Jimin Twice yurduna ulaştığı gibi hızla arabadan inmiş, yurdun girişine doğru koşmaya başlamıştı.
Kapıyı çaldığında açan kişinin herhangi bir Twice üyesi olmasını beklerken karşısında Jisung'u görmek onun için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
Jisung, Jimin'i görmesi ile kaşlarını çatarken Jimin'in de ondan aşağı kalır yanı yoktu.
İkisi arasındaki gerginliği Jisung'un arkasından Jimin'e selam veren Nayeon ile bozulmuştu.
"Jimin-shi hoşgeldin. İçeri geçsene."
Nayeon eski sevgilisi Jin sayesinde tüm BTS üyeleri ile yakın arkadaştı. Jin ile ayrılmaları diğer üyelerle olan arkadaşlığı bozmamış aksine daha da güçlenmesini sağlamıştı.
Jimin, Nayeon'un önünde eğilip kısa bir selam vermiş ve ardından Jisung'un yanından geçerek içeri girmişti.
Adımlarını salona yönlendirdiğinde kısaca etrafına bakınmıştı.
Jihyo, büyük ihtimalle JYP olduğunu tahmin ettiği kişi ile hararetli bir şekilde telefonda konuşuyordu.
Dahyun ve Chaeyoung amerikan tarzı mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken Jeongyeon da Mina'nın sevdiğini bildiği kurabiyelerden hazırlıyordu.
Tzuyu, Mina'nın önüne eğilip elindeki suyu Mina'ya içirmeye çalışırken Sana ve Momo da ağlayan Mina'yı ortalarına alıp sakinleştirmeye çalışıyordu.
Tüm üyeler Mina'nın mutluluğu için seferber olmuştu.
Jimin gördüğü görüntü ile acı şekilde gülümsedi. Mina'nın yanında iyi kişilerin olduğunu bilmek onu mutlu etse de sevdiği kadının ağlaması onu bitiriyordu.
Ayrıca Jisung'un neden burada olduğu da aklını kurcalayan en büyük soruydu.
Ama şu an bunları düşünmenin sırası değildi. Buraya gelme nedeni Mina'ya aşkını itiraf etmek olsa da onun ağladığını görmek canını acıtıyordu.
Küçük adımlarla Mina'nın yanına ilerleyip bardağı bırakmaya giden Tzuyu'nin yerini almış ve koltukta oturan Mina'nın önüne eğilmişti. Jimin elleriyle Mina'nın dizlerinin üzerinde bulunan ellerini nazikçe tutmuş, baş parmağı ile yavaşça okşamaya başlamıştı.
Mina başını kaldırıp baktığında Jimin'in parıltı dolu gözleri ile karşılaşmayı beklemiyordu.
Jimin hafifçe ayağa kalkıp Mina'ya sarılmıştı. Mina ona karşılık vermeden öylece bekliyorken Jimin yalnızca Mina'nın duyabileceği bir ses tonunda fısıldamıştı.
"Lütfen üzülme. Ben her zaman yanında olacağım Minari. Netizen bozuntuları ve çürük fanları önemseme. Onlar gerçek seni tanımıyorlar. Benim seni gördüğüm gibi görmüyorlar. Senin içindeki beyazlığı görmek onların kirlenmiş gözleri için çok zor Mina'm. Sana yalvarırım ağlama. Seni böyle görmek canımı her şeyden çok acıtıyor."
Mina duydukları ile gözlerindeki yaşı hızla silmişti. Jimin'e karşılık verip ona sıkıca sarılmış ve kokusunu içine çekmişti.
Her ne kadar onunla bu şekilde sonsuza dek kalmak istese de bunu yapamazdı. Menajerlerinin söylediğine göre tüm gazeteciler Dispatch'in yazdığı haber üzerine Twice yurdunun etrafında pusu kurmak için buraya geliyordu. Eğer Jimin şimdi gitmezse ve gazeteciler onu burada görürse Jimin de yapılacak haberlerden zarar görürdü. Şu anda yaşadığı şeylerin aynısını sevdiği adamın da yaşamasını kaldıramazdı. Bir de buna kendisi sebep olursa kendisini asla affetmezdi. Göz yaşlarını tutmaya çalışırken Jimin'in kulağına titreyen sesi ile fısıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|•I Wanna You to Fxxk Me•|~Jimina~
FanfictionHer şey basit bir doğruluk cesaret oyunuyla başlamıştı. Mina şişe onda durunca alkolün de etkisiyle ani bir heyecan ile "Cesaret" demiş ve üyelerin ona sunduğu cesaret görevini yapmak zorunda kalmıştı. Görev:Beni becermeni istiyorum adlı bir mesaj y...