoktur, minsung.
TerrorFakat daha sonra bir şey oldu. Aramızın bozulmasını sağlayan, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladığım bir şey. Minho, ıslık çalmaya başladı. minsung, korku/gerilim, 5shot