Vampir Ve Kurt Adamın Aşkı

11.bölüm

Dün olanlardan sonra kendimi sandalyeye bağlı bi şekilde uyanmayı bekliyordum ama aksine yumuşacık bi yatakta uyanmıştım. Dün olanları hala idrak edemiyordum.

Rüzgar kan emici için fazla endişeleniyorsun demişti, o an bunun üzerinde düşünme fırsatım olmamıştı. Kan emici derken ne demeye çalışmıştı ve o iki metre kurtlar onlar gerçek miydi? emin olamıyordum. Kurtun gözümün önünde insana dönüşmesi, kesinlikle panikten dolayı halüsinasyon görmüştüm. Bunların hepsi çok fazla bilim-kurgu kitap'ı ve filmi izlemekten kaynaklıydı bunun başka bir açıklaması yoktu.

Bu konuyu sonra düşünecektim ama önce buradan çıkmam lazımdı. Hemen kapıya doğru yöneldim. Ev çok sessizdi bende bu fırsattan yararlanarak dış kapıya doğru koştum.

Dış kapının önüne gelince kapıyı açtım ve dışarı çıkacağım sırada kafam sert bir şeye çarptı.

" ahh "

"Ahh "

Benim sesimle birlikte çıkan sesle kafamı kaldırdım. bilin bakalım kim?
Rüzgar beni kaçıran pislik. Aslında tam olarak kaçırmış sayılmazdı, ben kendim tamam gelicem demiştim. Neden böyle bi salaklık yapmıştım ki.
"Off taş gibisin ya" dedim,
isyanla. Söylediğim sözlerden sonra rüzgar sırıttı. Hayır, allahım nolur o anlamda anlamamış olsun.

Taş gibi olduğumu kabul ediyorsun yani dedi alayla.

Ne alakası var canım. Yani ben şey o anlamda demedim. şey yani kafamı çarptım ya o anlamda çok sertsin manasında.

Konuştukça daha da rezil oluyordum.

Hı hı öyledir deyip kolumdan tutarak beni eve geri soktu. Kolumu kolundan kurtarmaya çalıştım ama çok sıkı tutuyordu. Gözlerimi açtığım odaya geldiğimizde kolumu bıraktı.

Rüzgar: burası artık senin odan. Komidinin yanındaki poşetleri göstererek eksik bir şey varsa söyle diyip kapıdan çıktı.

Arkasından bağırdım ama beni pek sallamadı.

Yatağa yattım ve olanları düşünmeye başladım. Berkant iyi miydi? Rüzgar Kan emici derken neyden bahsediyordu? Berhan acaba benim olmadığımı farketmiş miydi?

Berhan'ı düşününce gözümden bir damla yaş düştü.

Hadi ama topla kendini kızım. Sen tanıdım en güçlü insansın,fiziksel olarak olmasada. Ayrıca berhan senin neyin oluyo ki onu bu kadar çok önemsiyorsun. Sanırım haklısın iç ses. Şu an berhan 'dan daha önemli bir konu vardı. Kaçırılmıştım ve böyle rahat bir şekilde yatakta yatıyordum.
Hayır, bu rahatlık nerden geliyordu anlamıyorum ya çok salaktım ya da fazla cesur.

Evet,Kesinlikle çok salaktım.

Rüzgar'ın getirdiği poşetlerin içinden kot tulum ve içinede kazak alıp giyindim. aşağı indiğimde mutfaktan sesler geliyordu. Mutfağa girdiğimde rüzgar elindeki tabakları masaya koyuyordu. Masayı görünce hatırladım ne kadar aç olduğumu hiç vakit kaybetmeden sandalyelerden birine oturup salatalıklardan yemeye başladım.

Rüzgar karşıma oturmuş bana gülüyordu. Onu umursmadan yemeye devam ettim. Dünden beri ağzıma bi lokma girmemişti acıkmıştım doğal olarak.

Masadan kalkıp odama gideceğim sırada rüzgar seslendi.

Rüzgar: hey masayı toplamadan nereye gidiyorsun?

Dolunay: anlamadım.¿

Rüzgar: eee hadi masayı toplamama yardım etsene.

Dolunay: ben bu yüzden mi kaçırıldım?. Masayı toplamana yardım etmek için mi ? dedim alayla, koşar adımlarla odam olduğu söylenildiği yere çıktım arkamdan kapıyı sertçe kapattım.