Kül yağmuru

Kabuslar gerçek oldu !

Ve sonunda or*spu çocu ! Edımın bize tarif ettiği yere gelmiştik. İçimde bir korku vardı.. ama bunu belli etmemeliydim. Çünkü eğer belli edersem babam kendini yalnız hissedecekti. 
Arabadan indik. Edımın bize tarif ettiği yer Burdur'un terk edilmiş ve Burdur'da yaşayan insanların yolundan bile geçmeye korktuğu bir yerdi.
Zemin çamurdu hava hafiften yağmurluydu ve kokusunun boktan bir farkı yoktu. babama dönüp "yanında emanet silah veya bıçak varmı baba ?"
  hemen arabanın bagajını açtı.

"bu or*spu çocuğunun çağırdığı yerlere emanetsiz gitmek gibi bir aptallık asla yapmam"

ben şaşırmıştım içimden Annnaaanıııı sikkkk**m demiştim sonra dışımdan
"baba bu amcamın cesedini ne yapıcaz? "

"Edım'a teslim edicez evlat"

tam arabadan cesedi çıkarıcaken babamın telefonuna 

"Ceset'i bana direk getirmeyin eğerki evin içindeki görevleri tamamlarsanız ceset sizde kalır eğer tamamlayamazsanız zaten ölüceksiniz ve 3 ceset'te benim olacak haha"

Diye bir mesaj gelmişti sonra babam herneyse diyip arabanın içinden emanetleri çıkardı ve elime bir pompalı tüfek ve birde hançer verdi benim elim ayağım titriyordu ama korkudan değil, heycandandı. Çünkü hayatımda bırakın pompalı tüfeği, çakı bile almamıştım elime. Sonra gülümseyerek babama
"ben artık korkmuyorum baba sonuçta elimizde pompalı tüfek varken bize kim ne yapabilirki ?"

"Oğlum sen salakmısın am*na koyim savaşıcağımız kişiler bir insan değil! biz içeriye gircez o am hoşafı Edım bize görevler vercek salak salak oyunlar oynatıcak bize sürekli karşımıza değişik yaratıklar çıkacak"

Ben gülümseyerek, "ne yaratığı ne canavarı baba neyden bahsediyosun sen ben yaratık hikayelerine inanmayacak kadar büyüdüm artık. "

"Haha içeriye girelimde ebenin am*nı tersten göreceksin, ama merak etme ben yanındayken sana hiç birşey olmaz yıllardır bunlarla savaşıyorum ben! "

Ben korkmaya başlamıştım babamın hiç şaka yapıyormuş gibi bir hali yoktu. Yıkık evin içerisine girdik, daha girer girmez birden son sesle 15 saniye Ankaralı namık çaldı ve gülme sesleri geldi.
babam gülerek dediki.

"Orospu çocuna bak bizimle taşşak geçiyo, ben sana taşşağın kralını göstercem az sonra edım bekle sen yavşak"

Diyerek bağırdı. Bu iş benim için hem daha eğlenceli hemde daha korkunç bir hale gelmişti. Babam evin içerisindeki fatura kutusunun içinden siyah bir kağıt çıkarttı ve üzerinde beyaz kalemle yazılmış bir yazı vardı; 1. mutfağa girin ve buzdolabını açın içinde size çok güzel süprizlerim var.
Hemen mutfağa gittik. Direk buzdolabının kapısını açtım.
babam

"geri çekil evlat !"

diye bağırdı. Korkuyla yere düştüm. Allahtan içerisinde birşey yoktu(!) pişmiş bir ahtapot vardı ve üzerindeki notta;

"SUPRİSE MOTHERFUCKER bu sadece bir şaka asıl göreviniz bir üst katta çıkıp ordaki tabuta benzer sandığın haha!"

Şerefsiz Edım resmen bizimle alay ediyordu...