MAVİ DÜŞLER

Trip

Selam final demiştim ama değil. Iyi okumalar.

Kekler hayatımızın bir yansımasıdır.

Kabartma tozu sınırımızdır, nereye kadar kabarıp, nerede çatlayacağımızı belirler.

Vanilya, güldüğümüz kadardır. Mutluluğumuzdur. Hayatın tadı tuzudur. Kısaca tat  verendir.

Süt ise hayallerdir. Bembeyaz hayaller vardır hayatımızda. Ama hayatımızda kaybolup gider o tüm hayaller.

Yağ, çevremizdeki insanlardır. Fazla koyarsan cıvık, az koyarsan kuru olur.

Şeker, vanilyaya benzer. Tatlıdır ama her şeyin fazlası zarardır.

Fazladan kattığınız bir şey varsa o da hayatta beklenmedik mutluluklardır... En kötüsü bir yumurta kabuğu...

///////////////////////

Kahvaltıdan sonra odama çıkıp kitabımı elime aldım. Cezam boyunca James'in yanımda olacağını zannediyordum ama yanılmışım malesef.

Beyefendi ilk fırsatta ARKADAŞLARIM ile havuza gitti. Hayır yani anlamıyorum arkadaşlar benim , sevgili benim ama ben olmadan da gayet samimiler. En kötüsü de kapıdan çıkarken beni öpüp " akşama geç gelirim beni bekleme, kapıyı kilitledi ve tanımadığın kimseye kapıyı açma " Dedi.  Bana.

Kitabımı okumadığımı farkettim ve komidine bıraktım. Saate baktım ve 13:19 olduğunu farkettim.

Tekrar aşağı inip dolaptan bir elma aldım ve televizyon odasına geçtim. Evet, televizyonsuz bir televizyon odam var. Babam , saygıdeğer Ali Sak , bana güvenmeyip televizyonu götürdü.

Evet ,evet kendi götürdü. Koskoca şirketin sahibi ama hala küçük işleri kendisi yapıyor. Hayır yani göndersin bir tane eleman... Yok efendim ben çocuğu başka eve yöneltilmişim, efendime söyleyim çocuğu ayartırmışım...

Tamam yani bunlar benim de aklımdan geçti. Ama ikinci seçeneği istesemde yapamazdım, yani sevgilimin önünde olacak şey değil!

Yerde duran James'in bana aldığı ve bitirmem için süre verdiği yapboza baktım. Tam tamına 1000 parçaydı.

Neden süre verdin diye sorunca ,sonunda sana bir süprizim var dedi. Umarım zaman harcamama değer .

//////////////////////////////

James:Gözde... Gözde , hadi uyan artık.

-Hmm?

James : kalk yerinde yat.

-Sen taşı ya , hiç kalkacak halim yok.

James: Off ya sevgilin var derdin var.

James beni kucağına aldı ve yukarı çıkmaya başladı. Neden bu kadar geç geldiğini merak etmiştim ama sormak istemiyordum açıkçası. Kendisinin anlatmasını  tercih ederdim.

-James?

James: Efendim Gözde?

- Neredeydin?

James: bizimkilerle beraberdim.

-Onu biliyorum... Ne yaptınız?

James beni kendi yatağına bıraktı ve dolaptan pijamalarını alıp lavaboya gitti.

James: Yüzdüüüüük.

-Sadece bu kadar mı?  Bu saate kadar sadece yüzdünüz yani?

Yanıma oturduğunda sorarcasına yüzüne baktım. Ama o benden gözlerini kaçırdı.

James: Başka ne yapabiliriz ki?

-Umarım, bana yalan söylemiyorsundur.

Onu umursamayıp yatağa uzandım  ve ona kıçımı döndüm.

Oflayıp o da yanıma uzandı. Yüzümü kendine doğru biraz çevirdi ve gözlerime baktı.

James: Bunu unutma sana asla yalan söylemem. Sevdiğim insanı asla yüz üstü bırakmam. Sadece eğer ne yaptığımı söylersem öğrenmeden rahat durmayacaksın.

-Yani bir süpriz!

James: Off Gözde söylemeyeceğim. Uzatma.

-Peki. Trip atıyorum şu an, haberin olsun.

James: Tribini yesinler senin.

Hızlı bir şekilde yüzüme eğildi ve dudağıma bir öpücük bıraktı. Sonra o da kıçını dönüp uyudu.

Biliyorum yine çok kısa bir bölüm oldu.

Yeni Hikayem Kumarbaz a bakarsanız sevinirim ♥♥

Bol bol yorum istiyorum:). Eğer hemen final yapsaydim çok saçma sapan bir şey olacağını farkettim. Inşallah beğenmişsizindir. Arayı bir daha bu kadar uzatmam umarım :))

Sonra görüşürüz . Kendinize iyi bakin.