6

133 9 13
                                    

Biraz geciktim, üzgünüm ama şu sıralar yoğunluğum var. Bu sene üniversite sınavına gireceğim ve artık sona yaklaşıyorum. Yine de bayram hediyesi olarak bölüm yazdım sizlere. Bölümleri ne kadar aralıkla atarım bilemiyorum, anlık yazıyorum aslında. Kafamda bir senaryo var tabii ama gidişat bir bakıma o an işleniyor, sadece olay örgüsü belli. Bu arada hepinize iyi bayramlar. Bu bayram sevdiklerimizle olamasak da, sıkı sıkı sarılıp kutladığımız bayramlar da gelecek inşallah.

Her neyse sözün özü, hepinize iyi okumalar dilerim.

Multimedia: Tnk-Yine Yazı Bekleriz

Bölüm 6: 'Pişman'

Burak'tan

Son birkaç dakika..

Şu kendimden geçtiğim son dakika o kadar özel ve güzel ki, anlatamam. Sorana diyecek lafım olmaz, bunun bir benzetmesi bile yapılamaz.

Öykü benim yıllardır kurduğum bir hayaldi. Onu öpmek de öyle. Onu öpmek, kokusunu dilediğimce solumak, kahküllerini sevmek bile ayrı güzeldi benim için.

En güzel hayallerimdi o benim.

Fakat şu an yaptığım şey.. bu durumdayken, biz sadece arkadaşken bu yaptığım o kadar saçma ki. Beni, benim onu sevdiğim gibi sevmiyor bile belki de. Onu öpmeme izin vermesi bile şaşkınlıktan aslında, görebiliyorum.

Gerçeğe dönmem gerek. Dönüyorum da zaten. Hayallerimden kopup Öykü'den uzaklaşıyorum. Gözleri hala kapalı. Göz kapakları bile ayrı güzel.

Saniyeler sonra o da açıyor gözlerini, bakışlarını bana ulaştırıyor. Dudakları aralık duruyor. Zorlanıyorum. Yapacağım konuşmaya odaklanamıyorum ona bakarken.

Kendine gel Burak, yapman gereken şeyi unutma.

İç sesim beni telkin ediyor, ben de ona uyuyorum. Zorla da olsa, istemediğim o konuşmayı yapıyorum işte.

"Eee Öykü ben.. ben özür dilerim. Bir anda şey oldu işte, şey.. biz böyle uzun zamandan beri ilk kez yalnız kaldık falan ya ben kendime hakim olamadım."

Gözleri şaşkınlıkla bakıyor bu sefer sevdiğimin. Konuşmak için aralanıyor az önce öptüğüm dudakları.

Ve yine özlediğim, hep özleyeceğim dudakları.

"Pişman mısın yani?"

Değilim.. olmam da. Ama bunu sana söyleyemiyorum işte. Bu öyle zor ki.

"Evet, pişmanım. Özür dilerim tekrar."

Özür dilerim Öykü, ama seni öptüğüm için değil; sana yalan söylediğim için özür dilerim. Seni çok seviyorum. Beni duyuyorsun değil mi? Duymuyorsun tabii. Olsun, belki bir gün duyarsın. Görürsün gözlerimde sana olan aşkımı.

"Anladım.. neyse, gidelim mi? Geç oldu zaten."

Kafa sallıyorum, onaylarcasına. Dönme dolap son turunu yapıyor, durduğu gibi iniyoruz ikimiz de. Yürüyoruz hiç konuşmadan. Bakmak istiyorum ona, bakamıyorum bile. Sessizlik o kadar büyüyor ki, boğuluyorum sanki.

Birkaç dakika sonra mahalleye giriyoruz. Ben onu kapısının önüne kadar getiriyorum. Duraksıyor, duraksıyorum.

"Burak.. sana bir şey soracağım."

"Sor tabii."

"Biz.. eskisi gibi olacağız değil mi? Lunaparkta yaşananlar aramıza girmesin lütfen, unuturum ben merak etme."

"Eskisi gibiyiz, Öykü."

"Eskisi gibiyiz.."

Sonlara doğru kısılan sesiyle söylediği cümleden sonra bana el sallayarak içeri giriyor. Birkaç dakika duruyorum olduğum yerde. Sonra silkelenip kendime geliyorum ve eve doğru yol alıyorum...

SELLUKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin